Silivri Dayanışma Platformu tarafından “Yuvanız Yıkılmasın” temasıyla 1 Şubat 2020 tarihinde düzenlenen Deprem Çalıştayının 2. oturumu İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası Silivri Temsilcisi Mustafa Yazıcı'nın başkanlığında gerçekleştirildi. Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Harun Akkan, AFAD Eğitim Şube Müdürü Tezcan Buçan ve Anadolu UMKE sorumlusu Osman Türk, 2. Oturumun konuşmacılarıydı.
AKKAN: İLETLİŞİM VE ULAŞIM SIKINTISI YAŞADIK
Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Harun Akkan, oturum başkanı İnşaat Mühendisi Mustafa Yazıcı'nın “Yaşadığımız 5.8'lik deprem sizi nasıl etkiledi? Deprem sonunda ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Silivri Belediyesi olarak neler yaşadınız?” sorularına cevap verdi.
Akkan, konuşmasına yapılan çalışmaya katkı sunan ve katılımcılara teşekkür ederek başladı. Depremin afete dönüşmesinin, zamanında önlem almamamız ve etkilerini iyi tartmamamızdan kaynaklandığını dile getirdi. Deprem sonrasında Belediyede iletişim sorunu yaşadıklarını ve bu noktadaki eksiklerini gördüklerini paylaşan Belediye Başkan Yardımcısı, daha sonra telsiz sistemi kurduklarını anlattı. İlçede trafik yoğunluğundan dolayı ulaşım noktasında da ciddi sıkıntıların yaşandığını paylaştı.
“SÜREÇ İYİ YÖNETİLEMEDİ”
Akkan, deprem öncesi, deprem sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili çalışmalarını belediye olarak başlattıklarını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Silivri'de son geçen 40 yıl içerisinde çok hızlı bir göç oldu. Kışın 200 bin, yazın yaklaşık 500 bin nüfusa ulaştık. Süreç çok iyi yönetilemedi. Bundan mühendislerin, plancıların, mimarların, siyasetçilerin kısacası hepimizin kusuru var. Gelen göçe göre alt yapıyı, sosyal alanı, yolu v.s. maalesef dikkate alamadık. Binaların sağlamlığı da bu sorunlardan biri. 2000'li yıllardan sonra daha sağlıklı bakmaya başladık.
“KENTSEL STRATEJİK BELGESİNİN HAZIRLANMA
ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR”
Belediye olarak ilk iş olarak depremin bize verebileceği zararların tespitini yapmak oldu. Kentsel Stratejik Belgesinin hazırlanmasını profesyonel bir ekibe verdik. 2 Aralık'ta yer teslimi yaptık. Ekip arazide çalışıyor. Zemin, deprem, bina stoku, taşkın, heyelan açısından riskli alanların tespiti yapılacak. En geç Haziran ayında elimizde bir envanter olacak. İçinde hem bilgi, hem çözüm önerileri, finansal modelleri olacak. İmar planı mı değişmesi gerekiyor, başka alana mı taşınması gerekiyor, yerinde mi yıkılıp yapılması gerekiyor bütün bu soruların cevabını alacağız.
“İÇİMİZE ŞEYTAN KAÇMIŞ GİBİ”
Esasında binaları sağlam yapmamız gerekiyor. Bunu yapacak gücümüz, bilgimiz, birikimiz var ama çok affedersiniz içimize şeytan kaçmış gibi sağlam yapmıyoruz. İnanılır gibi değil. Tabi dağdaki çobanı suçlamamız doğru olmaz. O da imarı merak ediyor. Herkes gibi pastadan pay alma derdinde. Kimsenin keçiyle koyunla uğraştığı yok. Buradaki sıkıntının vebalini ona yükleyemeyiz. Bizler plancı, mühendis, mimar, belediyeydi, kadastroydu, tapuydu kamu kuruluşu olarak bizler sorumluyuz. Bizler çözmeliyiz.
“GÖÇEBE KÜLTÜRÜNDEN VAZGEÇMELİYİZ”
Göçebe kültüründen çıkmamız lazım. Çadır, branda, baraka yaklaşımından çıkmalıyız. 100 Yıllık Belediyeyiz, ana binamızı Büyükşehir yapmış, sağlam. Arkasından Kariyer ve İstihdam Ofisi var konteynerde. Zabıta'ya yetmedi koy bir konteyner. Gıda Bankası lazım ona da konteyner. İki gün mü hizmet edeceğiz? Ek hizmet binamız yine 15 tane konteynerden oluşuyor. Orada 500 kişi çalışıyor. Silivri'nin merkezine iniyorsunuz cami baraka, tuvalet baraka… Bunlara bir son vermemiz lazım. Bunlardan önce biz Belediye olarak çakmalıyız.
