“İktidar ve muhalefet danışıklı dövüş ile ülkeyi hiçbir yere getiremezler”

“İktidar ve muhalefet danışıklı dövüş ile ülkeyi hiçbir yere getiremezler”

06.04.2023 10:32:35

Zafer Partisi'nin İstanbul 3. Bölge Milletvekili Aday Adayı Uğur Türkyılmaz, partisi ve siyasi kariyeri ile ilgili fikirlerini Hürhaber okuyucuları için değerlendirirken, “İnsanlar AKP hükümetinden gerçekten bıkmış durumda. CHP'nin muhalefetinden de insanlar yorulmuş haldeler. Bu ikisi danışıklı dövüş ile ülkeyi açıkçası hiçbir yere getiremezler” diyerek seçmene en iyi seçeneği sunduklarını anlattı.

Yeni bir parti, genç ve tanıdığımız bir Milletvekili Aday Adayı… Zafer Partisi İstanbul 3. Bölge Milletvekilliğine soyunan Uğur Türkyılmaz ile partisi ve adaylık gerekçelerini konuştuk.
Sevginar SALİ: Okuyucularımız için kendinizi tanıtabilir misiniz?
Uğur TÜRKYILMAZ: Silivri'nin Büyük Kılıçlı köyünde doğdum. İlk üniversitem Elektrik Bölümü üzerineydi. İkinci üniversite olarak Tarih Bölümünü seçtim. Bu bölüme birincilikle girip, birincilikle de bitirdim. Akabinde Yüksek Lisansa başladım. Moskova Devlet Üniversitesi'nden davet geldi. Rus Kültürü ve Edebi üzerine kısa süren bir eğitim aldım. Doktora eğitimim için Türkiye'ye döndüm. Edirne'de Trakya Üniversitesi'nde “Osmanlı- Rus İlişkileri” üzerine doktora yapıyorum.
Sevginar SALİ: Siyasetle tanışmanız nasıl oldu? Zafer Partisi çok yeni bir parti. Daha önce başka bir partiyle bağınız oldu mu?
Uğur TÜRKYILMAZ: Partimiz yaklaşık 18 aylık bir parti. Zafer Partisine kadar resmi olarak herhangi bir partiye üyeliğim yoktu. Ailemden dolayı, babamın ve özellikle amcamın çok uzun yıllar MHP İlçe Başkanlığı yapması, meclis üyeliği, MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın da anne tarafından akrabam, bir sempatiden söz edebiliriz. Ailecek siyasetin içinde olduk. Babam da uzun yıllar Sanayi Sitesi Kooperatifinin Başkanlığını yaptı. Siyaset ve idari kadroların içinde doğduk diyebilirim. Ancak beni tam anlamıyla ifade eden bir siyasi partinin olduğunu düşünmüyordum. Ta ki Zafer Partisi kuruluna kadar. Genel Başkanın ideolojileri ve benim mantık süzgecimden geçirdiğim düşüncelerim beni bu partiye yönlendirdi.
Sevginar SALİ: Zafer Partisinde sizi en çok etkileyen konu ne oldu?
Uğur TÜRKYILMAZ: Türk kimliğinin ezilmişliği, yok sayılması beni rahatsız etmeye başladı. Birilerine “Bizim yerimize yönetin” dediğinizde bizi artık uçurumun kenarına getirdiklerini görüyoruz. Bu çok rahatsız edici bir durum. Sığınmacıların istilacı bir grup olarak Türkiye'de bu kadar fazla olmaları, bizi 3-5 yıl içerisinde işin içinden çıkılamayacak hale getirecek. Buna bir nebze olsun dur demek adına, kendi payıma görev almak istedim. Bu sığınmacı sorununun biz Silivri'de belki göremiyoruz. Ancak biraz ileride Beylikdüzü ve Esenyurt'a gittiğimizde inanılmaz derecede kalabalıklar. Hafta sonu İkitelli'de bir alışveriş merkezine gittim. Türkçe konuşan insan yok. İnanılmaz Arap, Rus kitlesi var. Onları birbirinden ayıramayacağım. Osmanlı-Rus ilişkilerini çalıştığım için yayılmacı politikalarını, düşünce yapılarını çok iyi biliyorum. Bu bizi işin içinden çıkılmayacak duruma getirecek.
