Adil Sirkecioğlu

İktidar Olacak Parti ... Belli Olur

Tepkiler, sevinçler, kırgınlıklar, aklınıza gelebilecek her türlü insani duygular eşliğinde milletvekili aday listelerimiz açıklandı. Benim için tek sürpriz Kaynarca’nın adaylığı. Son yazım gazeteye ulaştırılmadan önce durum netleşmişti ama değiştirme gereği duymadım. Yetersizliğimi, eksikliğimi, cahilliğimi, inatçılığımı okuyucularımdan ve beni tanıyanlardan gizlemeyi ayıp saydım. Ertesi gün aday listeleriyle birlikte gelen takılmaları, sitemleri ve eleştirileri aldım, kabul ettim. Bu konuya daha sonra döneceğiz, şimdi genel tabloya bakıp, iktidar olacak partiyi bulmaya çalışalım!
Listeye giremeyenlerin, seçilebilecek sırada yer alamayanların açıklamaları kadar; yeri garanti olanların karşı açıklamaları da birbirinden garip karşılanıyor. Birinin hakaretleri ne kadar etkisizse, diğerinin iltifatları o kadar küçük düşürücü. İki gündür göz ve kulaklarım vekilliğini garantileyenin, sistemi eleştiren sözlerini boş yere aradı durdu. Böyle bir şey olmadığına göre her biri sonraki dönemin muhtemel protestocu adayları.
CHP, YSK’ ya verdiği listeyle Baykal dönemini ve geçmişini sildi. Baykal gene var ama selam verebileceği bir tek Nur Sertel kaldı. Gözlerden kaçan, tek satır bile bahsedilmeyen isim Kamer Genç. CHP’nin ve Türkiye’nin temel direği olarak muhafaza edildi. Tunceli’den liste başı. İktidara emin adımlarla yürüyen CHP’nin yıpranmasını istemediği Cumhurbaşkanı adayı. İyi ki var; memleket, meclis ve CHP çiçek bahçesi olmaya devam edecek. Bahçıvansız kalsak halimiz nice olurdu?
Kılıçdaroğlu çok arzu ettiği örgüt üyeliği için müracaatını yaptı. Referans imzaları Haberal, Balbay ve Aygün tarafından atıldı. Cihaner’in imzası sakıncalı görüldü, belki de ileride savcı lazım olabilir diye düşünülmüş olabilir diyeceğim ama yargı mensupları görevlerine dönemiyorlar. Kılıçdaroğlu bilmiyordum, niye söylemediniz, iktidarın oyununa geldik gibi gerekçeler sıralarsa şaşırmam. Bu sefer seçme ve seçilme hakkını tam olarak kazanmanın zafer sarhoşluğuyla basit hatalar yapılabilir.
Silivri’de görülen dava ile ilgili esen veya estirilen havayı oya tahvil ederek iktidara gelmeyi bir tercih olarak kabul edebilirim. Rahmetli Ecevit’i her zaman çok seven Zonguldak’ta ki birinci sıranın Haberal’a tahsis edilmesini ve bu konudaki açıklamaları mantıklı bulmuyorum. Dönemin Başbakanı Ecevit’in rahatsızlığı sırasında şüpheli duruma düşen başhekim yaftasından en zor sıyrılabileceği yer Zonguldak. Rahşan Hanım Haberal’ı affetti ve kefil olduysa sorun yok. Köksal Toptan beyefendiliğini muhafaza edip, yarayı kaşımayacaktır. Bilinçli Zonguldak seçmeni CHP benzeri MHP’ye teveccüh gösterirse Ecevit sevgi ve saygısı ağır basmış olacaktır.
Çok adayla çekişmeli bir yarış başlatan Silivri CHP hüsran yaşıyor. Çabuk atlatıp Semizkumlar Mahallesinden seçilecek ünlü vekillerle teselli bulacaklar. Onlar için canla başla çalışmak zorundalar. Rehavet ve moral bozukluğu yerel seçimleri tehlikeye sokar. Aday olanların, onları destekleyenlerin toparlanması zor olacağından acilen taze kanlara ihtiyaçları var. Seçim çalışmalarını sadece belediyenin yetersiz kadrosuna yıkmak ters sonuçlar verecektir.
MHP hakkında fazla yazılacak bir şey yok. CHP ile birlikte Demirel yörüngesine girmiş gözüküyorlar. Sembolik birkaç dava adamını, düzenin adamı olduklarını ispatlamış olanları gizlemek için listeye serpiştirdiler. Bununla birlikte baraj sorunları kalmamış gözüküyor. CHP’nin yaptığı ve yapacağı hatalardan fazlasıyla sebeplenecekler. Haberal CHP deyse, oğlu MHP’de olduğunu herkes bilmez ki! Dokuz asker emeklisiyle adı güzel davanın mübaşirliğine veya jandarmalığına talip olundu. Hayırlı olsun demek gerekiyor.
Yasın Muratal’a yapılan tek kelimeyle nezaketsizlik. Gocunmadan çalışacak olsa da, benim beklentim 15. sıraydı. Silivri’nin matematiği de CHP’ye endekslendi. Türkeş’in oğlunun Ak Parti’ye kaptırılma ayıbının kaşınacak olması yarayı derinleştirir. Ölüm yıldönümlerinde MHP’li ve Ak Parti’li vekillerce anılması Başbuğ’un birleştirici özelliği olarak kabul edilmeli. Telefonu “alo” yerine “selam” la açmak bugünün MHP’lilerince garipsenirken, “Yaradanı severiz, yaradandan ötürü-Allah’a emanet olun” sözleri Başbakan’ın ağzından düşmüyor. Bahçeli’den duymaz oldum, Ülkücüler bu sözlerim kime ait olduğunu unuttu gitti. Kutalmış Türkeş babasının geleneğini, vasiyetini devam ettirmek ister, Erciyes Kurultayları’nı başlatırsa; hangi partiden olursa olsun koşmayacak Ülkücü düşünemiyorum.
