TGRT Haber'in canlı yayın konuğu olan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 55'ncisi gerçekleştirilecek Silivri Yoğurt Festivali hakkında konuştu.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, tarım festivalleri ile yerel değerlerin markalaştırılması, üreticileri girdisi az kazancı yüksek ürünler üretmeye teşvik etme, ürünlere pazar bulma hedeflerini Yoğurt Festivali başlamadan önce TGRT Haber'de anlattı.
Tarım sektörü ve geleceği üzerine konuşan Işıklar, festivallerin birçok farklı kültürden insanları bir araya getiren ve kaynaştıran, ülkede yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı tek yürek olarak kaos ve karmaşaya prim kazandırmayan etkinlikler bütünü olması açısından da önem taşıdığına işaret etti.
“EN BÜYÜK SIÇRAMAYI TARIMDA YAPABİLİRİZ”
Başkan Işıklar, şunları kaydetti: “Festivalimizi üreticileri teşvik etmek ve üretimi arttırmak amacıyla 55 yıldır yaşatıyoruz. “Tarım yoksa gelecek yok” diyoruz. Bu toprakların korunmasını, sürdürülebilir kent kalkınmasını, katma değeri yüksek ürünler üreterek yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bizim Allah vergisi zenginliğimiz toprakların üstünde. Üretimde tarımsal teknolojilerin kullanımının ve inovasyonunun gelişmesiyle zenginleşebiliriz.
Yerin altında çok fazla zenginliğimiz yok ama yerin üstünde çok fazla zenginliğimiz var ve bitmez tükenmez. Sürdürülebilir gıda anlayışı kent ve kent çevresi tarımı ile gerçekleştirilebilir. Hollanda, İtalya böyle gelişti. En büyük sıçramayı tarımda yapabiliriz. İlkokuldan beri söylerler, “Türkiye, tarımda dünyanın kendi kendine yeten 7 ülkesinden biridir.”
“GELİR GETİREN AROMATİK BİTKİLER ÜRETİYORUZ”
Silivri Belediyesi'nin Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi (TÜRAM) var. NAMIK Kemal Üniversitesi ile Bezmialem Vakıf Üniversitesinin 7 yıldır ARGE'sini yapıyoruz. Buğday ve ayçiçeğinin dışında katma değeri çok yüksek, ön ödemeli şekle dönüştürebileceğimiz tarım örneklerimiz var. TÜRAM'da yapılan çalışmalarda toprağımıza uygun 42 çeşit aromatik bitki tespit ettik. Bölgemizde en iyi verim alınacak bitkiler bulundu. Nane, rezene, anason, kekik, lavanta, adaçayı gibi birçok tür yetiştiriliyor. 19 Temmuz tarihinde Lavanta Hasat Şenliği düzenleyeceğiz. Buğday ekiyorlar, alıcısını dahi bulamıyorlar. 1 yıl boyunca uğraş verdikleri buğdayın kilosunu 50 kuruşa satıyorlar. Lavanta; kozmetik, gıda ve ilaç sanayisinde hammadde olarak kullanılan katma değeri yüksek bir tür. Aromatik bitkilerin daha çok gelir getirdiğini ve istihdam kapısı olduğunu ispatladık.
“GELECEĞİMİZ İNOVATİF TARIMDA SAKLI”
Domates, kavun, karpuz, bamya festivallerini de yine Silivri'de tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi için yapıyoruz. Bunlar parmak izi gibi sadece ilçemize ait olan özel ürünler. Mesela; deniz seviyesinin altındaki topraklarda 15 gün ömrü olan Topatan Kavunu yetiştiriliyor. Zar gibi incecik kabuğu, mükemmel bir aroması olan bir lezzet. Ekildiği yerlerin sit alanı ilan edilerek korunması gerekir. Festivalini yapacağımız yoğurdun önemi ve özel oluşu da deniz seviyesi altında tuzlu deniz suyunda yetişen otu yiyen hayvanların sütünden yapılmasından geliyor. Bu özelliklerimizi korursak onlar bizim zenginliğimiz oluyor. Markalar oluşturmak tarımda mümkün. Bizim geleceğimiz, istihdamımız, bölgesel kalkınmamız bilgiyle, akılla, eğitimle yapılan tarımda.
