Bugün 29 Mart 2009 yerel seçimleri ile iktidara gelen yerel yönetimin 1. yıldönümü.
Büyük umut ve beklentilerle görev başına gelen Özcan Işıklar ve ekibi, karşı karşıya kaldığı beldelerin ilçe merkezi ile birleşme süreci, maddi zorluklar ve İBB ile Hükümet’in azami desteğinden yoksun olarak bir yönetim yılını geride bıraktı.
Yerel iktidar halktan aldığı desteğin karşılığında yapması gerekeni algılamak için çaba sarf ederken, bir yandan da kendi gündemindeki acil meseleleri hayata belediyenin kendi yoğunluğu içinde geçirmeye çalıştı.
Bir çoklarının yetki ve görev karmaşası, hiyerarşi düzensizliği olarak yorumladığı şeyin aslında yönetim yapısının yeniden, silbaştan oluşturulduğuna daha çok yormak gerekir. Yetkiyi dağıtan ile bunun sonucunda görev alacak insanların beklentisinin aynı noktada birleşmesi o kadar kolay bir süreç değil. Yönetim ve yönetilen ise çok farklı konumlardadır. Buluştukları çok geniş bir alan var ama bakış açısı tamamen farklıdır. Biri hizmet – çözüm üretmekle yükümlüyken, diğer tarafta koşulları çok da dikkate alma zorunluluğu hissetmeden, ‘Ben sana iktidarı verdim. Sen de istediğim, beklediğim hizmeti sağlamak zorundasın’ dayatmasını öne sürebilecek hakkı kedinde bulan yönetilen kesimdir.
Işıklar ve kadrosu, ilçe belediyesindeki yapıyı yeniden kurmak, belde belediyelerini bu gövdeye dahil etmek, en önemlisi maddi sıkıntıları aşmak ve de siyasi engelleri aşma konusunda uğraş vermekle kalmadı, Silivri’nin geleceği ile ilgili önemli kararlar, örnek kararlar için emek harcadı.
Siyasi hırsların, ideallerin insanı zaman zaman bulunduğu koşullarda yanlış yöne savurabileceğini kabul etmek gerekir. Bazı insanlar gününü gün ederek yaşar, kimileri de hep yaşlandığı zamanı, geleceği düşünerek tasarruflarını değerlendirir. Oysa ne yaşamların ne de iktidarların o kadar uzun vade hesaplar yapacak zaman dilimi güvenceleri yoktur.
Siz geleceğinizi güvence altına almaya çalışırken bir de bakmışınız ki en güzel çağınız, gençliğiniz elden gitmiş, iktidarda zamanınız bitmiş ve hayat veya koşullar size yaşlanmaya, daha fazla yönetmeye şans tanımama kararını tebliği etmiş.
Kimilerine göre iyi, kimilerine göre kötü ama 29 Mart 2009’da oyları ile karar veren insanlara göre değişmesi gereken bir düzeni vardı Silivri’nin. Beş yılda inşa edilen ve bu yapı tamamen değişmeliydi halkın kararı, çıkartılan yasaların doğrultusunda.
Kirada oturuyorsunuz derli toplu bir eviniz, yazlığınız, ayrıca kışlık da bir yeriniz var. Taşınmanız gerekiyor. Aynı zamanda üç amaçla kullanılan evlerinizi bir yapıda birleştirmeniz. Ayrıca ciddi bir mali kriz ile karşı karşıyasınız tüm bu koşulların içinde aile reisliği yapmak zorunda olduğunuz geniş bir aileniz bulunuyor. Sahip olduğunuz imkanlardan daha geniş ve yetkin olanını elinde bulunduran, size destek olma kaygısı taşımayan sevmeyenlerinizi de hesaba katın.
Özcan Işıklar, bir yılı geride bırakırken, Silivri’nin geleceği ile ilgili önemli adımlar attı bunu kimse inkar edemez. Türk-Alman, İstanbul ve Aydın’ın ardından Marmara Üniversitesi’ne yer tahsis etti, bölgemizde yapılacak fakültelere ilişkin süreç imzalanan protokollerle güvence altına alındı. İlçemizin sağlıklı büyümesi için hazırlanan planlar da ortaya kondu. İhtiyaçların belediyenin maddi krizini dolanarak karşılanması yönünde yap işlet devret modeline ağırlık verdi. Bu kısa vadede ihtiyaçların karşılanması, uzun vadede kamuya mülk edinmeyi sağlayacak bir sistem aynı zamanda.
Mali krizin aşılması için 30 dönüm yer satıldı ama bir çırpıda Hamoğlu Holding’in bağışı ile 56 dönüm belediyeye kazandırıldı. Bu örnek aynı zamanda kamuya ait rantın kamuya geri çevrilmesi bakımından da yeni iktidarın anlayışını ortaya koyan en bariz örnekti. Harcanan belediye kaynaklarının yerine kısa sürede daha fazlasının konması göz ardı edilemeyecek bir kazanımdır. Başka bir bakış açısıyla Silivri rantından kepçeyle verip, kamuya bu miktarının kaşıkla geri dönüş filmi yerine verilen ile alınan arasındaki orantıyla kamuoyu da iktidarın da vicdanı rahat bir nefes aldı.