“PARTİMİZ IRKÇI OLARAK TANIMLANAMAZ”
Sevginar SALİ: Belli kesimler bunu da ırkçılık olarak addediyor ve Zafer Partisi'ne bunun üzerinden yükleniyorlar. Bu eleştirilere ne diyorsunuz?
Uğur TÜRKYILMAZ: Bu kalıplaşmış bir şey. Türk olmayanlar Türkçülüğü ırkçılık olarak algılarlar diye bir söylem vardı. Siyasal İslamcı ya da aşırı solcu tarafa geçmiş kişilerin kendilerini bu kimliğe ait hissetmeyen kişiler olarak görüyorum. Ben Türk'üm diyen, Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliği yapan ve düşünceye sahip bir kişi, bizim yaptığımızı ırkçılık olarak tanımlamaz. Büyük ihtimalle kendilerini bu kimliğe ait hissetmiyorlar, o yüzden bu yaftalamayı yapıştırıyorlar.
“YÖNETİMDE GENÇLERİN VE GERÇEK TÜRK MİLLİYETÇİLERİN SÖZ SAHİBİ OLMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: Milletvekilliği Aday Adaylığına nasıl karar verdiniz?
Uğur TÜRKYILMAZ: Türkiye'nin olumsuz bir sürece sürüklenmesine son vermek adına yönetimde artık biz gençlerin ve gerçek Türk Milliyetçilerin söz sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Adaylık kararım ani oldu. Kimseyle görüşmedim, herhangi birinden telkin almadım. 3. Bölgedeki siyasi tanınırlığımıza dayanarak yola çıktım. Çevremdeki insanların artık bu ekonomik, siyasi ve ahlaki çökmüşlüğün karşısında, sığınmacıların çokluğu bu kararı almamda etkili oldu. 20 Yıl öncesi ve bugünkü Türk insanı arasında dağlar kadar fark var. Eğitim seviyesi inanılmaz derecede düştü. Tam bir yozlaşma içerisindeyiz diyebilirim.
“TÜRK IRKI VE MİLLETİ İÇİN BU OLMAK ZORUNDA…”
Sevginar SALİ: Zafer Partisi bu ortamda seçmene ne vaat ediyor?
Uğur TÜRKYILMAZ: Zafer Partisi ilk önce Türkiye'ye sığınmacı sorununun farkına vardıran parti. Genel Başkanımız Ümit Özdağ, “Bizim bir sığınmacı problemimiz var ve bu ülkenin belki de bölünmesine yol açacak'' dediğinde insanlar öncelikle böyle bir şeyin olabileceğini düşünmediler. Ancak şimdi günümüzde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olsun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olsun, problemin farkındalar. Ancak onlar bu problemi, gönüllülük esası gibi, yumuşak yönleri ile çözmeye çalışacaklar. Ama ekmeğini, ilacını, her türlü sosyal ihtiyaçlarını burada ücretsiz olarak karşılayan bir kitle gönüllülük esası ile geriye dönmez. Özellikle erkekler ülkelerinde uzun yıllar boyunca asker kaçağı olarak gözüktükleri için gittikleri gibi askere alınacaklar. Evet şu anda Suriye'de iç savaşın bittiğini düşünebiliriz ancak geri dönmüyorlar. Çünkü devlet yükümlülükleri var, onları yerine getirmek zorundalar. Burada her türlü imkana ücretsiz kavuştukları için oraya geri döneceklerini düşünmüyorum. Ancak Genel Başkanımız Ümit Özdağ, “Gerekirse zorla'' diyerek, bunu bazı kesimler ırkçılık olarak nitelendirse de Türk ırkı ve milleti için bu olmak zorunda.
