Özcan Işıklar'ın Belediye Başkan Aday Adaylığı ile ilgili yazımı noksan bulduğunu ifade eden arkadaşlarıma hak verdim tabi ki…
Ama Başkan Bey gibi düşündüğüm her şeyi bir kamyona doldurup önünüze yığmaktansa sindiriminizi kolaylaştırmak için daha uygun ‘porsiyonlarda' yazıyorum. Her ne kadar Başkan Bey dikkat düzeyimizi inadına inadına dibine kadar zorlayan süreler ve cümlelerle meramını anlatmaktan vazgeçmese de ayar konusundaki hassasiyetimi sürdüreceğim.
Toplantı ile ilgili, muhtemelen muhalif kesimlerin, iki eleştirisi ön plana çıktı.
Birincisi; açıklama öncesi parti merkezi önündeki yolun kapatılarak sahne ve büyük ekran kurulmasına yönelikti. Selami Değirmenci ve ardından Bora Balcıoğlu'nun başkan aday adayı tanıtımlarını takip etmek için tıklım tıkışık halini tecrübe ettiğim ilçe binasına şahsen girmeme hususunda kararlıydım. Dışarıya düzen kurulmasına çok sevindim; kimse kusura bakmasın. Parti kararıyla aday adayı başvuru toplantıları da ilçe merkezi dışında bir yerde düzenlenemiyor. Yolu kapatmayıp, parti binasında balık istifi şeklinde bile sığmayacak insanlara eleştiri sahipleri nasıl bir çile reva gördü merak etmiyorum, olması gerekeni yaptıkları için Işıklar ve ekibine teşekkür ediyorum.
İkinci eleştiri; katılımcıların önemli bir bölümünün belediye çalışanları olması. Valla bence olmaması acayip olurdu. Mesai saati dışında, aynı zamanda Silivri'de seçmen olan insanların beraber çalıştığı belediye başkanlarını böyle bir kader anında desteklemesi kadar doğal bir süreç düşünemiyorum. A desteklemedi ya da tanıtım toplantısına gelmedi diye Pazartesi günü itibariyle Işıklar, belediye başkanı olarak personeline bir yaptırım uyguladıysa bunu uzun uzadıya, en üst perdeden konuşalım. Allah var, bildiklerim, duyduklarım da çabası hissettiğim ve düşündüğümü paylaşayım sizinle; Hüseyin Turan zamanında bile bu kadar AK Parti'ye oy veren insan çalışmamıştır Silivri Belediyesinde… Ayrıca işe alınan kimseye hangi partiye oy verdiği sorulmadığı gibi, CHP dışındaki yaklaşımları sebebiyle bir personele yönelik yaptırım, baskı ya da farklı incitici tutuma maruz kalışının gündeme geldiği bir zaman dilimini 10 sene sürecinde hatırlamıyorum; hafızası ve bilgisi daha derin olanlardan seve seve destek alabilirim.
Aday adaylığı toplantısında ses düzeni nedeni ve üstte belirttiğim dikkat süresi dolayısıyla Işıklar'ın neden 3. dönem tekrardan aday olmaya ihtiyaç duyduğuna yönelik merak karşılanmamış olabilir diye kaygılanıyordum. Yankılara bakıyorum da çok merak edenler (benim gibi 1 km'den dudak okumaya çalışmak yerine yürümüş sesin sahibine yaklaşmış : ) dinlemiş ve ikna olmuş gibi duruyorlar. Şu da inkar edemeyeceğimiz başka bir gerçek ki; Işıklar'ın Silivri'nin önüne koyduğu kent vizyonu çok başarılı. Sıkıntılı bir aşaması var ki o da Başkanımızın düşüncelerini uygulama hızında… Bir de 5 yılda olacak şeyleri bizi rahatlatmak, çokça umutlandırmak için 1 yılda olacakmış gibi söylüyor (söylediklerine önce kendini inandırıyor burayı da atlamayalım); yüksek beklentilerin altında sadece biz değil kendisi de eziliyor… İnanmak istediğimiz hayali nasıl sorgulayalım, sıkıca tutunduğumuz umuttan nasıl vazgeçelim!? Hayatın açtığı yaralara ilaç yaptığımız hayalleri bonkörce önümüze seren Işıklar'ı neyle, nasıl suçlayabiliriz ki!? Çoğunluğumuz suç ortağı olmuşken hele…
Toplantının amacı neden başkan aday adayı olduğunu anlatmaktı… Ne söyleyeceğini çok merak ediyordum dün de belirttiğim gibi, beni şaşırttı mı desem (biraz ümitsizdim çünkü), şaşırtmadı mı (aslında zor zamanların adamı olduğunu düşünürsek) kararsız kaldım! Neden Belediye Başkanlığına aday olduğunu ve niçin aday gösterilmesi gerektiğini en iyi anlatan aday adayıydı Işıklar…
Belediye Başkanlığı yerine üniversitede hoca olarak kariyer yapmamasının potansiyel öğrencileri açısından en hayırlısı olduğuna karar verdim dün bir arkadaşımla konuşurken : ) (Konunun ayrıntılarına girmek için çok uygun bir vakitte değiliz sonra, hatta çok sonra bana hatırlatın işleyelim bu mevzuyu şöyle seçim savaşları bitip, herkes normal ayarlarına döndüğünde…) Kader de ısrarla onu yerel yönetim alanında tutmak için gücünü konuşturuyor zaten… Bildikleri ve düşündüklerini daha çok ve yerinde üçüncü dönem ustalığı ile uyguladığı ölçüde Işıklar'ın önümüze serdiği Silivri hayalini ne elimizin tersiyle geri çevirmek ne de görmezden, duymazdan gelmemiz mümkün değil…
Üç dönemlik hatayı iki dönemde yapıp, bana göre yanlış yapma haklarının tümünü tüketen, Işıklar 3. döneminde ilk ikisinde eksik bıraktıklarını da tamamlamak, yanlışlarını telafi etmek konusunda borçlu bize… Yani Silivri, Işıklar'dan alacaklı : )