Uğur Bakıcı

İsrail ne istiyor?

İsrail devleti uzun bir süredir Filistin halkına katliam yapmaya devam ediyor. Ve ne yazık ki İsrail yanlısı ülkelerse olan biteni izlemekle yetiniyor. Son bir aydır yaşatılan durumsa 50 yılın en kapsamlı saldırısı.
Yapılan katliama değinmeden önce siz değerli okuyucularımıza Filistin bölgesi hakkında biraz bahsetmek isterim. Filistin olarak bilinen bölge birçok insan için farklı anlamlar ifade ediyor. Tarihinin en büyük katliamına maruz kalmadan önce halkın kendi halinde yaşam sürdürdüğü bir bölgeydi. Her ne kadar İsrail tarafından yıllardır kuşatma altında yer alsalar da bölge kendi özelinde keşfedilmeyi bekleyen bir kültür mirasının olduğu bir yer. Semavi dinlerin kutsal yeri olması açısından da ayrı bir önemi var. Öte yandan Filistinli yetişkinleri geçtim çocuklar bile geleceğe dair bir hayal kuramıyorlar. Bunu bölgenin çocuklarıyla yapılan sokak röportajlarını izleyince açıkça görmekteyiz. Çocuklarla çekilen videoları izleyince yüreğinizin sızlayacağından eminim. Nitekim kendilerine mikrofon uzatıldığında; büyüyünce ne olacaksın sorusuyla karşı karşıya kaldıklarında mesela hepsi tek bir yanıt veriyor. Kendi ağızlarından çıktığı şekilde sizlere aktarayım: “Filistinli çocuklar büyümez ki!” Bu yanıt bile başlı başına bölgede yaşananların özeti niteliğinde. Çünkü İsrail'in kendilerini ve ailelerini ne zaman katledilecekleri belli değil. Savaşla öyle iç içeler ki Hamas örgütündeki askerlerin yüzde 80'i mesela annesi ve babasını kaybetmiş yetim çocuklardan oluşmakta. Bu rakamı Hamas kendisi açıkladı. Anlayacağınız kendi canlarından başka kaybedecek bir şeyleri yok. Hamas demişken gelin siz değerli okuyucularımıza Hamas örgütünden ve Filistin davasından bahsedeyim biraz.

HAMAS VE FİLİSTİN DAVASI
Hamas örgütünün adını son bir aydır hiç olmadığı kadar fazlaca duyduğunuzdan eminim. Bölgedeki gelişmeler üzerinde tartışmalar yapılırken bazı tartışmaların Hamas'ın aniden İsrail'e saldırma durumu özelinde tıkanıp kalıyor. Bu yapılan bana göre kendi özelinde kısır bir tartışma. Çünkü Hamas'ın İsrail'e neden saldırdığından ziyade asıl odaklanılması gereken şey 1967 yılında İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başlayan bir süreçtir. Ki o günden bugüne yani tam 56 yıldır İsrail'in baskıları ve saldırılarıyla Filistin halkı bölgede yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu arada Filistin davası özelinde yapılan tartışmalar aslında Hamas özelinde de sürdürülmemeli. Hamas, Filistinlilerin davasının savunucuları gibi dursa da Filistin dvası'nın savunucuları aslında bu örgüt değil. Bu davanın asıl savunucuları Filistin Kurtuluş Örgütüdür. Hamas diye bilinen örgüt ise 1987'lerde ortaya çıkmaya başladı. İlk hedefleriyse İsrail falan değildi. Filistin içindeki Filistin davasının savunucuları Filistin Kurtuluş Örgütü idi. Filistin halkını bölerek Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yapısını zayıflattılar. Bu sayede de Filistin'in devlet olma sürecine büyük darbe vurmuş oldular. Keza Hamas örgütünün batının istihbarat örgütleri başta olmak üzere, Amerika'nın istihbarat teşkilatı CIA ve İsrail'in istihbarat teşkilatı MOSSAD ile arasındaki ilişkileri de vurgulamamda fayda var. Daha da ilgincini söyleyeyim sizlere. Hamas'ın kurucusu Şeyh Yasin İsrail tarafından yakalanıp ömür boyu hapse çarptırılmasına rağmen kısa bir süre sonra serbest bırakıldı. İsrail'in yıllardır mücadele ettiği düşmanını neden birden bıraktıklarını uzun bir süre anlamamıştım fakat Hamas'ın son saldırısıyla başlayan süreç ve devamında gelen karşı saldırıyla taşlar yerine oturmaya başladı diyebilirim. Kanıtlayamıyor olmamla birlikte arka planda gizli bir anlaşma yapıldığını değerlendiriyorum. Bu doğrultuda da üzüldüğüm tek bir konu var o da her iki taraftan da masum sivillerin hayatını kaybetmesidir. Çünkü hayatlara mal olan hiçbir dava haklı olamaz. Uzun yıllardır süre gelen İsrail'in saldırılarında son 2 yıldaki sivil katliamları özelindeki rakamları paylaşmak isterim. Resmi rakamlara göre örneğin 2022 yılında 226 Filistinli genç sokak ortasında öldürüldü. 2023 yılındaysa 336 genç katledildi. Yıllardır da devam eden durum karşısında Hamas 11 Filistin örgütünün de desteğiyle İsrail'e saldırıya geçti. Bu saldırıyla birlikte İsrail'in hava savunma sistemini deldiler. 20 dakikada 5000 roket atıldığı söyleniyor. İsrail devleti kurulduğundan bu yana tarihindeki en büyük saldırısına uğradı ve o günden beri tarihindeki en büyük saldırısını yapıyor karşı tarafa. Bu saldırıya hazırlıksız yakalandıklarını iddia etseler de kendilerine bilerek saldırdıklarını düşünen taraftayım. Tıpkı 11 Eylül'de Amerika'nın kendisine saldırılmasında hazırlıksız yakalanması gibi! Yerseniz tabi.. Tıpkı 11 Eylül sonrasında Amerika'nın intikam almak amaçlı karşı saldırıya geçmesi gibi bir durum yaşanıyor. İsrail de intikam almak amaçlı acımasızca saldırmaya devam ediyor. Tüm toprakları ele geçirmek için ülkeyi dümdüz etmeye kararlılar ve şu an için kendilerini kimse durduramıyor. Durdurmakta isteyen yok zaten. Bilakis Amerika ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülke saldırılara devam etmesi için tam destek veriyorlar. Olan yine masum sivillere oluyor. Müslümanım diye geçinen Arap ülkeleri bile kardeşlerine sahip çıkmıyor.
Peki İsrail ne istiyor? Doğru soru bu olmamakla birlikte ilginizi çekmek amaçlı ana başlığa ve buraya bu soruyu yazdım. Asıl soruyu aşağıda soruyor ve yanıtlıyor olacağım.
İSRAİL'İN YENİ ORTADOĞU PLANI: VAADEDİLMİŞ
TOPRAKLAR
İsrail'in istediği açık ve net aslında. İsrail'in kurucu babası olarak kabul edilen Theodor Herzl'in ilk diplomatik adımları atmasıyla başlayan; Yahudi Devleti'nin Nil nehrinden Fırat'a genişlemesi projesi hayata geçiriliyor. Yahudiler buna ‘vadedilmiş topraklar' diyor ve tüm yaşam varlıklarını bu hayalle birleştiriyorlar. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın da kısa bir süre önce dile getirdiği üzere bu hayale inananlar ve bu amaç uğrunda savaşanlar doğa üstü bir düşünce yapısıyla hareket ediyorlar. Bu nedenle onlara barışı, insan haklarını anlatması çok zor. Çünkü durmayacaklar. Nitekim durmuyorlar da. Sonuna kadar gidecekler. Ne barış istiyorlar ne de uluslararası hukuk umurlarında değil. Tek istedikleri kutsal kitaplarında kendilerine vadedilmiş topraklar. Davaları aslında Gazze ve Filistin değil. Hedefleri büyük. İstedikleri şeyse Ortadoğu haritasını yeniden şekillendirmek ve büyük İsrail devletini hayata geçirmek. Bu hedefe kitlenmiş durumdalar. Madalyonun görünen tarafı bu. Bu işin İsrail boyutu.