“4 DENİZ, 4 BÖLGE'' PROJESİ
Sevginar SALİ: Sığınmacılar konusu dışında, Zafer Partisi'nin gerçekleştirmeyi planladığı çalışmalar veya çözmeyi düşündüğü sorunlar neler peki?
Uğur TÜRKYILMAZ: Bizim en tepe noktamız, ülke çapında Zafer Partisi'ni en çok popüler yapan konumuz buydu ancak alt yapımızda tamamen liyakatli kadrolar var. Çeşitli platformlarda konuşan tüm başkan yardımcılarımız, her biri alanında uzman kişiler. Ucu bucağı olmayan projeler silsilesi var. Bitmek bilmeyen bir mücadele içerisindeyiz. Baş problemimiz sığınmacıların geri gönderilmesi olacak ancak tümevarıma geldiğimizde en üstte bu varken alta indikçe ekonomi, tarım, eğitim konuları yer alıyor.
“4 deniz, 4 bölge'' projemiz var. Şu anda sanayimiz ve ülkemizin getirisinin %70'ini sağlayan bölgemiz, Marmara Bölgesi'dir. Yakın zamanda Maraş merkezli depremler ve bunun sonucu ortaya çıkan problemler potansiyel olarak burada da mevcut. Bu bölgedeki sanayinin bir kısmının insanlar ile daha güvenli bölgelere aktarımı önemli bir projemiz. Çünkü herhangi bir deprem sonucu ülkeyi kalkındıran bölgenin zarara uğraması Türkiye'nin kendisine yetemeyecek duruma gelmesine sebep olacak. Bu yüzden Zonguldak ve Samsun merkezli olmak üzere birinci bölgemize ağır sanayiyi, savunma sanayiyi taşıyacağız. Metal, ormancılık ve mobilya bölgesini Bursa, Ankara, Kırıkkale, Karabük, Çorum ve Çankırı'ya yayacağız. İkinci bölge olarak da araba, tekstil gibi üretimlerin yapıldığı alanlar olacak ve bunun yanında da bildiğimiz gibi Erzurum, Kars gibi kesimlerde inanılmaz derecede hayvansal ürünler var. Tarımsal faaliyetlerin, özellikle süt ve süt ürünleri sanayinin bir kısmı, Trabzon Limanı çıkışlı olmak üzere buraya taşınacak. Neden özellikle buraları seçiyoruz? Çünkü büyük limanlar var ve Orta Asya'ya, Kafkasya'ya, Rusya ve Ukrayna'ya bu limanlardan kolay bir şekilde ulaşım sağlanması mümkün.
Doktora tezimde de sık sık Odessa Şehri'ne değinmekteyim. 300-400 yıl önceki tarihlerde buralar İstanbul merkezli olmak üzere Karadeniz ticaretinin önemli limanları. Üçüncü bölge orta ölçekli, tarıma yönelik sanayi olacak. Mersin ve İskenderun çıkışlı limanlar olacak. Burada da üniversiteler artık tam manasıyla tarım üzerine faaliyet gösterecekler. Akdeniz üzerinden bu bölgelerden Afrika, Ortadoğu ve Avrupa'ya ulaşım çok mümkün.
4. Bölge'de İzmir Limanı olmak üzere orta ölçekli Batı kısmımızı kapsayan bir yer. Bu bölgede yine ağır sanayi ve ileri teknoloji ürünlerin olduğu sanayi söz konusu. Afyon, Balıkesir ve Denizli'ye kadar uzanan bir bölge. Böylece İstanbul üzerindeki sanayiyi ve insan kitlelerini Türkiye'nin hemen hemen her yerine yaymış olacağız.
Sevginar SALİ: İstanbul ne olacak?
Uğur TÜRKYILMAZ: İstanbul'un nüfusu şu an 20 milyon civarlarındadır. Bu yatırımları yaparak sayıyı 5-10 yıl içerisinde 10 milyona kadar düşüreceğiz.