2019 Yılında 51 tane izinsiz yapılan, 11 tane projeye uygun olmayan, güvenlik riski taşıyan 38 bina yıkıldı ve 13 tane depremlerden hasar alan binayı belediye olarak yıktık. En kötüsünden başlayıp yol yürümemiz lazım. Araba alıyoruz eskiyor, ceket aldık eskidi atıyoruz. Binanın ömrü 50 yıl ve bitti. “Benim hakkım nerede?” diyor, hangi hak? Ömür geldi geçti. Yeniden yapacaksın. “Param yok” diyor. Yoksa kiraya çıkacaksın. El birliğiyle bakacağız. Devlet gücü kadar yapmış. Ama biz eskisinden daha büyük bina ve para istiyoruz. Mümkünse de 2. daire istiyoruz. Böyle bir kentsel dönüşüm modeli yok. Keşke olsa da hep birlikte yesek!
“CANI, DAHA KOLAY TESLİM EDİYORUZ, MALI BIRAKMIYORUZ”
İnsanımızda en üzücü noktalardan biri de güven problemi. Belediyeye gelindiğinde “Burası taşkın alanı, risklidir” diyoruz, “Hadi canım sen de, ben 30 senedir buradayım hiç taştığını görmedim” diyor. Mühendis ölçmüş biçmiş ve bunu buraya koymakla da bir menfaati yok. Fay hattının taşınması gibi bir durum… Zemini ölçmüş ve ‘sıvılaşma riski var' demiş. “Sen onu yazma” diyor, zaten onu yazsın diye mühendise para veriyorsun. Alınganlıklar oluyor. Dönüşümde de sorunlar yaşanıyor. “Orman vasfını kaybetmiş” raporu geliyor, gidiyorsun cennet gibi orman! Bir sürü kelli felli mühendis… Mühendisliği de böyle çok az paraya satanlar olunca güven problemi doğdu. En azından tartacağız biçeceğiz sonra inanmayacağız. Doktora gidiyorsun, ‘safra kesende bilmem ne varmış alacağım' diyor, ‘buyur al' diyorsun. Binandan şu var diyorum, adam inanmıyor. Canı daha kolay teslim ediyoruz, malı bırakmıyoruz. El birliğiyle yürütürsek aşarız diye düşünüyorum.
200 AFAD GÖNÜLLÜSÜ YETİŞTİRİLECEK
Kaymakamlığımız, İlçe Sağlık Müdürlüğümüz, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz gibi bütün kamu kurumlarıyla beraber başlattığımız çalışmayla 200 AFAD gönüllüsüne eğitim aldıracağız.
“RİSKLİ BİNALARA ÖNCELİK VERECEĞİZ”
Silivri'de 50 bin civarında yapı var. Yaşadığımız depremlerden sonra daha sağlıklı binalar yapmaya başladık. Ancak eski binalar hem yönetmelikler hem uygulamalar açısından yetersiz. Bunların risk payları maalesef daha büyük. O alanlara öncelik vermek suretiyle çalışma yapacağız.
26 Eylül 2019 tarihinde yaşadığımız 5.8'lik deprem sonrasında 408 yapıyla ilgili belediyemize müracaat edilerek hasar tespit çalışması yapmamız için talepte bulunuldu. İnşaat mühendislerimizle gözlemsel bir çalışma oldu. 15 Günlük zamana yayıldı. Hem İBB, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordinasyonda sıkıntı yaşadık. Yapıları tahliye konusunda da sıkıntılarımız oldu. 23 Adet yapıda problem görüldü ve tahliyelerini sağladık.
SİLİVRİ'YE AFAD MERKEZİ KURULACAK
Çalışmalarımızı daha da hızlandırmak adına bir AFAD Merkezi kuruluş çalışmalarını başlattık. Arama kurtarma ekipleri bu merkezde yetiştirilerek, hem ilçemize, hem komşu ilçelerimize yardım edecekler, hem Büyükşehir Afet Koordinasyon Merkezindeki gibi birçok noktadan görüntü ve bilgi alacak, iletişimi sağlayacak, başvuruları alacak ve yönlendirecek. Yalnız depremle ilgili, yangın, sel gibi diğer afetlerde de aktif çalışacak bir merkez olacak.”
YAZICI: BARINMA HAKKI,
KUTSAL VE YASAL BİR HAK
Oturum Başkanı İnşaat Mühendisi Mustafa Yazıcı, sosyal devletlerde barınma hakkının hem kutsal hem yasal bir hak olduğunu hatırlatarak, devletin bu açıdan da bakması gerektiğini savundu.
BUÇAN: SİLİVRİ'DE GÖNÜLLÜLÜK KONUSUNDA İYİ OLDUĞUMUZ SÖYLENEMEZ
AFAD Eğitim Şube Müdürü Tezcan Buçan, AFAD yapılanması, çalışmaları ve görevleri hakkında bilgi verdi. 2009 Yılında başlayan yapılanmayla yaklaşık 6 bin 500 çalışanın olduğu, olayın koordinasyon safhasında olduklarını, Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında hareket ettiklerini paylaştı. Afet adına bilgi, birikim, ekipman v.s. dünyada yetişmiş üç büyük ülkenin olduğunu, bunlardan birinin de Türkiye'nin olduğunu söyledi.
Buçan, yerel düzeydeki yapılanmada Belediyelerin de işin içine sokulduğu, hangi çalışma alanlarında kendilerine destek olacaklarını yaptıkları toplantılarda belirleyeceklerini dile getirdi.
