Işıklar: Silivri’ye ihanet etmedik!

Işıklar: Silivri’ye ihanet etmedik!

01.11.2017 13:53:23

“Kenti yağmalayan, onu betonla, demirle ve rantla boğan anlayışı da biz hizmet saymıyoruz” diyen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, bu anlayışa sahip olanların ihanet itiraflarına göndermede bulunarak AK Partili muhalefetin “Elle tutulur hizmet yok” eleştirisine cevap verdi.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile ilçe gündemi, gelecek dönem hedeflerini ve 2019 seçimlerini değerlendirdik.

“ELLE TUTAMAZSINIZ, GÖZLE GÖRECEK, RUHEN HİSSEDECEKSİNİZ”
Sevginar SALİ: Siz 8,5 yıllık yönetiminizde Silivri'ye önemli hizmetler ve katkılar sunduğunuz iddiasındayken, özellikle AK Partili muhalefet “Elle tutulur hizmet yok” savı üzerinden eleştirilerini yöneltiyor… Neden?
Özcan IŞIKLAR: ‘Elle tutulur hizmet'ten anlaşılan şeyler; demir, beton, mühendislik işleri, genelde kent rantları oluyor. Bizim neler yaptığımızı değil, neler yaptırmadığımızı konuşmamız lazım. Ben o dediklerini yaptırmadığım için hizmetimizi anlamakta zorlanıyorlar.
Silivri, bilişim teknolojilerinin, Ar-Ge'lerin, üniversitelerin ve geleceğe dönük bir silikon vadisinin 1/100 000'lik planla tarif edilmiş, belirlenmiş, kesinleşmiş bir alanı… İstanbul'un 5 bin 400 km2'lik alanında Silivri'ye bir fonksiyon vermişler. Bu bizim anayasamız. İstanbul'a aslında iyi bir plan yapılmış. Bu açıdan ben Dr. Mimar Kadir Topbaş'a teşekkür ediyorum. Plan yapılırken, İstanbul'un 500 yıllık tarihi incelenmiş. Nerelerde lojistik hizmetler gelişmiş, nerede kültür sanat oluşmuş, aslında plan onu tarif ediyor. Cumhurbaşkanı, Çevre Şehircilik Bakanı, İçişleri Bakanı bugün “İstanbul'a ihanet ettik” diyor. Bu sonuçlar işte o ‘elle tutulur hizmetler' dediklerinin sonucunda oluştu. İstanbul yaşanmaz hale geldi. Bizans'tan alındığı günden bu yana, o plancılar İstanbul'u incelediler, fonksiyonlarına, tarihi hafızasına baktılar ve ona göre bir plan yaptılar.
Silivri, İstanbul'u ikame eden, o çağına göre en çok gelişmiş bilgi toplumu, imalat, lojistik, turistik, dinlenme ve kültür şehri. Böyle fonksiyonları var. Biz bunları bilmiyoruz. Kanuni ve Yavuz Selim'in yazlık sarayları Silivri'deydi. Maalesef yok edilmiş. Yerleri bulundu. Burası Bizans'ın bilim ve bilginin yetiştiği, ipek yolundan gelen o bütün Avrupa'ya açılan kapının tamamen kültürel, sosyal etkileşimini içeren bir şehir. Bana göre de 100 000'lik plan çok doğru yapılmış.
Silivri'nin geleceğinde ne var? 100 000'lik planın bize verdiği görev var. İleri teknoloji alanı, eğitim bilişim teknoloji alanı, fuar alanı, tarım teknopark alanı var. Büyük bir tarım zenginliği var. Bunların hepsini bir yere toplarsanız 7 bin yılı geçen çalışmalarla tarihi buluntuların bulunduğu bir yer burası. Böyle bakarsanız elle tutulur hangi hizmetten söz edebilirsiniz? Elle tutamazsınız, gözle görecek, ruhen hissedeceksiniz.
Burası bir bilim kenti olacak. Ar-Ge kenti olacak, hizmet sektörleri gelişecek. Din ve kültür turizmi bütün dünyanın dikkatini çekecek. Avrupa'yı oluşturan kültürün ana değerleri burada bulunmakta. Bu, muhteşem bir şey. Bugün bir milyar insanı doğrudan ilgilendiren, bütün değerlerin ana merkezi Silivri. Bizans kültürünün bu tarafta yeşerdiği, doğduğu bir kentte yaşıyoruz. Buna göre konumlandırmamız lazım.
Geldiğimiz günden bu yana 100 000'lik plan ne diyorsa onu yapmaya çalıştık. Bütün iletişim alt yapıları, kültür, sanat, imalat, ama niteliği ve katma değeri, bilimi ve Ar-Ge'si yüksek imalatlarının yapıldığı v.s. bunların hepsine çok yaklaşmış durumdayız. 576 fabrikamız var. İçlerinde çevreye kirliliği olan bir tane bile yok. Belki de bizim kontrolümüz dışında gelişti bu olay. Son 9 yıldır ilk defa çevre sanayi envanteri yapan belediyeyiz. Şimdi güncelliyor, Sanayici ve İş Adamları Derneği'ne bir daha kitabını yayınlayacağız. Türkiye'nin klasik sanayisinden farklı, Ar-Ge'si yüksek bir sanayi yapımız var. Demek ki siz şehri tutarsanız şekil almaya başlıyor. Siz izin verseniz bile oturmuyor. Çevre şartları, çevre baskısını oluşturabildiniz demek ki.

