Darbe teşebbüsü nedeniyle olağanüstü toplanan Silivri Belediye Meclisinde konuşan Başkan Özcan Işıklar, başarısızlıkla sonuçlanan kalkışmayı kınayarak demokrasiye olan inancı ve bağlılıklarını bir kez daha ilan etti.
“Ülkemizin içinden geçmekte olduğu dönemde devletimize bağlılığımızı, demokrasimize olan inancımızı göstermek ve bunların altını kararlı bir şekilde çizmek önem kazanmıştır” diyen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, demokrasi adına yaşanan utanç verici girişimin tüm yönleriyle aydınlatılarak faillerinden hukuk önünde hesap sorulması ve benzer kalkışmaların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu. Özel oturuma katılan herkesi ülkemizin demokrasisine, devletimizin temeline kast eden darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımız ve görevi başında şehit düşen görevliler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'na davet ettikten sonra sunumunu yapmak üzere kürsüye çıktı.
“BU KÜÇÜK AZINLIK ORDUMUZU TEMSİL ETMİYOR”
Birlik ve beraberlik çağrısında bulunan Başkan Işıklar, şöyle konuştu: “15 Temmuz günü yaşanan darbe girişiminde rol oynayan ordunun bizi hiç de temsil etmediğini söyleyerek başlamak istiyorum. Türk ordusu Orta Asya'da tarih sahnesine çıktığı günden bu yana insancıl yönetimi sağlayarak, o ülkenin farklılıklarını her zaman göz önüne alıp, insanların tercihine asla müdahale etmeden, büyük bir devlet olmanın sorumluluğuyla hareket etmiştir. Askeri demokrasi terminolojisini tarihe yazan bir milletiz. Bozkır şartlarında dünyanın 3 kıtasına yayılacak güçte bir ordumuz vardı. Ordumuzun işleyişi çoğu zaman devletimizin yönetim biçimiyle eş duruma gelmişti. Ordu, halkın kalbinin en derininde taşıdığı bir kurum olarak görülmüştü. Birçok badireler atlattık. Türkler devlet kurup yönetmekte, bunu askeriyle ve halkıyla bütünleştirme konusunda derin bir kültüre sahip olduğunu her zaman ispat etmiştir. Genç Cumhuriyetimizin kuruluşu sırasında da ordumuz yedi düvele karşı koyarak kahramanca bir bağımsızlık mücadelesi vermiş, tüm mazlum milletlere örnek olmuş üstün bir orduydu. Ve o ordu devleti kurdu. Sonrasında çok partili hayata geçerek laik, demokratik, cumhuriyet değerlerini taşımayı bilmiştir. Halkımız nezdinde en güvenilir kurumlardan bir tanesidir. Bununla da gurur duyduk. Dünya devletleri içerisinde en kahramanca kurtuluş mücadelesini veren bir ordudan da o günün devamını beklemek hepimizin hakkıdır. Bu devletin tapusunu aldığımız Lozan itibariyle, 1923'ten 2023'e, 100'ncü yılını tamamlamasının ardından yapılması düşünülen eylemlere karşı her zaman hazırlık olmamız gerektiğini biliyoruz. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Her tarafımız ülkemizi paramparça hale döndürmek isteyen emellerle dolu. Onun için her zaman ordumuzun halkın desteğini arkasına alması ve saygınlığını koruması gerektiğini ifade ediyoruz. İç ve dış düşmanlar ortasında ordumuzun halk desteğiyle gücünü koruması gereken bir dönemdeyken bunların olması bizi derinden yaralamıştır. Halkımız iç ve dış tehditler içerisinde ordumuzun durumunun sarsılabileceği endişesi taşımaktadır. Bu küçük azınlık ordumuzu temsil etmiyor. Her ne kadar asker üniforması giymiş olsalar bile ülkemizi bölmek, parçalamak, bizi var eden değerlere tehdit oluşturmak amacıyla hareket ettiklerini kesinlikle ifade edebiliriz. Bunların amacı Cumhuriyetle edindiğimiz değerleri korumak veya ileriye götürmek değil.