Sevginar SALİ: Peki İstanbul'dan gitmeyi düşünmeyen yatırımlar konusu nasıl çözülecek?
Uğur TÜRKYILMAZ: Devlet eli ile öyle imkanlar tanınacak ki gitmeyi kendileri isteyecekler. İstanbul'da 10 milyon nüfusa düştüğünde, kültür ve tarih başkenti olarak eski özelliklerini geri kazanacak. Bu sürede de insanların gerekirse 2 yıl boyunca kiraları devlet tarafından ödenerek evleri depreme hazırlıklı hale getirilecek. İstanbul aynı zaman da bilgisayar ve ileri teknoloji bilişim ağı üzerine kurulmuş bir merkez konumuna gelecek.
DENİZ ULAŞIMI VURGUSU
Sevginar SALİ: Ulaşım hatları üzerinde de ciddi farklılıklar var Zafer Partisi programında anlaşılan?
Uğur TÜRKYILMAZ: Türkiye'de demiryolu ağımız maalesef çok az. Deniz üzerinden ağımız yok denecek kadar az. Bakın bir malı deniz yolu ile taşımak için 1 birim maliyet harcarken, demiryolu ile 6 birim, kara yoluyla ise tam 36 birime tekabül ediyor. Kara yolu inanılmaz derecede zor ve maliyetli bir yol iken Türkiye'de şu an tercih bu yönde. Bu ne kadar saçma geliyor değil mi?
Sevginar SALİ: Denizler ile çevrili bir bölgede yaşarken üstelik?
Uğur TÜRKYILMAZ: Şimdiye kadar bu tarz projelerin yapılmaması enteresan. Deniz yollarımız aktif hale getirilecek. Projelerimizde çizim yerleri dahil. “Şehirden şehre ülkeyi demir ağları ile de ördük” diyen Atatürk'ün belirttiğini de tam manasıyla gerçekleştireceğiz. Gerçekten 1'e 36 çok büyük bir fark ve uçurum. Ve bu her yıl katlanarak gittiği için, bu projeler yapılmaz ise devam eden süreçte trafiğe çıkan araç sayısı 3-4 yıl içerisinde yaklaşık iki katına ulaşacak. İnanılmaz derecede hem hava kirliliği yaratacak hem de bu araçların yurtdışından alındığını varsayar isek yaklaşık 150 milyon dolarlık milli servetin yurtdışına gitmesi anlamına geliyor.
İSTANBUL PROJELERİ
Sevginar SALİ: İstanbul özelinde başka neler düşünüyor Zafer Partisi?
Uğur TÜRKYILMAZ: İstanbul 3.0 projesi var. Az önce de bahsettiğim gibi İstanbul'u depreme hazırlıklı hale getirme projesi bu. İstanbul'u eğitim, yazılım ve turizmin başkenti haline getireceğiz. Biz çok önemli bir turizm ülkesiyiz. Evet bunu güney sınırlarımızda gerçekleştiriyoruz belki ancak İstanbul tarihi açıdan çok önemli ve turist çeken bir bölgemiz. Sürdürülebilirlik kalkınma planlaması var. Devlet Planlama Teşkilatı gibi bir kurumumuz vardı. Onu kapattılar ve maalesef devletimiz artık herhangi bir planlamadan ve programlamadan uzak hale geldi. Tekrar o kurumu açacağız.
Şu an beton ekonomisine dayalı bir süreç yaşıyoruz. Artık AVM'ler üretilmeyecek, fabrikalar, üretim tesisleri ve tarım teşvik edilecek. Gerekirse devlet eli ile yapılacak. Atatürk, bunları kendi elleriyle çok kısa bir süre içerisinde yaptı. Tekrar o günlere gelebileceğimizi düşünüyorum. Hatta daha kolay gelebiliriz çünkü zamanın teknolojisi, zamanın imkanları çok fazla gelişti.
