TÜRAM'ı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na anlatan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, tarımın bölgesel kalkınma aracına dönüştürme hedefi üzerinden aktardı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Silivri Belediyesi Gümüşyaka Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi ziyareti üretim alanlarının gezilmesi i ve bilgi aktarımıyla başladı. Işıklar, TÜRAM'ın kuruluş amacını ve hedeflerini anlatırken Bezmialem Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Kartal ve Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Canan Sağlam çalışmanın yerindeliği ve yararına vurguda bulundu.
IŞIKLAR: TÜRAM BİR DİRENME YERİ
Merkezde düzenlenen programı binlerce kişi takip ederken, açılış konuşmasında halka seslenen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar şunları söyledi: “Burası bir direnme yeri. İstanbul'un vahşi betonlaştırma, yağma ve rantından bu Allah vergisi topraklarımızı, zenginliğimizi 430 km2'lik alanımızı 8 yıldır korumak için mücadele ediyoruz. Bu toprakları korurken en zor kısmı şuydu; kilosuna 80 Krş aldığımız buğday ile 20 yılda tarımdan alınan parayı bir günde önümüze koyarlarsa nasıl tutarız? Bu soruya cevap oluşturduk biz burada. Bu toprağı tutarsak Allah vergisi zenginliği sonsuza kadar koruruz ve bunu bir kalkınma aracı haline getirebiliriz. Bölgesel bir kalkınmanın örneğini verebiliriz diye düşündük. Burada en önemli işbirliğini üniversitelerle, tarım kredi kuruluşlarıyla, kalkınma ajanslarıyla yaptık. Yetişecek ürünleri pazarlayıp alabilecek firmaların alım garantisi verebilecek, pazarla buluşturacak örneklerini de oluşturduk. Burada inanılmaz bir işbirliği söz konusu. Bu işbirliği kent paydaşlığının verimli olarak kullanılmasına dayalı. Burada edindiğimiz 7 yıllık tecrübeyle, ürettiğimiz ürünleri fide ve tohum açısından dışa bağımlıktan kurtarmayı amaçladık. Kendi öz tohumumuzu bu toprakların hafızasında olan tohumları çıkartıp kalkınma kooperatiflerine vererek, ekilmesini sağladık, eğitimlerini verdik. Hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Aromatik bitkilerin kurutulması, topraksız tarım, enstitüye dönüşmüş bir anlayışla çalışıyoruz.
“BİRÇOK ÜRÜNÜN ASLINDA TEKNOLOJİYLE, AKILLA, ÜNİVERSİTELERİN EĞİTİMİYLE BİRLEŞTİĞİNDE MUHTEŞEM BİR KALKINMA ARACI HALİNE DÖNÜŞEBİLDİĞİNİ GÖRDÜK”
Bölgemizin florasına uygun 41 çeşit aromatik bitkinin yıllara dayanan tecrübelerden sonra en ari, temiz, bize uzun yıllar ürün verebilecek türlerini geliştirip, bunları artık mahreç oluşturup Silivri'nin birer markası haline getirilmesi sağlandık. Şimdi atılacak adım burada kooperatifleriyle, STK'larla, odalarla, üniversiteleriyle, köylüsüyle hep beraber bölgemizin bir kalkınma aracını insanı gelişme merkezi haline getirebilecek örnekleri oluşturmak. Bundan sonra atacağımız adım çok daha hızlı olacak. Artık pazarla buluşacağız. Ürünlerimizi dünyanın çok değerli markalarından daha pahalı mala dönüştürüp üretebilecek koşullarımız var. Bununla da gurur duyuyoruz. Bunları tarımsal üretimden, teknolojide ürün sağlayabilecek alan haline geldik. Kırlarda üstüne bastığımız ısırgan otunun bile uzaya giden çelik liflerin yapımında kullanılacak kadar bir teknoloji üretebildiğini öğrendik. Değer vermediğimiz birçok ürünün aslında teknolojiyle, akılla, üniversitelerin eğitimiyle birleştiğinde muhteşem bir kalkınma aracı haline dönüşebildiğini gördük. Şimdi yaptığımız şeyi daha rahat söyleyebiliyoruz; insanlarımıza 8 yıldır burasını betonlaştırmadan, yağmalattırmadan da geliştirerek, istihdam yaratarak, üretebileceklerini gösterdik. En önemlisi de fakirliği yönetmek değil onu yok etmeye çalışan bir anlayışı köylülerimizle birlikte ayağa kaldırmış olduk. Bölgesel kalkınmanın çok önemli yanı vardır. İstanbul'un yanı başında özellikle arazilerin haraç mezat günlerce televizyonlarda kaçak bir şekilde satılıyor olmasına en güzel cevabı oluşturduk. Bu topraklar bizim ve bu topraklar bizim zenginliğimiz, geleceğimiz. Onları korumak adına bu projenin artık daha da gelişerek üretim aşamalarını bitirip kooperatiflerimizle pazar bulunması konusunda özellikle bütün belediye başkanı arkadaşlarımın desteğini bekliyorum buna ihtiyacımız var. Sağ olsunlar destek veriyorlar. Silivri artık tarımsal kalkınma alanı haline gelmiş bir enstitü modeliyle ve kent paydaşlarıyla beraber bir kenti nasıl harekete geçirebileceğinin modelinin güzel bir örneği haline geldi. Bu konuda emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”
KARTAL: BERABER BÜYÜK İŞLER BAŞARIYORUZ
Bezmialem Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Kartal, TÜRAM çalışmaları konusunda bilgiler aktardığı konuşmasında şunları söyledi:
“Tarımın giderek önem kazandığı dünyamızda Başkan Özcan Işıklar'ın bu girişimini biz Bezmialem Üniversitesi Fitoterapi Merkezi olarak büyük bir heyecanla takip ediyoruz ve beraber büyük işler başarıyoruz.
