CHP İlçe Başkanlığı “GelirSEN, DüşünürSEN, SöylerSEN mahallemizin sorunlarını birlikte çözeriz” sloganı ile başlattığı mahalle toplantılarına Sayalar'da vatandaşlar ile bir araya gelerek start verdi. Halka yüzünü dönen siyaset ve siyasetçinin başarma şansı yükselir. İnsanlara dokunan işleri takip etmenin faydası mutlaka olur; seçen için de seçilen için de durum aynı… Bir de sorunu çözmek var çözmek var… Şöyle ki sürecin tüm ilgililerini çalışmaya dahil ederseniz hem sarf edilen emeğin kıymeti bilinir, uğrunda verilen mücadeleye şahitlik edenler çoğaldıkça kazanıma sahip çıkanlar artar. “Birlikte dirlik var” tespiti boşuna değildir.
Partilerin atlamaması gereken tek husus; ‘halkla bütünleşirken kendi içinde ayrılıklara geçit vermemektir'…
CHP'nin fikir ve proje mimarları çok güzel, anlamlı çalışma programları düzenliyor… Bunlara bakılırsa CHP'nin şimdi bin kere genel iktidar olması lazımdı ama halka meramını anlatma noktasında önemli bir eksiklik var. Silivri'de bu sorun en az hissedilse de son mahalli seçim sonucu ortada.
CHP Silivri'de seçim kaybediyorsa her yerde kaybedebilir… (Şimdi şu kişi bu kişi etkisini tartışmayalım başarıların sahiplerinin ne kadar çok, başarısızlıkların ne kadar öksüz olduğu onlar daha doğmadan herkesin malumudur.) Kaldı ki Silivri, CHP'ye daha önce de ‘çantada keklik' diye baktığı seçimi kaybedebileceğini gösterdi.
Aynı şekilde MHP, Silivri'de kazanıyorsa her yerde kazanır…
Yani siyasette de hayatta da imkânsız diye bir şey yok; insan ‘zor olanı' çok ister ve çalışırsa, ‘imkânsızı' artı ‘zaman' faktörünü de ayarlayarak yine uğrunda mücade vererek başarabilir.
‘İmkânlarının sınırlarını kendin belirlemek' diye başka bir şey ise emin olun kesinlikle var…
Anlam bütünlüğü tam olarak yerine gelsin diye “İnsanın kendi kendine yaptığını ordu gelse yapamaz”ı da ekleyelim.
***
CHP ile ilgili son günlerde en çok tartışılan konu Özcan Işıklar'ın Muharrem İnce'ye desteğinin Berker Esen ile ilişkisine etkisi… Tamamen şahsi fikrim; Işıklar bir seçim yapmak zorunda kalırsa İnce'yi, Esen bir yol ayrımına gelirse CHP'yi seçer… Sonra gelecek senaryosu yeni düzene göre yeniden kurgulanır…
CHP'nin İnce dışında güçlü alternatifleri (Mansur Yavaş tek başına bile yeter…) var artık… Bu da, kendi bazı hataları ile beraber, Muharrem Bey'in pazarlık kozunu zayıflattı vs… Bu olay çok yorum kaldırır, esasen bizim de meselemiz çok değil ama etkileri açısından Silivri'de siyasi kulislerde konuşuluyor…
KISSADAN HİSSE…
“Soğuk bir kış sabahı sahildeki küçük bir köyden bir balıkçı filosu denize açıldı. Öğleden sonra büyük bir fırtına koptu. Gece olduğunda balıkçı teknelerinden hiçbirisi limana dönememişti. Bütün gece boyunca eşler, anneler, çocuklar ve sevgililer ellerini açıp, kaybolan sevdiklerini kurtarması için Tanrı'ya yakararak kıyıda dolaştılar. Bu berbat durumda, bir de kulübelerden birinde yangın çıktı. Hiçbir şeyi kurtarmak mümkün olmadı.
Gün ışırken, herkes sevinçle balıkçı teknelerinin tümünün sapasağlam limana döndüğünü gördü.
Kıyıda ağlayan tek kişi vardı; yangında evi kül olan kadın…
Kocası karaya çıkarken “Mahvolduk! Evimiz, içindeki her şeyle birlikte yangında kül oldu” diye haykırdı.
Adam karısına sarıldı: “O yangına şükürler olsun! Gecenin zifiri karanlığında, o müthiş fırtınada, dağ gibi dalgalar arasında, yanan kulübemizin ışığı sayesinde bütün tekneler, yolumuzu bulduk ve salimen dönebildik.”
*Alıntı