Sevginar SALİ: Çevre ve toplumsa yaşamı iyileştirme konusundaki yaklaşımınız nedir?
Uğur TÜRKYILMAZ: Enerji bakımından da yenilenebilir enerji sistemlerini düşünüyoruz. Bunlar aktif olarak teşvik edilecek. Maalesef ki fosil yakıtlar dediğimiz yakıtlar, hem ülkemize, hem de bize zarar vermekte ve maaliyeti fazla.
Tertemiz Türkiye projemiz var. Bu proje de gençlerimizin uyuşturucu ve kötü alışkanlıklardan arındırılması adına önemli bir proje. Yapılan sözde mücadelenin üzerine çıkılacak ve tam manasıyla bir mücadele verilecek. Hayvanları koruma ile ilgili de projelerimiz var.
“TÜRK DEVLETİ'Nİ TÜRK MİLLETİNE GERİ VERECEĞİZ”
Sevginar SALİ: Devlet işleyişi anlamındaki yaklaşımınız nasıl?
Uğur TÜRKYILMAZ: Türk Devleti'ni Türk milletine geri vereceğiz. Şu anda tüm bakanlıklar da dahil olmak üzere hemen hemen her kurum bir cemaat tarafından yürütülüyor. Bu cemaatler kapatılacak ve bu kurumlar tasfiye edilecekler.
Liyakat merkezli bir yönetim olacak.
Tarım projelerinde çiftçiye alım garantisi verilecek. Şu anda 5'li çete dediğimiz bir firmalar birleşimi Türkiye'nin bütün ekmeğini yerken artık alım garantisini biz çiftçiye vereceğiz. Türk çiftçimiz kazanacak Türk halkı daha ucuza üretilen malı yiyebilecek. Sığınmacılar gidince de bu gerçekleşecek. Baş politikamızın sığınmacılar olmasının sebebi bu. Yaklaşık 11-12 milyon sığınmacı gittiğinde, ev kiraları düşecek ve halkımız gıda, ulaşım, giyim ihtiyaçlarını daha rahat karşılayacaklar. Devlet hizmetlerindeki ve hastanelerdeki yoğunluklar düşecek. Bunlar çok önemli. Çelik Miğfer diye bir projemiz var. Bu da gidenlerin ve yenilerinin tekrar geri gelmemesi için sınırlarımızın en üst derecede korunması. Kamera takılı bir balon sistemi sınırlarımızda uçurulacak ve en ufak bir hareket dahi algılanarak, İHA ve SİHA'lar ile yerinde müdahale edilecek. Ancak bunlar sadece en önemli projelerimizden. Bunlar gibi daha çok projelerimiz var.
Sevginar SALİ: Zafer Partisi milletvekili seçimlerine kendi logosuyla mı katılacak?
Uğur TÜRKYILMAZ: Evet.
“OY İÇİN, HERHANGİ BİR TERÖR YANDAŞI, TERÖRE SEMPATİ DUYAN BİRİSİNİ İTTİFAKIMIZ İÇERİSİNDE GÖRMEK İSTEMİYORUZ”
Sevginar SALİ: Ayrıca 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı da seçeceğiz. Bize biraz ATA İttifakı'ndan ve Cumhurbaşkanı adayınız Sinan Oğan'dan da bahseder misiniz?
