Sevginar Sali

İş ehline verilir

“Neden yazı yazmıyorsun?” diye soruyorsunuz… ‘Bu aralar daha çok sizleri dinlemeyi tercih ettiğim için' yanıtımı tüm sorularınıza, toplu bir yanıt olarak vermiş olayım öncelikle.
“Batı Cephesinde yeni bir şey yok” diyesim de geliyor. Erich Maria Remarque'nin yazdığı roman zamanla savaşın anlamsızlığıyla, başkalarının çıkarları uğruna yaşamını boş yere kaybeden "küçük" insanın değişmeyen yazgısıyla eşanlamlı bir deyiş olarak kullanılmaya başlamış. Ben daha çok muhalefeti eleştirmek, iktidarı takdir etmemek için de biraz açıkça yoruma yönelmiyorum.
Geriye dönüp bakıyorum da marifetin iltifata tabi olduğunu özümseyemeyen bir toplum kitlesine hizmet etmeye kendini adayan Belediye Başkanımız soyadının hakkını ziyadesiyle veriyor. Yaptıkları hak ettiği değeri görmedikçe pes etmek yerine daha fazlasını yaptı.Hizmet ve yatırımla gönül kazanmanın zor yolundan vazgeçmedi. Halbuki biraz toplum yararından sapsa, devletçilik anlayışından taviz verse, kişisel menfaat yolunu açsa, Silivri yerine, kendini düşünse işi ne kadar kolaylaşacak.

Gelelim son gelişmelere.
Geçtiğimiz haftanın en dikkat çeken siyasi olayı CHP'nin Başkan Adayı Bora Balcıoğlu için diğer adayların katılımı ile düzenlenmesi planlanan birlik ve dayanışma organizasyonuydu. Dikkatler Melih Yıldız, Doruk Bulut, Semih Ayeş, Dilek Yetkin üzerindeydi temel olarak. Bulut, sesli bir mesaj yolladı, Ayeş yoğun ısrar üzerine gecikmeli de olsa katıldı, Yıldız ve Yetkin programda bulunmadı. Herhangi bir coşku, heyecan, beraberlik hissi, düşüncesi doğurmayan program sonrası yapılan paylaşımlarda Özcan Işıklar ve Semih Ayeş fotoğraflarının kırpılması her şeye rağmen destek olma çabasını iyice zedeledi diyebiliriz.
Balcıoğlu,önceden hazırlanan ve okuduğu açıklamasında “Güçlüyüz bizi bunun için bölmek istiyorlar” uyarısında bulunurken,“Benim bakış açımda o'cuymuş, bu'cuymuş anlayışı asla yoktur. Olamaz. Bu anlayışa sahip olan arkadaşlarla da çalışmak istemem. Bunu da net olarak ifade etmek istiyorum” diyerek, tabanında asıl parçalanmaya kallavi bir darbe indirdiğinden haberi olsun.
En bilinen kuraldır, bir yapı veyahut kale esas içten çökertilir ve teslim alınır.
Berker Esen'in toplantıda sergilediği şova bir ad koymak gerekirse “Esas belediye başkan adayı ben olmalıydım”, “Başkan adayı dediğin benim gibi olur” diyebiliriz. Akıcı, toparlayıcı, esas aktör Başkan Adayından daha etkili, etkileyici!
CHP seçim çalışmalarında adeta en alt kademeden en üste bir paralel belediye yönetimi kadrosu oluşturmuş, yeni alınacak personelleri sıraya dizerken bir ara seçimi nasıl alacaklarını da düşünmeli yoksa bütün hayaller suya düşecek! Sanki bütün hazırlık da bunun üzerine! Bugüne kadar; İBB ile yapılacak Kültür Merkezi (Bora Bey 5 yıldır İBB Meclis Üyesi Ekrem Bey ile bu yatırımı gerçekleştirmesine hiçbir engel yoktu aslında), Yöre Derneklerine yer (10 yıllık CHP iktidarının hayata geçmeyen vaatlerinden biri), Silivrispor'a tesis vaatlerini duyduk ve tüm bunlar bir yıl içinde yapılacak!!! Alınamayan iskanlar verilecek (projeye uygun yapılmadığından verilmeyen, verilse suç teşkil edecek, pek çoğu da CHP döneminde yapılmış), ezan, bayrak ve bir çift mavi göz vaatleri ile Bora Balcıoğlu'nun Başkan Adayı profiline bakınca şahsen benim içim pek açılmıyor! Aksine Silivri'nin geleceği ile ilgili endişeye kapılıyorum. Aklımızla alay etmek Balcıoğlu'na ne kazandırır diye de merak ediyorum tabi...

Tarihinde görülmemiş Hükümet desteğini Silivri'ye getiren Volkan Yılmaz ile İBB kanalıyla (ki o da CHP'de kalırsa) Bora Balcıoğlu'nun vaat ettiklerini kıyaslamak bile bugüne kadar gerçekleştirilenler, yapılan hazırlıklara (yol geçiş projesinin birinci etabı (Vega AVM) seçime kadar tamamlanır, Otogar ve Trafik Müdürlüğü olmak üzere 2 ve 3. Etapları sürecek, Balıkçı Evi Projesi/marina, Araştırma Hastanesi vs) büyük bir haksızlık gibi geliyor.
Halkın tercihine saygı göstereceğiz pek tabi ama bir seçim yaparken, bunun o andan ibaret olmadığını sonrasında olup, bitecekleri de düşünmek zorundayız.
İnsanlık tarihi kadar eski olan ama günümüzde maalesef yok saymakla, büyük kayıplar verdiğimiz temel bir anlayış var; işi ehline vermekle ilgili. İşten anlamayan insan o işi yüzüne gözüne bulaştırır, fayda vereceğim derken zarar verir. Zararını da sadece kendisi değil, herkes çeker. Bir işin altında ezilecek kimselere o iş verilmez.

GÜNÜN SÖZÜ
“Korumanız gereken en büyük cevheriniz; sakinlik ve soğukkanlılık kadar kötünün iyisine razı olmamak, avama ve yanlışa alışmamaktır."

*Yiğit Güralp

YORUM YAP