Bu yaz siyaset ateşinin çok yüksek olduğunu düşünenler bir de seneye görsün : ) 19 Ağustos-12 Kasım arası AK Parti ilçe kongrelerini gerçekleştirecek. Öncesinde İl Başkanı kalıyor mu, gidiyor mu onu göreceğiz? Selim Temurci'yi kalıcı olarak değerlendiren kimseyi görmedim, duymadım! Gitmesine ilişkin sebep listesi uzun, kalması enteresan ve büyük sürpriz olur. AK Parti'nin bu sürpriz lüksü var mı? Her kafadan çok farklı sesler çıkıyor da, “Böyle gidersek 2019'da halimiz duman” noktasında ilginç bir fikir birliği var. Bu da doğal olarak sil baştan, büyük bir değişimin gerekliliğine, beklentisine işaret…
İlçe kongrelerinin tarihi, ilden takvime göre önde de İl Başkanının kim olacağını ve yönetimini ilçe başkan ve yönetiminden önce öğreneceğiz… Eskiden yani 15 Temmuz'dan önce AK Parti'de ciddi bir kulis faaliyeti ve buna ilişkin duyumlar söz konusuydu. Şu aralar ya herkes kendi derdinden başka bir şey yapacak mecale sahip değil, ya da yerin kulaklarını bile tıkadılar… Bence ilki; var ve yok olmak arasında gidip gelenler siyasette kariyer ve yükseliş hesabını nasıl yapsın?
AK Parti'de şöyle de ilginç bir durum var… Birinin görevine son verilse (ki öyle bir kabalığa başvuruldukları pek görülmez; kibarca istifaları istenir, ya da çoktan alınmıştır zaten) ardı sıra kimleri sürükleyeceği ya da onunla birlikte kimlerin yarasına tuz basılmış olacak kompleks bir süreç. Güçlü bir iktidara sahipken AK Parti bu tarz ince hesapları pek yapmazdı ama şu an teşkilat yapısı tam bir mayın tarlası… Cemaat ile yıllara dayanan grift ilişkinin sınırlarını ve ölçülerini doğru belirleyememek, sonuçlarını iyi okuyamamak yüksek bedellerle sonuçlanabilir…
AK Parti iç ve dışarıda çok hassas, son derece kırılgan bir aşamadan geçiyor… ‘Düşene vurulmaz' diyenlerin aksine yıllarca biriktirilen hıncın öcünü almak isteyenler az-buz değil… 15 Temmuz'a kadar AK Partiyi savunacağım aklıma gelmezdi… Ama şimdi eleştirdiğim konular olsa bile başkası yüklenince içimdeki savunma avukatı gönüllü davaya dahil oluyor!
Neyse… Derdim AK Parti değil, Türkiye'nin iyiliği ve gücü… Bunu tesis etme sorumluluğunu seçmen AK Partiye iktidar sorumluluğu içinde verdikçe saygı duymak ve vatandaş olarak destek sunmak zorundayız, ya da ben öyle hissediyorum… AK Parti seçimle geldi, seçimle gidene kadar iktidardır! Seçim aşamasını daha şeffaf, adil ve demokrasi çerçevesinde gerçekleştirmesini tüm ülkemiz adına savunuyorum, hatta AK Parti adına daha çok… Bu dönemler AK Parti iktidarı ile anılacak, tarih bu günleri es geçmeyecek… Ve onun yazdıkları kolay kolay silinmeyecek, değişimi sonradan mümkün olmayan şeyler…
AK Parti'de olacakları kestiremiyorum… Bence karar vericileri de aynı durumda… Falcılık yapmayacağım, Silivri için hayırlısını dileyeceğim…
***
Gelelim CHP'ye… Aksini savunanların farkındayım ama bence CHP'nin 2019 Silivri Belediye Başkan adayı da Özcan Işıklar… CHP'nin İBB Başkan adayının Muharrem İnce olmasını diliyorum. Bu durum Işıklar'ın Bakırköy veya Kadıköy Belediye Başkanlık olasılığı (böyle bir ihtimal var mı, yok mu tartışılır da) sıfırlar… Milletvekilliğine heves edeceğini de hiç düşünmüyorum… Işıklar kolay bir belediye başkanı değil, Suna Göçengil ile iyi bir uyum yakaladılar… Kongrede sürprizlere fırsat vereceklerini sanmıyorum. Kaldı ki Göçengil'in de iyi bir performans sergilediğini düşünüyorum… Sahip olduğu koşulların gerektirdiği biçimde hareket ediyor…
Yani CHP'de durum, AK Parti'ye göre daha net… Ama sonuçta siyasetten söz ediyoruz… Kapıyı o kadar da sert kapatmamak gerek… Yeniden açacak kibarlıkta, belki sürprizlerin içeri sızacak aralıkta; bunlar siyasetin harareti bakımından da bir ihtiyaç…