Tek bir karesini göremediğimiz bir buluşmadan söz edeceğim bugün size… Cuma günü Ocak Meclisinin ikinci oturumundan sonra AK Parti İlçe Başkanı ve beraberindeki heyet çikolatasıyla Başkan Bey'in makamındaydı. İadeyi nezaket ziyareti diye düşündüler muhtemelen, Başkan Işıklar'ın kısa bir süre önce AK Partinin genç ilçe başkanının ağızından dökülen ağır sözlerin telafisi olarak algılamak istemesi de anlaşılır. Yükselen gerilimin her iki taraf açısından da zayıflatma arzusu olarak değerlendirirsek de hata olmaz.
Işıklar konuklarının nezaketinden memnun, misafirleri karşılaştıkları sıcak evsahipliğinden son derece hoşnut… Ama ne AK Parti'nin basın danışmanı ne de belediyeninki anı ölümsüzleştirmeye cesaret edememiş… Nedense demeyeceğim üç aşağı beş yukarı sebebini öngörmek mümkün… Aslında bizim iktidar ile muhalefeti bıraksak tartışmak yerine, belki de el ele verip hayalini bile kurmaktan çekindiğimiz işleri başaracaklar. Ama tabanda hizmeti aşan bir çatışma beklentisi var… Bunu önce siyasetçiler aşmalı malesef...
Siyasetçi çıksın iki saat hizmetlerini anlatsın etki yüzde 30 ise rakiplerine çattığı kısma ilgi yüzde 90… Sayın halk, bırakalım şu arkadaşları kapıştırmayı biraz çalışsınlar… Onlara bir zararı yok hizmet ve yatırımlardan mahrum kalan çoğunlukta sıradan vatandaşlar…
Ziyarette KİPTAŞ'ın üçüncü etap yatırımı için Silivri'de uzun zamandır yer aradığı ancak arazi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle uygulamaya geçemediği konuşulmuş aldığım duyumlara göre. Işıklar'ın, belediye olarak yeri verip konutların KİPTAŞ tarafından yapılması ve kura çekimi ile evsahibi olmayanlara güzel bir hizmet sunulması önerisine AK Partililer de sıcak bakmış. Silivri için birlikte elini taşın altına koyanlara halkın bakış açısı da olumlu bir seyir izleyecektir… Sabırla ve zaman içinde...
***
Nezakete hayatımızın her yönünde çok fazla ihtiyacımız var… En çok ihmal ettiğimiz, ziyadesiyle örselediğimiz çok değerli bir kavram… Siyasette bu özellik, her türlü kavgadan daha kazançlı bence…
***
Çalışan Gazeteciler Gününde çalışmak da bir başka zor hele ki gribin etkisinde…
Arayan, mesaj atan, çiçek yollayan her yolla kutlamayı önemseyenlere sonsuz teşekkürler. Bu sene ayrı bir yoğunlukta geçti Gazeteciler Günümüz… Meslek olarak yıpranma payımızın fazlalığını devlet gözetmese de halk üzerinde duruyor anlaşılan…
Sabah saatlerinde AK Parti'nin kahvaltı davetine icap ettik. Yemekli organizasyonlara katılmama prensibimiz yumuşak yüzlülüğümüz yüzünden yerle yeksan bu aralar…
Biri günümüzde görmek istediğimiz manzara diğeri; CHP'nin örgütlediği Silivri Cezaevi önündeki eylem acı gerçeğimiz!
Rıfat Kutlu, ‘vatan ve millete ihanet' kıstasını koydu… Bu her meslek ve vatandaş için geçerli aslında. Ama buna siyasetçiler değil yargı karar versin. Tabi bu arada o yargının bağımsızlığı da güvence altına alınsın, kuşkuya yer bırakmayacak nitelikte olsun.
Bazı şeyleri söylemiyor veya konuşmuyor olmamız yok olmalarını sağlamıyor. AK Parti'nin tertip etiği şekliyle gazeteciler günü çok hoşuma gitti… Ama madalyonumuzun bir de diğer yüzü var… Ne usta kalemleri zindanlara mahkum ettik. Niye ve niçin bilmeden…
Kolay iş yok da gazetecilik zor zanaat… Devlet veya hükümet, yargılama, susturma, baskı altına alma kolaycılığını terk ederek bizleri meslek etiğine, netilik ve gelişime özendirmeli bence… Biz olmamıza izin vermeli. Hepimiz aynı olursak bu dünya çok sıkıcı ve yerinde sayan basitlikten kurtulamaz…
Gazetecilik ve gazeteci özgür olmalı, bağımsızlık hakkı ve şansı tanınmalı… Yargı tarafsız olursa kararlarına saygı da kendiliğinden gelir… Siyasetçiler için medya olmazsa olmaz. Siz bizden biz de sizden üstün değilsiniz. Güç konusunda ayar biraz karışık. Yan yana özgür irademizle yürümemiz yolumuzu kolaylaştırır... Yerel medya çalışanlarının her geçen gün artan sayısına bakılırsa Silivri'de gazeteci olmak da güzel : ))) İçi bizi, dışı sizi yakar : ))) İyi haftalar...