Uğur TÜRKYILMAZ: ATA İttifakı, Türkiye İttifakı, Zafer Partisi, Ülkem Partisi ve Vatan Partisi'nin oluşturduğu bir ittifak. Gerçekten Türk milliyetçisi, vatanını, milletini düşünen ve Atatürkçü kitlenin olduğu bir ittifak. Gündemimizde sağda, siyasal İslam ile idare edilen kesim Hüda Par'ı yanına almış durumda. Sol tarafta da CHP ve onun yanındakiler de maalesef HDP'yi yanına alarak siyasette bir başarı elde etmeyi düşünüyorlar. Üç beş oy için biz, herhangi bir terör yandaşı, teröre sempati duyan birisini ittifakımız içerisinde görmek istemiyoruz. Buraya gerçekten Türk milliyetçilerini, Atatürkçüleri bekliyoruz. Ki onlardan da taban oyları alacağımızı düşünüyorum. Çünkü, Ak Parti'nin de MHP'nin de, İyi Parti ve hatta CHP'nin de gütmüş oldukları siyasetten rahatsız olan bir kesim olduğunu biz biliyoruz. Ve bu doğrultuda ittifakımıza siyasal olarak olmasa da insan bazında, oy olarak katılımların olacağını düşünüyoruz.
Sinan Oğan çok kıymetli bir siyasetçi. Geçmişi temiz. Aynı zamanda Moskova Devlet Üniversitesi'nde Ekonomi üzerine doktorasını yapmış birisidir. 2012 yılında MHP'nin milletvekiliydi. Iğdır'dan yetişmiş bir Türk milliyetçisidir. Kürtlerin ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın da ona oy vereceğini düşünüyorum. Çünkü aynı bölgeden yetişmiş, onların dertlerini, problemlerini bilen birisi. Teröre bulaşmamış kesimin ona oy vereceğini düşünüyorum. Güzel günler bence bizi bekliyor.
Sevginar SALİ: Ümit Özdağ'ın dikkat çeken, iyi çıkışları oldu. İnsanlar ister istemez “Bu adam ne yapıyor, ne ediyor acaba?'' diye bakıyorlar. “Kazanamaz, oyum boşa gitmesin'' diyen, kaygısını duyan insanlara mesajınız var mı?
“ÜMİT ÖZDAĞ DEVLETİMİZİN NEYE İHTİYACI OLDUĞUNU BİLİYOR”
Uğur TÜRKYILMAZ: Kazanamaz diye bir şey yok. Herkes oy verir ise kazanacağımızı düşünüyorum. 15-20 yıl geriye gittiğimizde AK Parti de yeni kurulmuş bir partiyken, büyük bir depremin, ekonomik çöküşün ardından yönetime talip oldular. İnsanlarımız da buna teveccüh göstererek 20 yıldır onları iktidarda tutabiliyorlar. Neden bizim böyle bir atağımız, insanların bize karşı da bir teveccühü olmasın da gerçek Türk milliyetçileri, Türkiye Devleti'ni yönetmesin? Ümit Özdağ uzun yıllar bu devletin içerisinde, politikacı olmasından ziyade gerçek bir devlet adamı olmasının gereği, devletimizin neye ihtiyacı olduğunu iyi gözlemleyen, hocalık yapmış birisi. Bu konuda da donanımlı. Nerede problem var ise oraya parmak basıyor. Ve o problemi çözecek bir kişi.
“İKTİDAR VE MUHALEFET DANIŞIKLI DÖVÜŞ İLE ÜLKEYİ HİÇBİR YERE GETİREMEZLER”
Sevginar SALİ: Zafer Partisi için Silivri'de nasıl tepkiler ile karşılaşıyorsunuz?
Uğur TÜRKYILMAZ: Silivri'de şu anda insanların sempati ile yaklaştığını görüyoruz. Özellikle gençlerden çok olumlu destekler görüyoruz. Sanayiye, köye çıktığımızda insanlar yeni yeni bizlere ısınmaya başlıyorlar. Ve kazanamayacağımızı düşünmekten çok destekçi oluyorlar. İnsanlar AKP hükümetinden gerçekten bıkmış durumda. CHP'nin muhalefetinden de insanlar yorulmuş haldeler. Bu ikisi danışıklı dövüş ile ülkeyi açıkçası hiçbir yere getiremezler.
“İDOLLERİMDEN BİRİSİ DE VOLKAN YILMAZ'DIR”
Sevginar SALİ: Son olarak seçmene bir mesajınız var mı?