“SİLİVRİ, TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNDE PLAN ANLAMINDA TEK”
Silivri, Türkiye'nin geleceğinde plan anlamında tek. Hem sanayinin, hem hizmet sektörlerinin, hem turizmin, hem tarımın birlikte gelişebileceği ender bir bölge. Demir, beton, 30 katlı binalar burada yok.

“ALLAH KORUMUŞ DA KÜLTÜR MERKEZİNİ YAPMAMIŞIZ”
Allah korumuş da kültür merkezini yapmamışız, çünkü Silivri E-5'in altında sıkışmış bir yapı. Bunu dışarı taşırıp 3-4 merkezli gelişme aksları olan, dinamik, kültür-sosyal hizmetlerin dağıldığı, ilçemizin bütün bölgeleri aynı şekilde geliştirecek bir düzene ihtiyacımız var.
Birincisi eğitim, insanlar burada rahat, huzurlu, gökyüzünü görebilecek, aktif bir çevre bilinci geliştirerek, yerin altındaki 9 bin yıla dayanan tarihi değerlerin üstünde bunu koruyacak, bilinçlendirecek bir yapı gerekiyor. Silivri, gelecekte dünyanın da ilgisini çekecek bir silikon vadisi olma yolunda ciddi adımlar attık.

“AK PARTİLİ ARKADAŞLARLA HİZMET ANLAYIŞIMIZ FARKLI”
İnsanın ruhunu, hayattan beklediklerini, çoluk çocuğunuzun sokakta özgürce dolaştığını elle tutamaz, ancak hissedersiniz. Onların elle tutulur dedikleri hizmet, Silivri'de olmayacak, olmamalı. Hizmet anlayışı farkımızdan kaynaklanan bir konu. Silivri, huzur dolu bir kent. İstanbul'un 39 ilçesi arasına en huzurlusu. Hoşgörü ortamı, eğitim kenti ve bilgi teknolojilerini geliştirirseniz, tarihini açık hava müzesine dönüştürürseniz, insanlarının özgürleştiği, barış ve huzur içinde bir kent olma yolunda değerlerinizi de taşırsınız. Silivri'de birçok şeyi göremeyebilirler.

“BURADAKİ MUHALEFETİN BAKIŞ AÇISI ÇOK SIĞ”
AK Partili Muhalefetin bakış açısı çok sığ, İstanbul'daki görünen yüzüyle konuşulan bir anlayışa dönüşmüş ama bugün ihanet ettiklerini dile getiriyorlar. İstanbul, bizim anlattıklarımızın durumuna geldi. Demek ki aynı şeyi düşünüyormuşuz. Ben Silivri'deki muhalefetin bunların gerisinde kaldığını görüyorum.