PEKİ DUVARIN ARKASINDAKİ ASIL MESELE NE?
Aslına bakarsanız duvarın arkasındaki asıl mesele yani madalyonun diğer tarafında yer alan durum; Amerika dahil olmak üzere diğer tüm ülkelerin İsrail'in arkasında durmasının asıl nedeni, yani tamamen ekonomik gücü kontrol altına alma kaygısı. Keza bölgeyi ele geçiren -ki bunun adına yukarıda ifade ettiğim üzere Amerika ‘Büyük Ortadoğu Projesi' koydu- ekonomik gücünde sahibi olacak. Dünyadaki petrol yataklarının yüzde 64'ünün Ortadoğu topraklarında olduğunu varsayarsak tüm ülkelerin iştahını kabartabilecek bir bölge olması çok normal.
Bu proje ülkemiz dahil olmak üzere 27 ülkeyi kapsamaktadır. Geniş bir coğrafyada kaynakları elde etme/sahip olma çabasından başka bir şey değildir.
Bu arada, Amerika dışişleri bakanının ülkemize yaptığı son ziyaretinde tesadüfen mi öyleydi yoksa bilerek mi ayarlandı bilinmez ama kendisine tahsis edilen (araca bizzat kendisi binmese bile) aracın plakası bile projenin kısaltılmışı yani BOP idi. Ankara sokaklarında 06 BOP 719 plakayla boy gösterdi. Ülkemize verdiği mesaj çok açıktı. Kendisine yapılan diplomatik muameleyse yerinde bir uygulamaydı. Yeri gelmişken dışişleri bakanlığı yetkililerimizi bu konuda takdir etmek gerek.
Asıl konumuza geri dönecek olursak eğer meselenin ekonomik gücü kontrol etmek olduğunu tekrardan vurgulamamda fayda var. Filistin bölgesinde yer alan Gazze ise Akdeniz'e kıyısı olan bir yer. 40 kilometrelik küçük denilebilecek bir kıyı şeridine sahip Gazze bu stratejik konumuyla hem enerji yönüyle hem de enerji güvenliği yönüyle hayati önemdedir. Nitekim Akdeniz havzasında gaz yataklarının konuşulduğu bir dönemde İsrail'in Akdeniz bölgesine doğru büyük bir katliamı göz önüne alarak topraklarını genişletmesine imkân tanıyan Amerika destekli operasyon sizce tesadüf olabilir mi?

YORUM YAP