“TIBBİ BİTKİLER SADECE ÇAY GİBİ KULLANILMIYOR”
Çünkü tıbbi ve aromatik bitkiler özellikle dünyada büyüyen bir trend. Ve bu oluşum içinde tıbbi bitkiler sadece çay gibi kullanılmıyor. İnsanlık gittikçe daha fazla bitkisel ilaçlar kullanıyor. Çünkü sentetik ilaçların, molekülleri oldukça fazla. Artık hekimler doğalla sentetiği bir kefeye koyuyor hangisi daha az zararlıysa onu kullanmayı hedefliyorlar.
GIDA VE KOZMEDİKTE TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLER DÖNEMİ
Tıbbi ve aromatik bitkiler sadece ilaç olarak da kullanılmıyor. Bugün gıda sektöründe kullanılan bütün koruyucular artık doğadan elde edilmek için büyük çaba sarf ediliyor. Doğal renklendiriciler çok önemsenmeye başlandı.
Kozmetikler de artık parabenler istenmiyor. Çünkü kullanılan birçok sentetik koruyucu molekülleri vücudumuza çok iyi uyum sağlamadığı için bir takım toksik etkiler yapabiliyorlar. Artık dünya kekik yağından, ada çayı yağından oluşan pestisitleri kullanıyor. Türkiye en büyük kekik üreticisi. Bugün Denizli dünyanın %60 kekiğini sağlıyor. Ama biz kekik satıyoruz. Kekik yağını Hollanda elde ediyor veya bizden kekik yağı alıyor ve bunu çiftlik hayvanlarının sularına, yemlerine katıyor ve böylelikle organik tarımda antibiyotik kullanmıyor. Bu yolla parazitleri yok ediyor.
“TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİMİZİ DEĞİŞİK ALANLARDA KULLANMA İHTİYACIMIZ VAR”
Bizim tıbbi ve aromatik bitkilerimizi ülke olarak değişik alanlarda kullanma ihtiyacımız var. Bunu başardığımız sürece tarımda önemli yerlere geleceğimiz kesin. Yani biz tıbbi ve aromatik bitkileri sadece çay gibi değil çeşitli teknolojilerle de değerlendirmeliyiz. Bugün gül yağını Bulgaristan'da bir firma kapsül formunda huzursuzluğa karşı Avrupa'ya satıyor. Halbuki gül yağı Osmanlı'nın, ülkemizin daha çok kullandığı, halkımızın daha çok bildiği bir ürün. Ama maalesef biz bu değerlerimizi teknolojiyle birleştirip ürün haline getirememişiz. Silivri'de bunu biz Belediye Başkanımla ortak projelerle ortaya çıkarmaya başladık. Bir ilaç firması, Melisa ekstratını Almanya'dan alıyordu şimdi biz veriyoruz. Silivri'de yetişen Melisa'dan ekstre hazırlıyoruz ve bunu o ilaç firmasına sattık Fitoterapi Merkezinde.
“TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİ ÜRÜNLEREDÖNÜŞTÜRMEMİZ GEREKİYOR”
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında artık hekimler de fitoterapi eğitimleri alıyorlar ve fitoterapist hekimler yetişiyor. Dolayısıyla bizim gerçekten tıbbi ve aromatik bitkileri ürünlere dönüştürmemiz gerekiyor. Ne kadar çok katma değer katarsak bu ürünlerden o kadar ülke olarak fayda sağlıyoruz. Yani kekik satmak yerine kekik yağı ve ya bundan elde edilmiş preparatları satmamız gerekiyor. Bunu kendi ürünlerimizde kullanmamız gerekiyor. Biz tarım ülkesi olarak, tarıma katma değer katarak ve atık ürünlere yönelmeliyiz. Mesela Trakya bir Ayçiçek bölgesi olarak Ayçiçek kültürü yapıyor, Ayçiçek yağı elde ediliyor geri kalan kısımdan protein elde etmemiz gerekiyor. Yani atıkları değerlendirmemiz lazım. Atık ürünleri değerlendirmemiz bununla ilgili projeler yapmamız gerekiyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Fitoterapi Merkezi olarak ürettiğimiz, geliştirdiğimiz hammaddelerde Silivri'de yetiştirilenleri kullanıyoruz ve bunları ilaç firmalarına satmaya başladık.