“TARIM SİT ALANI İLAN ETTİRDİK”
Tarım Sit Alanı ilan ettirdik. Bu olmalıydı. Olduğunu maalesef muhalefet anlamıyor. Bunu yıllar sonra anlayacaklar. Halkımız anlıyor. Tarım Sit Alanını ilan ettirmek demek elle tutulur en önemli hizmetlerden biridir. Organize Tarım Bölgeleri kurup burada ürünü ektikten sonra gıdayı çıkardınız. Gıdayla birlikte lojistik, ilaç sanayi, gıda teknoloji, nanoteknoloji, ambalaj, ilaç sanayi çıkıyor. Topraktan ürettiğiniz anda 200'e yakın sektör etkileniyor. Bambaşka bir ekosistem, ürünleri işleyen, paketleyen, dünyaya satan, pazarlama eğitimi veren, ilaç sanayiyi geliştirecek ürünleri üreteceğiz. Bilgi teknolojilerini yapacağız. Türkiye'nin dışa bağımlı olduğu tıbbi aletlerinin yapıldığı teknopark merkezi oluşturacağız. Şu anda onun üzerinde çalışıyoruz. Sadece bu proje bile Silivri'nin kurtuluşu demek. Bunun yanı sıra cezaevinin yanında İleri Teknoloji Alanımız var. 2 Milyon m2 alan üzerinde dünyada ilk defa tarım ve gıda teknolojilerine dayalı bir teknopark oluşturulacak.

“KENTİ YAĞMALAYAN, ONU BETONLA, DEMİRLE VE RANTLA BOĞAN ANLAYIŞI DA BİZ HİZMET SAYMIYORUZ”
Sevginar UYGUN: Bunlar geleceğe yönelik bir yol haritası, ne kadarlık sürede gerçekleşmesini öngörüyorsunuz?
Özcan IŞIKLAR: Ben 5 yıl gelecekten bahsediyorum. Gerçekten o kadar uzak değil. Planlar o kadar olgunlaştı ki… Kuzey Marmara otoyolun tamamlanmasıyla bu süreç başlamış olacak. Bunlar kentler için çok küçük süreler. Biz bugün gelecek 20-30-50 yılı planlıyor ve hedefliyoruz. 100-200 yıllık projeksiyonlar yapan dünya kentleri var. İstanbul, eğer devlet olsaydı, dünyanın 25. büyük ekonomisi olurdu. Bu gücü düşünebiliyor musunuz? Türkiye'nin ilk 20'de olmasının tek bir sebebi var o da İstanbul. Türkiye'nin ürettiği bütün mal ve zenginliğinin yarısını İstanbul üretiyor. Özellikle gıda teknolojilerini üreten bir yapıyı kurmamız lazım. Bu toprakları gözümüz gibi korumamız lazım. Kenti yağmalayan, onu betonla, demirle ve rantla boğan anlayışı da biz hizmet saymıyoruz. AK Partili arkadaşlarla ayrıldığımız nokta bu.

“SİLİVRİ'YE, NE BUGÜNÜNE NE DE GELECEĞİNE İHANET ETMEDİK”
Bilgi teknolojileri, müzeleriyle, kültür merkezleriyle (şehrin dört beş alanına dağılmış)… Sanat sokağımız tamamlandı. Şimdi şehrin karşısına aynı kompleksi yapıyoruz. 130 bin m2'lik bir şehir parkı kuruyoruz. İçinde butik kültür merkezleri olacak. Piramit Çay Bahçesi karşısındaki binanın en üst katına 1000 kişilik bir salon yapıyoruz. Yapı yasağının kalkmasını bekliyoruz. Planlar geçti. Büyükşehir Belediye Başkanının imzasından sonra yürürlüğe girecek. Biz oradaki binayı yıkıp yerine yapacağımız yeni binanın 4. katına salon yapacağız. Elle tutulur en iyi hizmetimiz budur. Silivri'ye, ne bugününe ne de geleceğine ihanet etmedik. Cumhurbaşkanımız bile İstanbul'a ihanetini kabul ediyorsa, ben büyük bir gurur ve mutlulukla bunu söyleyebiliyorum. En büyük hizmet bence bu. Bu çevre bizim değil. Biz bunu gelecekten emanet aldık ve çocuklarımıza miras bırakacağız.

