Görülmüş şey değil. Mümkün mü? ‘Aşk’ değil bizimkilerinin durumu. Ama nezaket, hatta zarafetlerini koruma çabası, incelikten yıkılma durumları maşallah dedirtiyor.
Strateji Raporundan sonra bütçe konusunda da aynı durum yaşandı iktidar ile muhalefet arasında. Muhalefet eleştirilerini olabildiğince yumuşak biçimde ama gerçek düşüncelerini ortaya koyarak ve de vazifesini yerine getirirken, iktidar da gösterilen inceliğin altında kalmadı. Yeni bir yöntem ve şekil ortaya çıkıyor meclisimizde.‘Kutlu farkı’ demek daha doğru Işıklar’dan kaynaklanıyor olsa geçen dönem de bu sahneleri görmüş olurduk.
Geçmiş yerel iktidar örneklerinden daha vahim genel iktidar uygulamaları var AK Parti’nin. Bunları ustacı kullanacak ve kendi üzerindeki okları böylece savuşturacak da bir belediye başkanımız var… Her şeyimiz tam da icraat konusundaki çuvallamamız nereden kaynaklanıyor bulup, düzeltmek lazım.
Sanılanın aksine Işıklar, eleştiriye tahammülsüz biri olmadığını yeni dönemde daha rahat ortaya koyabiliyor. Tahammül edemediği şey seviyesizlik ve cehalet! Onları sineye çekmek hepimiz için zor da, arkasına Silivri’nin yarısının desteğini alan kişi için bunları hazmetmek, kabul etmek anlaşılan o ki daha da güç. Güç olmasını bir yana bırakın, böyle bir zorunluluk içinde olmayı, kabullenmek bir kere insanın doğasına, aklına, zekasına hakaret.
Akıl ve zeka ne yazık ki beklentileri yükselten bir şey olduğu kadar, başarısızlığı kabul etme durumumuzu da sınırlıyor epey… Adamın biri fizik profesörüdür, ütü yapamadığını öğrenmek hayal kırıklığı sebebi olabilir. Herkesin her şeyi bilmesi gerekir mi? Hayır tabi ki. Ama bir alanda zirve yaparken, daha basit bir konuda diplerde seyrin yarattığı dengesizlik genel imajı bozabiliyor.
Demek istediğim şu ki; hangi alanda olursa olsun ortalamanın üzerinde çıkarttığınız beklenti ve anlayışın ardından daha azıyla yetinmek durumunda bıraktığınız insanların sizinle ilgili değerlendirmesindeki zayıflığı hesaba katın.
İyi bir mimarın, kötü bir siyasetçi olduğunu görmek istemeyiz. İyi siyasetçinin, kötü bir belediye başkanı olduğunu da tecrübe etmek kayıp olur. Başarı söylemler ve eylemler arasındaki dengeyi zorunlu kılıyor. Başarılı bir siyaset için iyi bir söylem yeterli olabilir, başarılı bir belediye başkanı bunu eylemle, icraatla desteklemeli.
"Kaynak yok, engel çok…” demek de çare değil. Bir işi yapmak isteyenler mutlaka yolunu bulur, yapmak istemeyenler bahane üretir sözü bu dönem özellikle yerel iktidarın kulağında küpe modunu geçip, başındaki zil sesi olmalı.
AK Parti’deki yeni yapılanma sürecinin ardından Silivri’de siyasetin, somut örneklerle, hizmet yarışına dönüşeceği konusunda umudum arttı. Hüseyin Turan’ın belediye başkanlığı dönemi ile ilgili pek çok şey söylenebilir ancak çalışmadığını, Silivri için koşturmadığını, meselelerinin takibinde azami çaba sarf etmediğini iddia etmek mümkün değil.
AK Parti’nin ilçe başkanlığı bilmecesi büyük ölçüde çözümlendi. Bakalım CHP’ninki ne olacak. Orada kongre yok ama milletvekili seçimleri nedeniyle Tuğlu’nun koltuğunu bırakmasına kesin gözüyle bakılıyor. Seçilme şansı her ne kadar olmasa da denemeden kimse ikna olamayacak.
İyi haftalar...