Ne siyasetmiş arkadaş, karı, fırtınayı unutturdu! Önemli bir çoğunluğumuz uzun süre kar görmek istemeyecektir. Ekrem İmamoğlu'nun görmek istemeyecekleri liste başında kardan önce balıkçısı vardır.
Haber ilk duyulduğunda ‘Aman adama yine çamur atıyorlar' diye düşündümse de, itirafı ile ‘Bravo valla çıktı açık açık kabul etti' noktasına kaydım, doğru düzgün kızamadım bile. Çok mu lazımdı o kar, kış, kıyametin arasında balıkçıda yemek?! Yaklaşan fırtınanın sonuçlarını sezememenin faturası biraz ağır oldu.
İmamoğlu hala konumunun farkına varamadığını, arkasına aldıkları kadar karşısında duranların da varlığını tam idrak edemedi ya da çok pis boşluğuna geldi. Daha ziyade ikisi birlikte gibi de görünüyor...
*Uyarılara aldırış etmeksizin ya da edememeksizin yollarda saatlerce mahsur kalanlara...
*Belediye başkanı seçilirken kış sporlarından kayağa ve yönettiği şehri semalarını kar bulutları mesken tutmuşken balık yemeye gitmemesi gerektiğinin dersini verdiğimiz İmamoğlu'na geçmiş olsun!
İBB Başkanının kayak hevesinden sonra iştahını kaçırma mevzusu da başarıyla sonuçlandıysa meseleye farklı bir boyuttan bakalım…
Fırtına uyarısı ile beraber tahmin ediyorum işler rayına girene kadar en az 48 saat gözüne uykuyu, kendine dinlenmeyi yasaklayan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ı alkışladık mı, İmamoğlu'nu eleştirdiğimizin yarısı kadar? Çünkü görev sınırlarını epey aştı, gerçi hep aşıyor!
Silivri'de İmamoğlu hakkında 5 paylaşım yapanlar Yılmaz ile ilgili bir tane yaptıysa yaptılar! Hiç yapmayanlar da oldu.
Sorunsuz bir kar afeti atlatan Silivri, sahadaki tedbirler ve ekipler görevlerini bu kadar iyi yapmasa yaşananları bir gün sonra unutmaz, İstanbul gibi 5 gün tartışırdı.
Neyse eksiklikleri eleştirme cüretinin beşte biri kadar görevini layığı ile yapanlara teşekkür ve hakkını teslim etme feraseti dilerim cümlemize.
YANLIŞ OY HESABI SANDIKTAN DÖNER
Volkan Yılmaz ile ilgili ikinci dönem seçim analizlerinde ilkinde aldığı destekten kayıplar (AK Partililer ikinci dönem destek vermez” tarzındaki söylemleri kast ediyorum daha ziyade..) hesap edilirken, kazandıkları (CHP ve diğer partililer…) hiç hesaba katılmıyor nedense. Tıpkı yeni seçilen belediye başkanları önceki dönemin borçlarını ezberletir, alacakları hiç konuşulmazdaki gibi…
“Bana en çok yakınımdakiler, kendi partimdekiler kızacak” diye ortaya çıkan bir siyasetçi Volkan Yılmaz bu söylemle seçimi kazandığını da hatırlayalım tabi.
En fanatiklerine bile “Ben CHP'liyim ama Volkan Yılmaz'ın Belediye Başkanı olması beni “rahatsız etmiyor” ‘u acemiliğinde (içinden söyleniyordur şimdi “Ne acemiliğimi gördünüz Silivri'ye belediye başkanı olmak için doğdum ben” diye : )) dedirten, dönemin sonunda ‘hoşuna gitme' boyutuna taşırsa mevzu bahis hissiyatı başka bir oy hesabı ile karşı karşıya kalacağımız aşikar.
E madem “Adayım” diye deklare etti Belediye Başkanımız, hanesindekilere bir bakalım…
Türkiye'nin üçüncü en büyük partisi ‘kararsızlar' bence, Silivri'nin de… Bunlar ideolojik bakmazlar; iş, hizmet ve duruş odaklı karar verirler.
Kadın seçmen faktörü çok mühim. Her ikinci seçmen kadın! Hangi parti tabanına oynarsanız oynayın, temelde seçmenin %50'si kadınlardan oluşuyor.
***
Neyse epey uzayacak bu bir başka yazıda devam ederiz… “Sevginar çok uzun yazıyorsun, köşe okumaktan başka yapacak işlerimiz de var” diye söyleniyorsunuz sonra…
Hadi buyurun ne işiniz varsa yapın : )
Kolay gelsin!