Sevginar Sali

İki ara, bir dere...

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan'ın ziyaretiyle ilçemizde düzenlenen ve meslekte 10. yılını tamamlayan mensupların başardığı şeyi yazmak ile belediyede gerçekleştiği iddia edilen darp olayını ele almak arasında gelip gidiyorum…
Serbest muhasebeci ve mali müşavirlerin Silivri'de yakaladığı örnek mesleki dayanışma başarısını taçlandırdıkları sürekli eğitim sürecinin uyandırdığı hayranlığı Arıkan'la da paylaştım. Çok memnun oldu. Ve konuştukça bu olguyu İstanbul'un genelinde yaşattıklarından dolayı duyduğu gurur yüzünden okunuyordu.
Mesleki dayanışma araya rekabet girdiğinden en zor sağlanandır türleri arasında. Bunu başaran ve bununla da kalmayıp istikrarla yürüten Silivrili meslek mensuplarını tebrik ediyorum. Darısı diğer tüm mesleklerin başına…
Vergi Dairesi Müdürü ve kurumda giderek yaygınlaşan vatandaşa hizmet hassasiyetinin tamamlayıcılığı ayrıca alana kıymet kattı…
***
Gelelim dün akşam saatlerinde meydana gelen tatsız olaya… Zeynel Yıldız, “Belediye başkanı tarafından darp edildim” diyerek şikayette bulundu. Işıklar'ın, “Darp yok, tartıştık” açıklamalarının ayrıntılarını haberinden okuyacağınız şekilde aktardı.
Tartışmanın başından sonuna kadar kameralara yansıyan görüntüsü konu yargıya intikal ettiğine göre bu seyirde değerlendirilir.
Tarafların açıklamalarına bakınca tavizlerin, tavizler doğurduğu onların da ilişkide son noktayı getirdiği anlaşılıyor. Bir müdürlükte küfür ve hakaretler dozunda tartışma yaşayan kişinin belediye başkanının katında çay içebilmesi bana tuhaf geldi ondan da öteye ciddi bir güvenlik zafiyeti…
“Belediye başkanı makamında adam dövdü” klişesini medya çok sever, hap gibi yutar… Muhalefet dibine kadar kullanır. Vatandaş ne kadar haksız olursa olsun yaptıkları kamuoyu açısından çok önemli değil; belediye başkanının karşılığı mühim olan. Normal koşullarda beyefendi herkes olur. Zor zamanlarda bu çizgiyi muhafaza etmek işte bu önemli… Işıklar'ın sıkıntılı vakitlerde daima hatırlaması gereken… Çünkü Salı akşamı yaşadığı ne ilk ne de son…
Özcan Işıklar'ın açıklamalarını okuyorum da aynı durumda muhtemelen cüsseme bakmadan aynı şiddet eğilimini gösterirdim. Ama bu tartışmayı ilgilendiren 2-3 kişi dışında kimsenin umurunda da haber de olmazdı. Belediye başkanı etiketi konunca kişinin isminin başına benim veya sizin, her hangi biri gibi davranamaz. “İnsani tepki verdim” savunması onu anlamak isteyenler nazarında geçerli olur. Belediye başkanı sıfatının temsili dışında ne hissettiği ve düşündüğünü umursamayanları hesaba her zaman katmalı seçilmişler.
Muhtemelen olayın iki kahramanı da yaptıklarından pişmanlık duymuyordur. Erkeklerin bir de öyle genel özelliği vardır… Hatalarını asla kabul etmezler… İnşallah ikisi de bir daha benzer bir duruma kendini düşürmezler. Işıklar böyle vaziyette bir belediye başkanından beklenen davranış ile soğukkanlılığı sergileyememenin bedelini kendisini eleştirmek için açığını kollayanlara malzeme vererek ödeyecek. Personeline sahip çıkması artı olarak değerlendirilse de, temsil ettiği kurumun adını koruma hususunda geçerli not aldığı tartışılır…
Berrin Papila'ya geçmiş olsun...

YORUM YAP