“TÜRKİYE'NİN GÜNDEMLERİ FARKLI”
Biz festivaller aracılığıyla bamyasıyla, kavunuyla, karpuzuyla, domatesiyle, yoğurduyla, lavantasıyla bir algı yaratmak istiyoruz. Şehrin yanı başında tarımın yapılabildiğini gösteriyoruz. Ben bunları Hollanda'da yapıyor olsaydım olay olurdu. Türkiye'nin gündemleri çok farklı. Parti ayırmaksızın söylüyorum; belediyelerimizin birçoğu Türkiye'nin gündemini oluşturacak çok güzel şeyler yapıyor. Üretimi konuşmamız lazım. Bunları konuşacağımız yerde başka şeyler konuşturuyorlarsa bize tuzaklara düşüyoruz gibi geliyor bana. Festivalle bir sıcaklık kuralım, insanlarımıza yaşam sevinci gelsin istiyorum. Hemşerilik bilinci gelişsin, çok renkliliğimizi çoksesliliğimizi birlikte kaynaştıralım. Silivri, 81 ilden hemşerimizin bir arada huzur içinde yaşadığı bir ilçe. Bunu yaratmada yerel yönetimlerin ve halkımızın hoşgörüsünde büyük rolü var. Biz bunları genlerimize taşıyabiliyoruz. Esas gündemlerimiz keşke bunlar olabilse.
“TARIM VE TARIM TEKNOLOJİLERİ LİSESİ KURUYORUZ”
Geçen hafta Hollanda'yı ziyaret ettik. Türkiye'nin tarımsal hasılası 12 milyar dolarken, Konya'dan ufak Hollanda'nın 120 milyar dolar. Tarımdaki başarısını tarımsal kalkınmayı yaşam biçimi haline dönüştürmelerinden kaynaklanıyor. Tarımdan vazgeçmemeliyiz. Trakya'nın bu konuda büyük fırsatları var ama ülkemizdeki tüm yerel yönetimlerin tarımla ilgilenmesi gerekir. Tarım ve Tarım Teknolojileri Lisesi kuruyoruz. Bu Türkiye'de bir ilk. Daha sonraki amacımız bir tarım üniversitesi. Dünyada örnekleri var. Aynısını Silivri'de kurmak için YÖK'e müracaatta bulunduk ama önce tarım lisesini hayata geçireceğiz. En geç 2018'de eğitim ve öğretim hayatına başlayacak. Kolej eğitimi kalitesinde, bir köy enstitüsü mantığında tarımsal üretimi, ambalajlamayı, uçucu yağ elde etmek ve paketlemek gibi inovasyon kültürünü geliştirecek eğitimi vermeyi hedefliyoruz. Her şeyin başı eğitim. Türkiye'nin kurtuluşu tarımda.
“TARIM SİLİVRİ'Yİ RANT BASKISINDAN KORUMA KALKANIMIZ”
Silivri 900 kilometrekare bir alan. 430 kilometrekare ekilebilir, birinci sınıf tarım alanımız var. Haritaya baktığınızda İstanbul'un yeşil alanlarının Çatalca, Silivri, Arnavutköy üzerinde görürsünüz. İki ucu 55 kilometre, 7000 yıllık tarihi geçmişi olan bir ilçeden bahsediyorum. 42 kilometre de sahili olan bir belediye neyle uğraşır? Tarımla, kıyı balıkçığıyla, din ve kültür turizmini geliştirmekle yaşatmayla uğraşır. Biz tarımı Silivri'yi yoğun konut, göç ve rant baskısından korumanın yolu olarak görüyoruz.”
Hazal BAŞARAN