En fazla eleme Ak Partide oldu. Alkışlama hatasından sonra beklenen gelişmeydi. Buna rağmen Erdoğan’ın hitabeti, vücut dilini iyi kullanması, geleceğe yönelik umutlar sarsıntıyı hissettirmedi. En azından dışa vurumu asgariye indirdi. Listeye giren, giremeyen topyekûn bir çalışma seferberliğine şahit olacağız. Başarı ile birlikte, diğerlerinin başarısızlığı ve attıkları her adım; kırgınlıkları, eksikleri, hataları mubah kılıyor. Seçimler beklenen gelişmeyle sonuçlanırsa Erdoğan dünya liderleri arasında birinci sıraya yerleşecek. Türkiye’nin her konuda kendi şartlarını iler sürüp, yaptırabilmesi konusunda eli daha da güçlenecek.
Kaynarca ismi üzerinde son sohbetimiz Hüseyin Turan’la oldu. Başkanın “bu sefer ilk ona girme şansı daha fazla” sözüne karşı “mümkün değil” cevabını vermiş, eklemiştim. Olabilmesi için Müezzinoğlu’nun aday olmaması gerekir. Açıkçası son cümleme ihtimal vermiyordum. Beklemediğim gelişme gerçekleşti. Eski il başkanı bölge adayı değil, Edirne adayı oldu. Tülay Kaynarca 8. sırada yer buldu. Kendine ve Silivri’ye hayırlı olsun. Sohbetimizin kalan bölümünü nakledecek değilim. Turan anlatacak olursa, hiçbir zaman inkâr etmeyeceğim bilinir. Onun telkinleri, benim aksiliklerim harmanlandığında geldiğim noktayı özetlemek isterim.
Hiçbir seçim kazanmamış Müezzinoğlu ilk defa ciddi bir teste tabii tutuldu. Allah yardımcısı olsun. Kazanacağı vekillik bende ve birçoklarındaki yargıyı kıracağı gibi, anasının ak sütü gibi helal olacaktır. Bugüne kadarki tavrım ve yazdıklarım için seve seve özür dilemeye hazırım. 2004 seçimlerinde Silivri’yi kazanamazlar tavrı bizi kamçılamıştı. Şimdi roller değişti. Müezzinoğlu Edirne’de kazanamaz diyorum. Sonucun beni utandırmasını bekliyorum.
Silivri’de bütün partiler moral bozukluğu içerisindeyken, Ak Parti Kaynarca ile atağa kalkması lazım. Kendisinin başlattığı, sonrakilerin devam ettirdiği parçalanmış, büyük bir puzzle haline gelmiş Silivri Ak Partide; parçaları birleştirip, yerli yerine koyup, resmi net olarak ortaya çıkarmak gerekiyor. Bu zor görevi yerine getirmek, Silivri temsilcisini başkente güçlü göndermek herkesin ortak düşüncesi olsa da; bu konudaki çabanın büyüğü Kaynarca’ya düşüyor. Partiliyi ve seçmeni asil kabul eder, kendini vekil görme mütevazılığı sergilerse sonuç alacaktır. İsterse Silivri’nin gelmiş geçmiş en başarılı vekili olma yönünde önünde hiçbir engel yok. Ben neredeyim? Aynı yerde. Arzu edilirse her türlü olumsuzluğu ve kötüyü söyleme noktalarında emre amadeyim. Huyum kurusun! 6 yıl önceki eş, dost, akraba “hayırlı olsun” telefonlarını cevaplamadığım yerde onlar arasına girmem beklenmesin. Yavuz anladın beni?!
Silivri ve Ak Parti için ikinci hoş sürpriz; önümüzdeki dönem iki bayan vekille temsil edilecek olmamız. Eski Çorlu İlçe Başkanı Gülay Dalyan 13. sıra adayımız. İki Ak Parti’li bayan el ele verirse, Akşener’in etkisini azaltabilirler. Yerel adayların partiye verdikleri güç ispatlanmış olur.
Adaylarımız başlıklı yazımda haksızlık yaptığımı fark ettim, özür dilerim. Siyaseti yakından takip etme iddiasındaki biri olarak büyük parti, küçük parti ayrımı yapmadığım bilinir. Nurdoğan Özgör ÖDP 2. sıra yerel adayımız. Sempatik kişiliği, cana yakınlığıyla ilgi odağı olacağına eminim. Liste kırgınlarının destekleyeceği, partisinde aradığını bulamayanların sahipleneceği, kararsızların kararını etkileyerek oy patlaması yapacağını düşünüyorum. Partisinin “Yoldaşlar” başlığıyla çektiği toplantı mesajlarındaki tarih ve ay hatalarını giderebilirse önü açılacaktır. Alacağı her oy düzen partilerine atılacak bir tokat kabul edilecek. Verilen bilgiler ve gelişmeler doğrultusunda köşemde misafir etmeye devam edeceğim.
Yazmaya devam edeceğimiz konular çok uzun sürecek. Fakat seçimin tusunamileri şimdiden belli. Seçimden sonra CHP dokunulmazlığın yılmaz savunucusu olurken, önündeki her engeli kaldırma gücüne erişmiş Ak Parti’nin merhametine sığınılacak. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı Temmuz ayında sona erecek. CHP yalpalamaları MHP’ye yarayacak, 2. parti olmaları sürpriz sayılmayacak. Eklenecekler çok ama bugünlük yeter.
Adaysız kalanlar, partisiz kalmayın…

YORUM YAP