Işıklar, iki arasındaki tartışmaya son noktayı koyarken şunları söyledi: "15 Temmuz'da yaşanan kaotik ortamdan ülkemiz de, Silivri de büyük bir birlik ve bütünlük duygusu içinde çıkmıştır.
Bu olağanüstü durumun iki sonucu oldu... Birincisi; bir musibetten ders çıkarıp yeni bir başlangıç, umutlu bir gelecek fırsatı yaratabilmesi için çaba gösterenler.. İkincisi; geçmiş hırslarını, ihbar ve ispiyonla birilerinden çıkarmak için fırsat kullanan kimlikler de deşifre oldu. Kendisini ne kadar saklamaya çalışsa da olmuyor, görünüyor! Bir ilkokul bilmecesi Fil yonca yaprağının arkasına saklanırsa ne olur? derler, cevabını veremezdik ama Selami Bey vermiş… Görünür!
Evet görünüyorsunuz. Keşke bulanık ortamdan faydalanmaya kalkıp da, hiç gereği yokken 7 Ağustos sabahı ilçemizde oluşturulan Kaymakamlık Başkanlığındaki komitenin davet mesajının belediyemizden duyurulduğunu, benim ve partimin ayrı duyurusu olduğunu görseydiniz… Facebook'tan 7 Ağustos sabahı 10.48'de sayfanızdan bunu bir yerlere ispiyon etme telaşına kapılmasaydınız ve aynı mesajda FETÖ ile ilgili suçlamayı iftirayı yapmasaydınız…
Yani dediğiniz gibi bunu başlatan ben değilim, tam aksine yıllardır her ortamda tüm hakaretlerine iftiralarına rağmen 8 yıldır sustum.
Birlikte görev yaptığımız yıllar da dahil, tek bir yorumum olmamıştır, tüm kamuoyu buna şahittir.
Siz, Silivri'de uzlaşmaz, kavgacı ve düşmanlıktan beslenen bir siyaset yönetimin timsali olmuşken; ben, o mecrayı silmek, hoşgörüye götürmek için yıllardır uğraştım uğraşıyorum.
Dün yaptığınız açıklama sizin kurabileceğiniz cümleler, sizin kullanacağınız bir üslup değil.
O yazıyı kime yazdırdıysanız ikiniz birden okuyun... Çünkü bir daha cevap vermeyeceğim. Böyle ucuz tartışmalar içine, hele ki köhneleşmiş bir siyasi anlayışa döndürmek benim tarzım değil. Çok şükür ki beraber çalıştığımız dönemde en büyük faydanız bu oldu.. Silivri'de bu anlayışı bir daha yaşatmama konusunda kararlıyım!
Silivri'de iki seçim yaşadık. Partinin belirlediği şartlarda adaylaşma sürecinde aday olamayınca, birincisinde (2009); kerhen destekler görünüp el altından… ikinci seçimlerde ise (2014); aleni bir şekilde AKP'yi destekleyerek onarılmaz bir yarayı açmasaydınız…
Esas bana sorduklarında cevap veremediğim bir soru vardı... 'Kendi varsa var, kendi yoksa başka kimseye destek vermez mi?' dediklerinde, bu siyaset şekli bitecek demiştim…
Çok söyleyecek şey var ama görevde olan bir belediye başkanı olarak bana yakışmaz... Şuan ki ve önceki Genel Başkanlarımıza etmediğiniz hakaret ve isnatlar kalmadığı herkesin hafızasındayken, şimdi günah çıkarmak için keşke beni kullanmasaydınız...
Etrafında birlikte siyaset yapanları nankörlükle suçlayacağınıza, bir aynaya baksaydınız ''ABİ'' sözü neden yakışmıyor size, daha iyi anlardınız...
Vizyon üretmeyen, düşünce temeline dayanmayan, okumayan, kendini yenilemeyen her siyaset körelir.
O körlüğünüzü; bana saldırmak, olağanüstü koşullarda yapılan o asılsız iftiralara katılmak yerine bir ''ABİ'' lik yapıp da ''Ben siyaseten rakibim ama FETÖ veya başka bir isnat, benim partime de, başkanıma da yakışmaz'' diyerek, aydınlatsaydınız...
Daha önce kendi seçiminde "Kanımı vererek kirlettim" diyecek kadar gergin bir kampanya ile yarıştığın o zaman ki adayla, ben 2014'te yarışırken AKP'nin adayını değil de partinin adayını destekleseydin... O zaman "ABİ" lik kavramını hak ederdin. Bir düşünün bakalım 27 senedir, Belediye, Vekillik, İlçe Başkanlığı da dahil olmak üzere, aday olmadığın bir seçim var mı? Yeter artık, toplumu bu boş tartışmalarla yormayalım.
Bir keresinde de dostlarımızın, arkadaşlarımızın, gençliğin heyecanını, mücadele gücünü taşıyan, üretken başarıyı beceriyi destekleyelim.
Son olarak şunu söylemek isterim; kişisel konulara da girmişsin. Bu konuda çok söyleyecek sözüm olmasına rağmen, ben tartışmayı ayağa düşürmeyeceğim.
Benim başka memleketim yok! Siz burada yaşayabiliyorsanız eğer, ben NAPOLİ'de oturacak değilim. Silivri benim yaşam biçimim, keşke bu sözü de hiç etmeseydiniz hele ki siz..."