Yerel de olsa bir iktidar yapısının tepesinde bulunmanın insanı nasıl sarsabileceğinin de farkına vardığını düşünüyorum Belediye Başkanımızın. Sahip olduğu güç her insanın dengesini sarsacak büyüklükte. Ya siz o gücü kontrol eder ve yönetirsiniz ya da o sizi!
Işıklar bu dönemde önemli de bir teklif aldı. Kabul etmedi ama almış olması dahi sahip olduğu değer açısından yeterince anlamlı. Kolay işlerin adamı olmadığını, hazıra konmayı meyli bulunmadığını bana göre kanıtladı.
Bir yılın sonunda geçiş sürecinin artık tamamlanmış olmasını umarak, gelecek kadar günümüz ihtiyaçlarının da karşılandığını gördüğümüz bir döneme girmiş olmanın umudu hakim.
Belli görevlere gelen insanların en iyisini yapma arzusundan yoksun olduğunu düşünemiyorum. Asıl mesele bu istenileni başarmaktır. Yönetim kadrolarında bu konuda ciddi gayret sarf eden kadrolar da var her ne kadar hep aksi marifetle anılanlar öne çıksa da.
Yapının en tepesine görev düştüğü kadar, ekibi, belediye personeli de ciddi sorumluluk taşıyor. Bu yükü taşımaya gücü ve iyi niyeti olmayanları ayıklamak, kısıtlamak şart. Uyum ve Işıklar’ın ‘kuluçka’ tabir ettiği dönemi geride bıraktığımıza göre, yerel yönetimin bundan sonra kendini daha iyi ifade eden söylem ve çalışmalar ile Silivri’ye hak ettiği üzere hizmet ve yatırımların öncelikle en acil, yararlı, ardından da en değerlilerini sunmasını diliyorum.
Son bir yıl içinde Silivri’ye hizmet eden başta Başkan Özcan Işıklar ve ekibine bir teşekkürün kimseden bir şey eksiltmeyeceğini düşünüyorum. Henüz istediği şekilde ilçemize yararı dokunmayanlar için de fırsat tamamen kaçırılmış değil.
Yönetim de iktidar da öyle süreçler ki bugün ne ekerseniz yarın onu biçersiniz.
Silivri ona vermediğiniz hiç bir şeyi size vermeyecek. Hak etmeden aldıklarınızı da çok hoyrat bir biçimde geri alabildiğinden kuşku duyan kalmamıştır.
Yarınki yazımda da AKP’li muhalefetin 1 yılını değerlendireceğim...
YILDIRIM, KÜPELİOĞLU İLE
ORTAKLIĞINI YALANLADI
Cuma günkü köşe yazımda kesinleşen AKP İlçe Yönetimine ilişkin yaptığım, “Açıklanan listede bir sürpriz yok CHP Belediye Meclis Üyesi Şenel Yıldırım’ın ortağı Ahmet Küpelioğlu’nu saymazsanız. İki ortak aynı görüşte olacak diye bir şey yok tabi ki ama meydana gelen olay daha çok ticari çıkarların çift taraflı sürdürülebilmesine yorumlanıyor, yorumlanması da sürdürülecek kamuoyu nazarında. AKP, Küpelioğlu’nu yedek yönetimine alırken, CHP’ye mi, kendi kalesine mi gol attı kestirmek karmaşık bir süreç” şeklindeki değerlendirmeye Şenel Yıldırım’dan açıklama geldi. Yıldırım, Ahmet Küpelioğlu ile ortaklığı bulunmadığını belirterek, şirketinin ortakları ile ilgili Ticaret Sicil Gazetesi’ni ibraz etti. “Hafriyat işi yapıyorum. Ahmet Küpelioğlu da iş olduğu zaman kamyonu ile gelip taşıma yapıyor ve parasını alıyor. Her iş verdiğim insanla ortak olamam” diyerek açıklamada bulundu. İddiayı ilçe yönetim tanıtım toplantısında gündeme taşıyan AKP İlçe Başkanı Metin Karakaş’a da tepki gösteren Yıldırım, “AKP seçimi kaybettiğini kabul edemiyor hala” şeklinde konuşarak, hakkındaki iddiaları yargıya taşıyacağını söyledi.
Yıldırım, hakkındaki iddialar söz konusu olunca aslan kesiliyor maşallah. Bir yıllık belediye meclis üyeliği döneminde Silivri ile ilgili hiçbir konuda sesini dahi duymadığımızı fark ettim. İyi haftalar!