Uğur TÜRKYILMAZ: “Kazanamazlar'' gibi olumsuz eleştirileri ile kendilerine ket vuracaklarına, bizleri desteklesinler. Gerçekten Türk milliyetçisi, Atatürkçü çizgisindeki Türk milliyetçileri bu işi göğüslesinler. Ve ülkenin refah seviyesinin ne kadar yükselebileceğini görsünler.
Bunu şöyle örnekleyebilirim. Volkan Başkan belediye başkanı olmadan öncesinde “MHP iktidara gelemedi, bunların yönetim tecrübesi yok'' gibi söylemler vardı. Ama görüyoruz ki 5 yıl dolmadan Volkan Yılmaz'ın yapmış oldukları İstanbul, İstanbul'u geçtim tüm Türkiye çapında duyuldu. Bir ilçe belediye başkanı olarak ki ekonomik ve nüfus olarak Silivri çok büyük olmamasına rağmen açılımlar çok geliştirildi. Çok iyi projeler başardı. Yerel siyasetteki kısır döngüden kendisini sıyırarak işlerini doğrudan Ankara ile, zıt olmalarına rağmen, İBB ile çözmesi “milliyetçilerin yönetimde tecrübesi yok'' kavramını kırdı. Keşke ülkeyi, onun gibi liyakatli, donanımlı ve cesur insanlar yönetse. Benim siyasete aniden girme sürecimdeki idollerimden birisi de Volkan Yılmaz'dır. Ben Volkan Yılmaz'ı çocukluğumdan beri tanırım. Özellikle yürütmedeki faaliyetleri insanlara cesaret vericidir.
“BU MEMLEKET İÇİN ÖLMEYİ BİLEN, BU MEMLEKETİ YÖNETMEYİ DE ÇOK İYİ BİLİR”
Sevginar SALİ: Siz de gençsiniz ve milyonlarca genç bu seçimde ilk oylarını kullanacaklar. Onlara ne söylemek istersiniz?
Uğur TÜRKYILMAZ: Bunu özellikle gündeme getirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Bizim partimizde milletvekili yaş ortalaması 26. İnsanlara farklı gelebilir. Gençlerin siyasete girmesi konusunda “sen anlamazsın, bilmezsin'' gibi kavramların çok geride kaldığını düşünüyorum. Çünkü teknoloji gelişti, dünyamız artık eski dünya değil. Bilgi yığılarak gelir. Ve artık günümüzdeki sıçrama inanılmaz derecede yüksek. Bu sıçramaya, değişime de artık yaşlı siyasetçilerimiz ayak uyduramıyorlar. Gençlere imkân verilmeli. Aday olan, farklı illerde yönetici olan değerli gençlerimiz var. Ve toplumdaki gençler tarafından önemli dönüt alıyoruz. Burası onların hayallerine, isteklerine cevap verecek bir parti. Çünkü ben de dahil olmak üzere onlardan birileri de içimizde. Gençlerin siyasete girmesine tepki gösterenlerden rahatsızlık duyuyorum. Çünkü Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda ölen 20'li yaşlardaki gençlerdi. Bu memleket için ölmeyi bilen, bu memleketi yönetmeyi de çok iyi bilir. Bizim güçlü bir mottomuz var “Bilim, birlik, barış!''. Bu motto üzerinden kurduğumuz bir siyasi ideolojimiz var.
“ATATÜRKÇÜ MİLLİYETÇİLERİ VE ATATÜRKÇÜLERİ, ZAFER PARTİSİ'NE BEKLİYORUZ”
Sevginar SALİ: Zafer Partisi için milliyetçilerin yeni adresi diyebiliyor musunuz?
Uğur TÜRKYILMAZ: Evet, diyebiliyoruz. Atatürkçü milliyetçileri, Atatürkçüleri biz buraya bekliyoruz.
Çünkü kendilerine en yakın hissedecekleri yer burası. Türkiye'yi kurtuluşa erdirecek parti, bu partidir!

YORUM YAP