Yazmayayım diyorum ama daha fazla kendimi tutamayacağım… Sebebi konu dün ulusal medyaya kadar sirayet edince daha fazla sessiz kalmaya dayanamam açıkçası. Neymiş efendim ‘Özcan Işıklar, Muharrem İnce'yi destekliyormuş'… E, ne var bunda?
Birincisi Muharrem İnce'yi Işıklar'ın desteklememesi anormal olur. Siyaset yaptığı bölge hassasiyetleri düşünülürse hele… Aynı tarihsel geçmiş, gelenek, göreneklerin aidiyet duygusunu yok sayan bir Işıklar'ı düşünemiyorum, istemiyorum da… Etnik kökene, mezhebe dayalı siyaset yapmak değil bu insani bir şeyden söz ediyorum… Anlamak isteyen anlar, istemeyenler de, gerekçeleri de kabak gibi ortada zaten.
Bizim başkan ne kadar önemli bir şahsiyet ki (yani bizim için mühim de Türkiye açısından diyorum) ulusal gazetelere ancak onun İnce'ye desteği, aralarındaki ilişki haber oluyor… Işıklar'ın İnce ile samimiyeti genel başkanlığa adaylığı gündeme gelmeden önce de vardı, böyle bir gündem oluştuğunda yok olması beklenemezdi. Ortadan kalkınca da aralarındaki samimiyet devam eder kuşkusuz.
Muharrem İnce ve Işıklar'ı hedef almaların asıl sonucu parti içi muhalefeti katletme. Kılıçdaroğlu yakın örneğin Bahçeli gibi davranmadı. Kendisine rakip olabilecek isimleri parti içinde tutma gayreti demokrasi açısından şahane. İnce parti içi gücü yeterliyse gerekeni yapar olağan üstü kurultayda çıkar aday olur veya olağanı bekler çıkar… Yeterli oyu alırsa seçilir alamazsa, bükemediği eli öper! Ki daha önce de öyle yaptı…
AK Parti'yi eleştiriyoruz parti içi demokrasi yok diye… Kurultay, il ve ilçe kongreleri tek liste geleneğini ancak Silivri gibi yerlerde, ekstrem koşullarda delebiliyorlar. Kılıçdaroğlu kabul ediyor ve müsaade ediyor yoldaşlarının genel başkan hedefi koymaları ve bu uğurda çalışmalarına, gazeteciler eleştiriyor ne akla hizmetse!
Muharrem İnce'yi severim… Çok iyi bir siyasetçidir. Ama CHP'nin muhalefeti iyi yapma konusunda halkı inandırmakla ilgili bir sorunu yok; iktidar ve sonrasında devlet yönetimi hususunda radikal adımlar atmalı. CHP'nin başında ülke yönetimini insanların gözü kapalı ve güven içinde teslim edeceği kadrolar ile ilgili eksikliği var bence. Kılıçdaroğlu arkasına aldığı rüzgârı Genel Başkan olma noktasında tüketti. Ona bundan sonra düşen en önemli sorumluluk partiyi kendisinden sonra daha yukarı taşıyacak kadroları belirlemek ve eksikleri tamamlamak. O da bunun farkında.
Özcan Işıklar'ın desteğiyle, kişisel isteğiyle CHP'de genel başkan değişmez. Kılıçdaroğlu'nun da vakti geldiğinde bayrağı devredeceği alternatifleri destekleyenleri kara listeye almak gibi küçük düşürücü bir tutum içinde olduğuna inanmıyorum. CHP'nin içinde kavga değil demokrasi olması adına ciddi bir çaba var baş mimarı da Kılıçdaroğlu. Düşünce ve inanç özgürlüğü de bunun temelini oluşturuyor. CHP liderinin kimliğine göre parti bağlarına ayar çekecek bir Işıklar da yok gündemimizde çok şükür…
Uzun lafın kısası boş beleş saçmalarla kimse kimseyi yormasın Allah aşkına…
Bugün Silivri veya yakınlarına CHP'nin hangi ismi gelse ve katılımla destek gerektirecek bir koşulu olsa Işıklar partili belediye başkanı olarak orada bulunabilir, bulunmalıdır hatta.
Aslında yaratılan sanal tartışmalar şunu gösteriyor ki karşıtları Işıklar'ın yerel ve parti genel merkez düzeyinde fazlaca itibar kazandığından bu yönüyle törpülenmesi gerektiği düşüncesini taşıyor. Birini itibarsız duruma getirmeye çalışanların kendini düşürdüğü durumu gözlemlemek bana hep daha ilginç gelmiştir de Silivri örnekleri baydı...
Bir belediye başkanını genel merkez aday gösteriyor ama halk seçiyor. Hele ki CHP söz konusuysa ve özelde Silivri koşulları… Evet, CHP aday gösterdi ama Işıklar, bileğinin hakkıyla iki seçimi sırtladı. Üçüncü adaylık performansında da aynısını yapacağından korkanlar telaş içinde haklı olarak. CHP de çok sıkıldıysa Işıklar'dan; yerine başka birini aday gösterir ve ne olacağını görürüz…
Aslında bu 2019 hesapları o kadar yavan ve yalan ki şu vakit itibariyle… Sabaha çıkıp çıkmayacağımız belli değilken bu neyin telaşı Allah aşkına… Işıklar'dan kurtulmaktan ziyade yanına yaklaşma olmasın : ))
Özcan Işıklar'ın imajı ve siyasi kariyerini üç yıl gibi bir süre zarfında tekrar seçilemeyecek noktaya taşıma hususunda en güçlü performans bizzat kendisindedir. Bunun içindir ki ipe sapa gelmeyen hususlarda eleştirilerek psikolojisini bozma çabası hakim. Tarafına yöneltilen eleştiri haklı olsa zaten sağduyusunu yitirmeden bertaraf etmenin yolunu bulacak.
Yetgin Çavdar'ın meşhur sözünün yeri ve zamanı; “Arkamdan bir sürü köpek havlıyor, her birine taş atsam kolum yorulur.”
Silivri Belediye Başkanının enerjisini halkın yararına olan konularda kullanması taraftarıyım! Kendisine karşı olanlara odaklanmak yerine, her şeye rağmen yanında olanlara borçlu olduğu istikbal üzerine çalışsın ve düşünsün.