Sevginar Sali

Işıkların Derdi Ne


Referandum sürecinde Selami Değirmenci CHP’yi, Metin Karakaş AKP’yi kurtarmak için çırpınıyor. Onu anladık . Özcan Işıklar’ın derdi ne ben onu merak ediyorum. Bir ilçe başkanı gibi sürece dahil olmasının anlamı sırf CHP aşkı değildir. “Ülke elden gitmesin” gerekçesinin altına roman yazar adım gibi eminim.
Ama bence asıl mesele Işıklar’ın Belediye Başkanı olmakla yetinmemesi. Her alanda belirleyici, yönlendirici daha da doğrusu lider olmak istiyor. Bunun için kendini parçalıyor. Onun sorumlu olduğu alan yerel yönetim. Siyaseti bu alanın aktörlerine bırakması mantıklı ama bu Işıklar’ın yüksek egosunu tatmin etmeye yeterli değil anlaşılan.
CHP İlçe Başkanını hiçbir çalışmada yalnız bırakması yardımlaşma ve dayanışmadan ziyade “onun yaptığı her şeyi ben de yapıyorum” duygusundan hareketle icra ediliyor.
Bu saydıklarım kötü bir şey değil ama çok yorucu. Yerel yönetimin ağır sorumluluğu üzerine bir de siyasetinkini yükleyerek Işıklar, kendine eziyet çektiriyor. Neden?
Bitmeyecek ki bu koşturma. Önümüzdeki yaz genel seçim, sonrasında yerele hazırlıklar… Işıklar, rahatı kendine haram bellemiş olmalı. Deli gibi çalışarak, aldığı eleştiriler karşısında kendini unutturmaya çalışıyor. “Çalışsam dert, çalışmasam dert. Bu basına yaranamadım” diyecek şimdi.
Boşver Başkanım, her eleştirinin altında yatan nedenleri kamuoyu bilmese bile sen biliyorsun.
Silivri Belediye Başkanı yaptıklarının “canını okuyor” demiştim ben. Sen istisna olmayacaksın, bunun için izin ver Silivri yaptığı eziyetin tadını çıkartsın. Sen kendine daha çok eziyet edersen olmaz, kıymeti kalmaz, oyun bozulur.
İnsanüstü bir gayret sarf ettin diye madalya ödülümüz yok ne yazık ki. Onun için Silivri’ye hizmet et ama kendine eziyet etme.

VİCDANIMIN SESİ
Yazdığım veya düşündüğüm hiç bir şeyin kesinlikle doğru olduğunu söyleyemem, çünkü çok kez yanıldım, ama bu öyle olmasını dilememe engel değil. Hayat ne yazık ki her zaman göründüğü gibi değil, görmek istediğimiz gibi de olmuyor. İnsanlar da öyle…
Bu referandum tantanasında siyasetçilerin üstün performansları yerine birbirimize karşı azalan hoşgörümüze örnek teşkil edecek bir konuya değinmek istiyorum.
Alptekin Yıldız ile konuşmadığım için olayın aslı nedir diye arayıp sormadım. Ama Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile olaydan bir hafta önce yaptığımız görüşmede Alptekin Yıldız ile bir şekilde aralarında geçenlere rağmen oturup konuşabileceklerini, birbirlerini anlayabileceklerine dair görüşünü paylaştı.
Yıldız’a kişisel kızgınlık ve kırgınlığım aklımdan geçti de ne derse desin, ne kadar kabul edilmeyecek şey yaparsa yapsın bazı insanların kredisi öyle çabuk bitmiyor. Ama doğal olarak aklı ve zekasını bildiğiniz kişilerden daha mantıklı ve doğru hareketler bekliyorsunuz. Onların hata ve yanlışları daha çok acıtır, çünkü hiç beklemediğiniz bir yerden gelir.
Alptekin Yıldız bizim camiaya girdiğinde birçokları için kendini geliştirme seviyesi bakımından örnek olur umudum vardı. Ama o çevresini değiştirmek yerine kolay olanı seçti, çevresindekiler gibi davranmayı… Hem de bulunduğu çevreler yıldızını söndürme istikrarını sürdürdü.
Alptekin Yıldız’ı eleştirmek değil derdim. İnandığım, güvenebildiğim insanlardan birini daha geçmiş zamanda yitirmiş olmanın üzüntüsü ifade ettiklerim. Hem de meslektaşım demekten utanmadığım bir kişiyi daha kaybediyor olmanın hayal kırıklığı…
Ağzı bu kadar iyi laf yapıp, kafası çalışan iki insanın anlaşamamasına hayret ediyorum.
Her şey ve herkese rağmen Alptekin Yıldız, Silivri yerel basına değer katan ender insanlardan biri. Camiamızdan bu yıldızın kaymasına gönlüm razı değil. Benim dememle ne parlayacak ne sönecek ama benim vicdanım sessiz kalmaya elvermedi. 

YORUM YAP