KARTAL TEŞEKKÜR ETTİ
Huzurunuzda başkanıma çok teşekkür ediyorum. Genel Başkanıma da çok teşekkür ediyorum; tarıma önem verdiği için. Türkiye bir tarım ülkesi biz tarımı ve teknolojiyi birlikte kullanarak, tarımsal ürünlerin teknolojisini arttırarak, bunlara katma değer ilave ederek ülkemizde herkesin gelir seviyesi yükseltebiliriz. Bunu her alana uygulayabiliriz.”
SAĞLAM: TARIM SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN TÜRAM'I KURDUK
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Canan Sağlam, TÜRAM faaliyetlerine yönelik değerlendirmesinde şunları söyledi: “Sabah programında genel olarak Trakya'nın sorunları ve bunlara yönelik çözümlerden bahsedildi. Aslında bu sorunlardan yola çıkarak biz de TÜRAM'ın başlangıcında burayı oluşturmaya başladık.
Sorun neydi? Öncelikle bölünen tarım arazilerinden klasik ürünlerle yeterince gelir elde edilememesi.
İkinci sorun da bizim tıbbi aromatik bitkilerde esas kaynağımız doğal formüldü.
“İLAÇ VEYA SANAYİDEKULLANIM İÇİNSTANDARDİZASYON GEREKLİ”
Ne yazık ki çoğu insanımız doğal bitki örtümüzün ne kadar zengin olduğunu bilmiyor. Doğal bitki örtümüz esasında bir kıta özelliğindedir. Anadolu'daki doğal bitki örtüsündeki tür çeşitliliği biyolojik zenginlik. Bundan da söz etmek istiyorum çünkü genelde farkında değiliz. Sürekli mücadele için çalışıyoruz ama yabancı ot dediğimiz şeylerin bile aslında ekolojik zenginlik nedeniyle var olduğunu bilmiyoruz. Bu zengin bitki örtüsü içerisinde Kekik, Adaçayı, Defne gibi çok önemli tarım ürünleri var. Daha doğrusu yurt dışından talep edilen ürünler vardı. Bugün biz dünyaya Defne'nin hemen hemen %96'sını sağlıyoruz. Aynı şekilde Kekiğin %76'sını ham ürün olarak sağlıyoruz. Ve geçmişte bunlar tamamıyla doğal bitki örtüsünden sağlanırken, bugün Kekiğin tamamını üretimden gönderiyoruz yurt dışına. Üretim niye gerekliydi? Çünkü ancak seri ve standart bir üretime bu şekilde geçilebilirdi. İlaç veya sanayide kullanım için standardizasyon gerekli. Bunun için de kültürünün yapılması lazım. İşte bunlardan yola çıkarak, burada bu çalışmaları başlattık.
“YEREL YÖNETİMLE İŞBİRLİĞİNİN BİZE BİLGİYİ GENELE YAYMAK KONUSUNDA ÇOK BÜYÜK AVANTAJI OLDU”
Zaten üniversitede araştırmaları yapılıyordu bir yerel yönetimle işbirliğinin bize genele yaymak konusunda çok büyük avantajı oldu. Düşündüğümüzden çok daha büyük ilgi gördü ve kurslarla da bu yaptığımızı çevreye gösterdik.
TÜRÜM'da çok fazla çeşit aromatik tıbbi bitki var. Zaman içerisinde belki bunların çeşitlilikleri azalacak. Biz hangisi uyum sağlıyor hangisi daha iyi oluyor, geniş alanlarda hem biz hem de çiftçilerimiz, üreticilerimiz bunlara yönelmek isteyenler görsün, tanısın diye çok farklı türleri yetiştirdik. Şu anda Lavanta gündemde, TÜRAM'daki Lavantaların geçmişi en az 4 yıllıktır. 4 yıl öncesinden biz bunu yetiştirdiğimiz için şu an gördüğünüz Lavantalardan gerçek verimi alabiliyoruz. Buranın diğer yerlerden farkı bu bitki çeşitlerini farklı yerlerde de görebilirsiniz; burada tarımsal anlamda, sıra aralığı, sıra üzeri ne kadardır, uçucu yağı verimi nedir yani sanayiye yönelik kullanılabilir mi bu ürünlerin bu özelliklerini biz burada gözlemleyebiliyoruz, sizlere gösterebiliyoruz. O yönüyle Lavanta, Adaçayımız var. Yerli bir bitki olmasa da dünyada kullanılan Ekinezya var. Nanenin farklı türleri var. Kekik, Kurdetnarı… Dünyada kullanılan tıbbi bitkileri burada sergilemeye çalışıyoruz. Küçük alanlardan gelir getirdiği için süs bitkileri, arıcılık birimi kuruldu.”
TÜRAM programında CHP'liler ve katılımcılara merkezde üretilen ürünlerden hazırlanan ikramlar da sunuldu. Buradaki programının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler Gümüşyaka Silivri Belediyesi Tarım Lisesinde incelemelerde bulundu.