“‘BAĞIŞLAR NE OLUYOR?' DİYE SORUYOR ARKADAŞLAR”
Yardımlaştırma kültürünü geliştirdik. Gıda Bankası'nı biz kurduk. İş bulma, istihdam kültürünü biz geliştirdik. 20 bin kişiye iş bulduk. Gıda Bankası'na gelen bağışlar, meclis bütçesine girmiyor. Oraya yapılan bağışları biz saymıyoruz. Cami ve okullara yaptığımız bağışlar bütçeye girmiyor. Sahnesi, tiyatro salonu olmayan okul yok. Bahçelerini özel okullarınki gibi yapıyoruz. Muhtarlıklara, köylerin tamamına el uzatıyoruz. Bağışlarla ilçenin birçok hizmeti görülüyor. Esas hizmet insana yapılandır. Spor yapan çocuğa forma hediye etmek çok önemli, Mahalle Evleri ile ne hayatlar kurtardık. Üniversite sınavlarına giren, ehliyet alan, kendi işini kuran, öğretmenlik durumuna getirdiğimiz kadınlarımız var. Bunları elle tutulur hizmet olarak görmemek çok acı.

“İNSANIN HUZURUNU, RUHUNUN ÖZGÜRLEŞMESİNİ VE YÜCELMESİNİ ERDEM İÇERİSİNDE SAĞLAYAN, BİR SOSYAL DAYANIŞMA PROJEMİZ VAR”
Gelecek 5 yıl içerisinde şu kentin her tarafından tıbbi aromatik bitkilerin ekildiği ve işlendiği, Türkiye'nin kozmetik ve ilaç sanayisine hammadde üreten merkezi olmak elle tutulur bir hizmet değil mi? Aramızda bu anlayış farkı var. Bu da çok doğal. Sığ, sadece günü kurtaran hizmetleri değil, ilçemizde insanın huzurunu, ruhunun özgürleşmesini ve yücelmesini erdem içerisinde, bir sosyal dayanışma ile kent huzurunu sağlamaya dönük bir projemiz var. Göreve gelir gelmez 4'ünde mazbatayı aldık, 17'sinde TÜRAM'ı kurduk. İstihdam Birimini ilk 3 ay, Gıda Bankası'nı 2 ay, Engelli ve Yaşlı Koordinasyon Merkezi'ni ilk 2 ay içinde oluşturduk. Hepsi planlıydı. İlk seçim kitapçığımda anlattığımda, çoğu kişi anlamamıştı. Bunların hiç biri tesadüf değil, bir kenti kurguladık. Geleceğe taşıma konusunda hedeflerimize ulaşmaya çalışıyoruz.

“YAPTIKLARIMIZI BÜTÜN ÜNİVERSİTELER FARK ETTİ, BİZİM MUHALEFETTEKİ ARKADAŞLARIN ANLAMAMASINI YADIRGIYORUM”
Yaptıklarımızı bütün üniversiteler fark etti, bizim muhalefetteki arkadaşların anlamamasını yadırgıyorum. Tarım Lisesi'nin açılışına AK Parti'den bir kişi gelmedi. Sen kabul edersin etmezsin ama bu Türkiye'de bir ilk. Ben olsam Belediye tarafından yapıldığı için gururlanırdım. Dünyanın geleceğine sahip çıkan bir eğitim anlayışını ortaya koyuyoruz. Özel okullar yıllık 30 bin TL. Biz bir kuruş ücret almadan çocuklarımızı geleceği hazırlayacağız. O çocuklarımız çok şanslı. Üniversitelerin bile yokken, lisemizin 255 dönüm uygulama alanı var. Çocukları hayalle değil, bizzat üretimle karşılaştırıyoruz.

“HER KENTİN BİR HİKÂYESİ VAR”
Her kentin bir hikâyesi var. Silivri'nin de olmalı. Bir şeyle anılmalı. Biz üretimle, Ar-Ge, sağlık alanı teknoloji merkezi, bilişim teknoloji, üniversite ve teknoparkları, silikon vadisiyle anılan bilinen bir kent oluşturacağız. Hizmet farkımız orada.” Devam edecek...

YORUM YAP