İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun göz altına alınma operasyonu ve tutuklanmasına ilişkin söylenmeyen bir söz kaldı mı bilmiyorum. Aylardır bağıra bağıra gelen “görevden uzaklaştırılacağı” gerçeğine bir kısmımız “Bu kadarına da cesaret edemezler” diyerek inatla inanmak istemedik. Diğer bir kesim tutuklanması ile ilgili sevinç naraları atarken, kayyum atanmadığı için dertleniyor.
Bundan birkaç ay önce yine bir soruşturma nedeniyle tutuklanması gündeme gelen İmamoğlu için “Cezaevine giderse önümüzdeki dönemin Cumhurbaşkanı” diye yazmıştım. Hafta sonu gelişmeleri takip ederken Cüneyt Özdemir'in Recep Tayyip Erdoğan'ın İBB Başkanıyken okuduğu bir şiir nedeniyle görevden uzaklaştırıp cezaevine girmesini anlatan belgeseline denk geldim. Resmen bir déjàvu hissi.
CHP'nin Pazar günü gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Aday belirleme seçimine normalde kendi üyeleri bile gitmeyecekken, İmamoğlu'nun siyasi profiline onay vermeyenleri dahi sandığa ve yanına desteğe taşıyan bu tutuklama zamanlaması ve haksızlığın gerçek yüzünü görmek için zamana ihtiyacımız var kuşkusuz.
Cezaevini göstermeden bu ülkenin en önemli koltuğuna bir siyasetçiyi oturtmama geleneğimiz güncel haliyle işliyor. Türk demokrasisi de sıradaki sınavını veriyor.
İBB'de ölümü gösterip sıtmaya razı geldiğimiz süreçte kayyum tehlikesi atlatılıp, seçilmiş isimlerden biriyle yola devam edilecek.
Gelelim Silivri etkilerine. Pazar günü seçim noktalarını ziyaret eden Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, göz altı ve tutuklama süreciyle ilgili yaşadığı stresi giderecek destek ve kucaklaşmayı yaşadı. İktidara kızan da, İmamoğlu'na destek için seçimlere katılanlar da Balcıoğlu'nun elini sıktı, sarıldı, yanında olduklarını belirtti. Bedelini İmamoğlu'nun cezaevine girerek ödediği siyasi kazanım sonucunda Balcıoğlu sahada tam bir kenetlenme ve muazzam bir halk desteğini hissetti. Günlerdir devam eden bıçak sırtı gerilimin ardından Silivri'nin Belediye Başkanı ilk şaşkınlığını çabucak atlatarak halkın sıcak desteğine, içten kucaklamasına kendini bıraktı.
Kuşkusuz politik sancının gerilimi devam edecek. CHP'liler bir taraftan kazandıkları kaleleri kaybetmemek için mücadele verirken ve yaşatılan haksızlıklar ile üzülürken, diğer taraftan halkın mağduriyet sevgisiyle yeni atılımlar için güç topluyorlar. Kendi çalışmaları ile kazanamayacakları halk desteğini CHP, AK Parti'nin baskı ve saldırıları ile kat kat arttırıyor. İmamoğlu'nun tavrıyla kendinden uzaklaştırdığı kesimleri, Erdoğan yaptıkları ile rakibine yaklaştırıyor. Mağdur İmamoğlu'nun, mağrurundan ne kadar fazla taraftar toplayacağını hesap edemiyor oluşu çok ilginç. Başkanlık Sistemi ile yönetildiğimizden sebep Erdoğan'a atfedilen, tüm son gelişmeleri özetlemek gerekirse ben; ‘İktidarını kendi eliyle zayıflatıp, İmamoğlu'nunkini güçlendiriyor' derim.
Tekrar Silivri ve Bora Balcıoğlu'na dönecek olursak.
Temelde İmamoğlu'na yönelik saldırılar karşısında Balcıoğlu, kamuoyu desteği noktasında iktidar gücünü tazeledi. Öte yandan AK Parti'nin Sami Barlas'ın Başkanlığındaki toparlanmasını, MHP'nin iktidardayken bile sağlayamadığı kalabalık içinde düzenlediği iftarı konuşmaya bile fırsat bulamıyoruz.
Umalım ki son yaşadıkları üstlendiği sorumluluğun şakaya gelir bir tarafı olmadığını Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu'na da göstermiş olsun. İyi niyetin yeterli olmadığını yerel yönetimin ciddiyetle izlenmesi ve yürütülmesi gereken bir süreç olduğu hususu inşallah özümsemiştir. Tatsız tecrübeler çok iyi öğretmendir. Ama verdikleri ders, siz almama konusunda ısrar ederseniz, acısı artarak tekrarlanır. Balcıoğlu, çok kıymetli bir şeye sahip! Hayır Belediye Başkanlığı değil! O da çok değerli kuşkusuz… Halkın sevgisi. Dilerim bu siyasi sermayeyi doğru kullanır.