Geçtiğimiz günlerde İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin gerçekleştirilen 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı kapsamında İstanbul'da bulunan yapıların depreme dayanıklılığı gündeme taşındı.
Basında yer alan bir habere göre;
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, belirledikleri 224 bin riskli yapının 77 bininin İstanbul'da yer aldığını belirtti.
- Riskli yapı sayısının çok daha fazla olduğuna vurgu yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman ise binaların yüzde 23'ünün PERA puanında 33'ü aştığını vurgulayarak, “Bu da demek oluyor ki; 12.891 bina üzerinde düşünüldüğünde bir ilçe büyüklüğünde karşımıza geliyor” diye konuştu.
Deprem Mühendisliği Konferansının “Deprem Zararlarının Azaltılmasına Yönelik Yapılanlar, Yapılamayanlar ve Yapılması Gerekenler” başlıklı kapanış oturumunda binaların deprem risklinin ne kadar olduğu değerlendirildi.
***
Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Mustafa Erdik, deprem riskinin düşürülmesine ilişkin 4 noktaya değinerek;
- Deprem tehlikesi ve riskinin tespit edilmesi,
- Mevcut riskin yükseltilmemesi,
- Mevcut riskin düşürülmesi,
- Risk transferi,
olduğunu belirtti. Deprem riskinin düşürülmesi kapsamında önceliğin depremden sonra yerine konulamayacak varlıkların korunması olduğuna dikkat çeken Erdik, bunların da insan hayatıyla beraber kültürel ve tarihsel miras olduğunu ifade etti. Genel çerçevede İstanbul'da depremin ardından yapılması gerekenleri açıklayan Erdik, deprem sonrası yemek-içme toplanma ve barınma yerlerinin rasyonel şekilde planlanması, acil sağlık hizmetlerinin planlanması, acil iletişim ve ulaşımın planlaması gerektiğine dikkat çekti.
Riskli binaların üçte biri İstanbul'da..
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, Türkiye genelinde 224 bin riskli yapı olduğunu belirlediklerine ve bu yapılarda 757 bin konut ve iş yeri bulunduğuna dikkat çekti. Bu yapıların 77 bininin İstanbul'da bulunduğunu ve 402 bin konut ve iş yeri bulunduğunu vurgulayan Gürgen, tespit ve yıkımların sürdüğünü dile getirerek;
“Son İzmir depreminde hasar gören binalar, taşıyıcı sistemi hasar gören binalar, düşey yükler altında göçme durumunda olan binaların yerel yönetimler tarafından acil bir şekilde tahliye edilmesi gerektiğinin” altını çizerek;"Deprem, sigortacılık anlamında en hassas konulardan ancak sel, heyelan gibi doğal afetlerle birlikte ne yazık ki insan eliyle ortaya çıkan felaketler de var.
Doğanın depremler gibi kaçınılmaz gerçekleri malumumuz. Ancak depremin yıkıcı etkilerinin önüne geçmenin sağlam binaların inşa edilmesiyle mümkün olduğu da ayrıca gerçek. Bu bilinç 1999 depremiyle ancak kavranabildi. Maalesef İzmir depreminde yıkılan bina sayısı 7.. ancak kayıp sayımız neredeyse 200'lere yakın. Kentsel dönüşüm konusunun bu anlamda kritik öneme sahip olduğunun altını çizmek istiyorum" dedi.
***
Gene konu ile ilgili söz alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman, 13 ilçede 15.584 yapıda yapılan incelemede, 12.891 binanın PERA puan hesaplamalarının bitirildiğini belirtti.
“Binaların yüzde 23'ünün PERA puanında 33'ü aştığını vurgulayan Kahraman, “Bu da demek oluyor ki; 12.891 bina üzerinde düşünüldüğünde bir ilçe büyüklüğünde karşımıza geliyor.. böyle bir stok durumun vahametini gösteriyor.
İstanbul'da riskli bina sayılarına baktığımızda bakanlığımızın çalışmalarına göre 77 bin bina riskli. Fakat daha büyük bir sayının denetim yönetmeliğine uygun bir analize tabi tutulmadığını söylemek mümkün” diye konuştu.
İstanbul'da gerçekleştirdikleri çalışmada inceleme izni verilmeyen yapı sayısının da çok yüksek olduğunu vurgulayan Kahraman, Avcılar'ı örnek göstererek 9.467 binaya gittiklerini ama 5.699 bina için inceleme izni alamadıklarını dile getirdi.
Kahraman, 3.434 binada gerçekleştirdikleri incelemede 210 binanın PERA puanını sıfır çıktığına vurgu yaparak, 11-33 puan arasında 2.500 yapı bulunduğunu ve depremde hasar görme olasılıklarının yüksek olduğunu aktardı.
***
Sonuç olarak; açıklanan tablo çok karamsar.. tabi geçmiş yıllardan gelen ihmaller hatta suiistimaller de söz konusu. Çünkü ehil olan veya olmayan herkesin inşaat yapabildiği bir ülkeden ne bekleyebilirsiniz ki?
Tablo kaçınılmaz.. tesbitlerin üzerine cesaretle ve kararlılıkla gitmek lazım.
Aksi halde meydana gelebilecek bir deprem de sıkıntı büyük olacaktır.
***
Konumuza gelelim.. Türkiye bir depremler ülkesidir.. ve ülkenin yüzölçümünün neredeyse %80'i deprem riski altındadır.
Bu da demektir ki büyük riskler taşıyan ve başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Denizli gibi Büyükşehirlerin sanayi, lojistik, teknoloji vb. ile hem nüfus yoğunluğu bakımından, hem de bu bölgelerin yatırımların merkezi olması hasebiyle işin ciddiyeti büyüktür.
Çünkü kamu ve toplum güvenliği ve sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir.
Yukarıda ki son bölümde Avcılar örneği verilmiş.. 1999 Adapazarı depreminde -ki Avcıların deprem merkezine olan uzaklığı- 169 km olmasına rağmen 2.450 vatandaşımız hayatını kaybetmişti..!
Aynı yapı kümelerinin günümüzde halen daha kullanılıyor olması.. ve bu yapıların tesbit edilmesi işin vahametini ortaya koymaktadır. Şimdi burada duralım.. Marmara'nın ortasından geçen fay hattı Silivri'ye 40 km mesafededir..!
Bir kıyaslama yapıldığında hem mesafe açısından hem de Silivri'de mevcut yapıların -ciddi bir sayı olduğu konusunda endişeler var- eski ve olası bir depreme karşı mukavemetsiz ve dayanıksız olması bir handikaptır.
Acilen bu konuda bölgemizde de tesbit ve tedbirlerin alınması gerekmektedir. Her zaman ki gibi iş gene siyasi erke ve idarecilerimize düşmektedir.
İyi haftalar..