“DEMOKRASİNİN ÇARESİ DAHA ÇOK DEMOKRASİDİR”
Daha önce de darbeleri yaşayan bir ülkeyiz. Askere atfedilen görevlerin zaman zaman dışardan gelen manipülasyonlarla farklı görevlere dönüşme iddiasını taşıdığını da gördük. 1960, 1971, 12 Eylül darbelerini gördük. Darbelere o günde karşıydık, bugünde karşıyız, sonsuza dek karşı olacağız. Çünkü şunu biliyoruz; halkın tertemiz vicdanıyla seçilmiş en kötü yönetim en iyi askeri darbeden iyidir. Halkın iradesinin yansıdığı tek yer sandıktır. Demokrasinin çaresi tekrar daha çok demokrasidir. Üç tarafı denizlerle çevrili, stratejik, Allah vergisi zenginliklere sahip bu coğrafyada, üç tane semavi dini 600 sene barış içinde yaşatabilme kültürüne sahip bir milletin başından bela eksik olmayacağını hepimizin bilmesi lazım çünkü gözleri bizde. Kendi içimizde ne kadar birlik ve beraberlik içinde olursak güçlü bir ekonomisi ve halkı bütünlük içinde olan millet olarak biz dünyanın her zaman gözdesi olacağız. Bundan hiç şüpheniz olmasın ama buna karşılık da yaratılmak istenen terörün gerçek sebebini aslında orada görmemiz lazım.
“KİMSE TERÖR ÇETESİNİN YANDAŞI OLAMAZ!”
Siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir arkadaşımın bunun yandaşı olması ihtimalini düşünmeniz bile bir haksızlık olur. Halkın üzerine hedef gözetmeksizin ateş edebilecek kadar cinnet haline gelmiş terör çetesinin hiç kimsenin yandaşı olması mümkün değil.
“BÜTÜN KURUMLARIN ORTAK TAVIR ALMASIÜLKEMİZİN GELECEĞİ KONUSUNDA HEPİMİZİ UMUTLANDIRMIŞTIR”
15 Temmuz'u Türkiye'de bir kurtuluş mücadelesi verme sayfasının miladı olarak kabul etmemiz gerekiyor. Güçlü bir şekilde devam etmemizi istemeyenlere karşı, özellikle 15 Temmuz'dan sonra, birlik içinde olacağız, farklılıklarımızı zenginlik sayacağız. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar hiçbir zaman etnik ve dini temele dayanmayan devlet anlayışı içinde, bu bayrağın altında yaşayan herkese eşit davranma hoşgörüsünü gösterdik. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Zaten bizim üzerimize gelen belaların tek sebebi hala bu gücü koruduğumuzu gösteriyor olmamız. TBMM'de grubu bulunan dört parti ortak bildiri yayınladı, yayınlanan metinde darbe girişimi kınandı. Bu bizim demokrasimizin çok önemli bir belgesidir. Daha çok demokrasi, özgür, bağımsız devlet kurumlarının, partilerinin, medyanın ve halkın kendini demokratik normlar içerisinde ifade edebileceği bütün platformların önemi anlaşılmıştır. O gece çetenin yarattığı terör dalgası başladığı andan itibaren bütün kurumlarımızın ortak hareketi hepimizi cesaretlendirmiş, bu ülkeni geleceğine olan güvenci konusunda umutlandırmıştır. Bundan sonra da gelmesi muhtemel tehditlere karşı aynı birliği beraberliği göstereceğine olan umudu yeşertmiştir.
“ALLAH DEVLETİMİZİ VE MİLLETİMİZİ KORUSUN”
Hepimiz devletimizden aceleye getirmeden, haksız uygulamalara sebebiyet vermeden, gerçek suçluların sabırla ve kararlılıkla üzerinden gelerek tamamen temizlenene kadar bu mücadeleyi sürdürmesini bekliyoruz. Toz dumanın birbirine karıştığı zamanlarda bundan istifade etmek isteyen, kendi kişisel çıkarlarıyla başkalarına zarar vermek isteyenler çıkacaktır ama bizim buna izin vermememiz lazım. İlçemizde de siyasi partilerimizin gösterdiği hassasiyeti hep birlikte izledik. Büyük bir sükûnetle üzerinden geleceğimize inanıyorum. Allah devletimizi, milletimizi korusun. Allah yolumuzu açık etsin. Başta şehitlerimize, hedef gözetmeksizin ateş açılmasına rağmen tankların üstüne yürüyen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara geçmiş olsun diliyorum. Milletimizin bir daha yaşanmaması için göstermiş olduğu duruşu saygıyla eğilerek selamlıyorum.”
Işıklar'ın konuşması tüm meclis tarafından alkışlarla karşılık bulurken açıklamaları için parti gruplarına söz verildi.
Hazal BAŞARAN