Tezcan Buçan, gönüllülük durumu konusunda Silivri'de iyi olmadıklarını şu sözlerle paylaştı: “Silivri'de çok sayıda toplantı yaptık ama istediğimiz sonuca ulaştığımızı söylemek zor. Gönüllü sayısı bir elin parmaklarını bugün geçti.
GÖNÜLLÜLÜK NEDİR?
Maalesef bizim insanımız gönüllülükten başka bir şey anlıyor. Maddi çıkar beklemeksizin, kendi bilgi birikim ve deneyimini, sadece manevi haz almak amacıyla kamu yararına aktaran kişiye gönüllü denir. Maalesef bizdeki anlayış şu; “Oraya nasıl intikal edeceğim? Gelirsem bana yemek, iş verecek misin? Bir takım beklentilerim var onları karşılayabilecek misin?”
“SİZLERİ KAZANABİLİRSEK, ÜLKEMİZ KAZANIR”
Türkiye'deki gönüllük sayısı istenen seviyede değil. Yurt dışında gönüllülüğü gurur ve bir farkındalık olarak görüyorlar. AFAD'a e-devlet üzerinde katılımlarınızı bekliyoruz. Şu an İstanbul'daki sayımız 7 bin 500. Bu sayı çok az. Konuşurken çok konuşuyoruz, uygulamada yokuz. Rehbere ihtiyacımız olacak. Deprem sonrasında yurt dışından ekiplerimiz gelecek. Dünyanın her köşesinden İstanbul'a insanlar gelecek. İstanbul'da beklenen deprem aynı zamanda dünyadaki 3. büyük depremdir. Dünyaya gittiğimizde bize bakış açıları apayrı ama kendi ülkemizde bir türlü iletişim kuramıyoruz. Bu seneyi “Afete hazırlık yılı” ilan ettik. 1 Şubattaki temamız da “Gönüllü ol”. Sizleri kazanabilirsek, ülkemiz kazanır.”
TÜRK, ULUSAL MEDİKAL KURTARMA EKİBİ'Nİ ANLATTI
Anadolu UMKE Sorumlusu Osman Türk, kuruluşu, görev alanları hakkında bilgi verdi. Sağlık teşkilatı olarak enkazdan çıkan insanların hastaneye yetiştirilemediğini ve çok daha farklı tedavilere ihtiyaç duyulduğunu tespit ettiklerini ve buna göre gerekli önemleri alıp hareket ettiklerini paylaştı. 2004 yılında Ulusan Medikal Kurtarma Ekibinin kurulma kararı alındığı ve 81 il'e yayıldığı bilgisini veren Osman Türk, afet ve olağan dışı, sağlık hizmetinin kesildiği durumlarda o hizmetin devamını sağlamak, aynı zamanda mevcut sağlık sisteminin de rahatlamasını sağlamakla görevli olduğunu belirtti. Enkaz altına girip medikal müdahalede bulunduklarını anlatan Türk, şu anda İstanbul'da 1 800, ülke genelinde ise 12 bin temel eğitim almış sağlık personelinin olduğunu açıkladı. Sadece medikal değil, ambulans ve tahliye hizmeti de verdiklerini, Sahra Hastanesi kurulum ve hizmeti, çevre sağlığı hizmeti, psikososyal destek çalışmalarını da yürüttüklerini paylaştı. Deprem sonrasında yerel belediye ve sivil toplum devreye girerek iyileştirme çalışmalarını yürütmeleri gerektiğini savundu. Profesyonel ekip çekilince, bölge kendi dinamikleriyle kendi haline döndürülmeye çalışıldığını anlatan Osman Türk, Silivri'deki yapılanmalarına ilişkin şu bilgileri verdi: “İl Sağlık Müdürlüğünün 39 ilçede yapmış olduğu Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında sağlık grubunun ana ortağıyız. İstanbul'un 39 ilçesinde çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Silivri'de daha çok sağlık personellerinden katılım oluyor. UNKE'ye katılmak spesifik bir meslek grubunu temsil ediyor. İki devlet hastanemiz var, toplamda 45 UNKE personelimiz var. UNKE eğitimlerini daha çok İstanbul dışı olası afetlerde faydası olsun diye eğitmeye çalışıyoruz. Diğer iller de bize aynı bu şekilde davranıyorlar. Afetzede olacakları için kendi personelimizi kullanamayacağız, bize il dışından gelecek olanlar müdahale edecek. İstanbul'daki her ilçeye hangi il'in geleceği, nerede Sahra Hastanesi kuracağı hepsi planlı.
İsteğimiz şu; ilk yardım bilgisi olan ne kadar fazla insan olursa, profesyonel sağlık ekipleri gelinceye kadar orada insanları yaşatmaya devam ederiz.”
Oturumun sonunda Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Harun Akkan, AFAD Eğitim Şube Müdürü Tezcan Buçan ve Anadolu UMKE sorumlusu Osman Türk'e Silivri Dayanışma Platformu tarafından teşekkür plaketi sunuldu.
Renginar SALİ