Doğuştan veya sonradan ortaya çıkan herhangi bir problem nedeniyle, işitme duyarlılığındaki azalmaya İşitme Kaybı, bu kaybın bireylerde meydana getirdiği yetersizlik durumuna ise, işitme engeli diyoruz.
İşitme engelli bireyler ve eğitimleri söz konusu olduğunda, toplumumuz genelinde aklımıza gelen, işaret dili olmaktadır ama günümüz teknolojik imkânlarından yararlanarak, kullanılan işitme cihazlarıyla birlikte verilen doğru eğitimle, işitme engelli bireylerin, hiç işitme kaybı olmayan bireylerle aynı şekilde konuşabilmesi, işitme eğitiminde 3E kuralıyla mümkündür. Erken teşhis, erken cihazlandırma ve erken eğitim…
Erken teşhis ve erken cihazlandırma, çocukların alıcı ve ifade edici dildeki kritik dönemleri kaçırmasının önüne geçmek adına çok önemlidir. Yeni doğan işitme testlerinde işitme tespiti yapılan birey, işitme kaybının derecesine göre, en kısa zamanda uygun bir işitme cihazı kullanmaya başlanmalıdir. Bunlar az kayıp durumlarında sesin yükseltilmesini hedefleyen kulak arkası, kulak içi… gibi cihazlar iken, ileri düzey kayıplarda koklear implant ameliyatı ile cihazlandırma yapılmaktadir.
İlk cihazlandırma yapıldığında, çocuğumuz işitsel dünyaya ilk kez merhaba der ve bir anda, çok fazla işitsel uyarana maruz kaldığı için, buna uyum sağlamakta zorlanabilir. 3E kuralının erken eğitim ilkesi burada devreye girer. işitme engelliler destek eğitimi planı kapsamında verilen "işitme eğitimi ve dil eğitimi"nin amacı, işitme engelli bireylerin ilk etapta cihazla uyum, duyma, dinleme ve konuşma becerilerinin geliştirilmesini sağlamaktır. Çocuğun bunca uyaran içerisinde, seçici algıyla, işaret edilen sese odaklanması ve onu diğer seslerden ayırt etmesini sağlanır. Basit ses tekrarları, dinletildiğini anlama ve anlamlandırma gibi çalışmalar, cihaz tipi ve ayarları dikkate alınarak, hazırlanan bir eğitim-öğretim planı içerisinde çocuğa uygulanır. Alıcı ve ifade edici dil kapsamındaki işitme ve dil-konuşma eğitimi; eğitmen, aile ve çocuk işbirliğiyle uygulanır. Öğretmenin aileyi eğitmesi, ailenin evde ve sosyal çevrede de eğitim adına nasıl bir yol izleyeceğinin bilinmesi bakımından çok önemlidir. İşitme engelli birey, öğretmen kılavuzluğunda, evde de planlı bir eğitim-öğretim sürecinden geçilir.
Özel eğitim kapsamında hazırlanan, bireye yönelik, birey ihtiyaçlarını dikkate alan bir eğitim planı, düzenli bir şekilde, aile ile işbirliği içerisinde uygulandıkça, işitme engelli bireyin telaffuz becerilerinin geliştirilmesi, ses bozuklukları ve sağaltımının düzeltilmesi hedeflenir. Çocuğun, çevresel sesler ve nesneleri önce alıcı dile, zamanla da ifade edici dile dönüştürülür. Kelime ve cümle tekrarları esnasında dudak okuma, işaret dili, abartılı jest-mimik, bağırarak konuşma gibi iletişim hatalarından kaçınılmaktadır. Dudak okuma yerine dinleme, dinlediğine dikkatini yoğunlaştırma, anlamlandırma ve uygulama çalışmaları yapılır. Benzer sesler içeren sözcüklerin birbirine karıştırılması, düşük frekanslı seslerin ve bunları içeren kelimelerin dinleme ve anlama çalışmaları yapılır.
Çocuğun yaş, işitme kaybı oranı ve kullanılan cihaz türü dikkatle analiz edilerek, eğitimde eğlenceli etkinliklerle, sosyal diyaloglarla, özel olarak seçilmiş görsel ve işitsel uyaranlar yardımıyla, işitme engeli dolayısıyla oluşan yetersizliğin önüne geçilebilir. Cihazlandırma ve eğitim süreci doğru izlendiginde, çocuğun yaşıtlarıyla aynı şekilde iletişim kurması mümkündür.