Siyaset bayram sonrası kızışacak derken ne kadar yanılmadığımı gösterdi bana hafta sonu. Ve de özellikle Cumartesi günü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ilçemizde devam eden Kiptaş 3 Projesi inşaat alanına gerçekleştirdiği ziyaret ile yankıları.
Daha önceki Silivri programında CHP'ye kapıdan dahi selam verme gereği duymayan İmamoğlu'na bu kez CHP İlçe Başkanı Berker Esen, CHP'nin İBB Meclis Üyeleri Melih Yıldız ve Bora Balcıoğlu ile CHP'nin Silivri Belediyesi Grup Sözcüsü Süheyl Kırkıcı eşlik etti.
Onların eşlik etmesinde hiçbir sakınca yok bence. Belediye Başkanı ve diğer İBB Meclis Üyelerimiz de davetli olsalar daha şık bir görüntü arz edilirdi ve CHP'yi muhalefetteyken eleştirdiği konuma iktidarda düşmekten kurtarmış olurlardı.
İmamoğlu belli ki siyasi tabanına daha yakın davranmak konusunda uyarıları dikkate almış, bu hususta tarafına yöneltilen eleştirilere kulak asmış… Son ziyaretinde CHP İlçe Başkanı Berker Esen ile birebirde de özel bir görüşme yaptığını, etkilerini ilerleyen günlerde daha çok hissedeceğimizi ifade edelim.
Tüm bunların ötesinde, üstesinde erken genel seçim çanlarının sesi de duyulmayacak gibi değil zaten…
Yeni bir anlayışı hakim kılmak umudunu temsil ederken, eskisinde var olan eksikliklerin üstüne basılarak yükseldiğiniz yerde çok daha dikkatli olmak gerek.
Bunu İmamoğlu için söylerken, Silivri'yi dışında tutamayız.
İmamoğlu da Volkan Yılmaz da aday oldukları partilerin ötesinde siyasi farklılıkta ve üstünlükte kesimlerin oyları ile seçildiler.
Kişisel etkileri, bireyseldeki özellikleri seçilmelerinde oldukça etkili bir faktör olarak öne çıktı.
Silivri her iki seçimde de partiden ziyade adaya göre karar verdiğini ortaya koydu.
Siyasi bağlar önemi, ‘aile ilişkileri' göz ardı edilecek unsurlar değil… Ama sahip olunan koşullarda iki ucu keskin bıçak misali… Nereye ve ne kadar değindiğine dikkat etmeli.
Biraz da şu noktada anlaşmamız lazım galiba; siyasi partiler doğrudan yatırım yapmaz, hizmet sağlamaz; çünkü böyle bir sorumluluk için gerekli bütçeleri, kadroları yoktur.
Ama bunları adaylaştırıp iktidara getirdikleri tarafından gerçekleştirmesi için gerekli alt yapıları, ideolojik ve düşünsel baskı unsurlarını geliştirip, harekete geçirirler.
Herkesin (seçilen-seçmen-yöneten ve yönetimi belirleyen) kendi kulvarında sorumluluklarını üstlenmesi daha etkili siyaset ve etkin sonuçlar doğuracaktır emin olun.
Seçilerek icraatın başına getirdiğiniz insanların elinden doğrudan alınan siyaset yapma alanını arkalarındaki teşkilat ya da örgüt yapıları olarak desteklemek zorundasınız.
Düşünce gücü zayıflayan yapıların eylem etkisi kaybolur.
Muktedir (bir şeyi yapmaya gücü yetmek, bir şey yapabilmek) olamadıktan sonra iktidar (yönetme gücünü elinde bulunduran kişi ya da kişiler) olmak da zaman içinde anlamsızlaşır.
İyi haftalar herkese…