Yeniçağ, haliyle kendi hızına uygun refleksler gösterebilenlere, kendi hızına uygun değişim ve gelişim içerisinde olanlara hayat hakkı tanıyor, ağır ve yalaka kalırsanız yok olduğunuz bir yeniçağ... Bunu başaramayanlar yani gelişen çağa ayak uyduramayanlar da çamur atıp yaptıklarını yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarını gün yüzüne çıkarttığımız için rahatsızlıklarını gizleyemiyorlar… Eskiden hatırlarsınız. Lambalı radyolar vardı, oradan ilk sesli haberleri duyduğumuzda heyecanımızı gizleyemiyorduk. Ardından ilk siyah beyaz televizyon ve sonrasında internet… İnternet çıktı çıkalı artık haberlerin sansürlenmesi de ortadan kalktı.
Nurtepe’de patlayan bombanın dumanı daha dağılmadan haberini sitemizden takip edebiliyorsunuz. Nurtepe beğendiğim bir muhittir. Birilerinin canını çok sıksa da… Yapılan insafsızca katliam inanın ki Nurtepe ile sınırlı değil. Bundan dolayı da Nurtepe kendini tek ve yalnız sanmasın.
İstanbul’daki amatör spor kulüplerinin ayaklanan başkanlarının şikâyetleri yeniçağın firavunlarına ulaşmadan internet sayfalarına düşüyor. Bu yeni durum bilginin paylaşılması açısından sevindirici bir gelişme. Birilerinin canını çok ama çok sıksa da…
İletişim. Yazması ve söylemesi ne güzel bir cümledir. Söyledikçe insanı sanki yüksekokul okumuş hissine kaptırıyor bu iletişim… İletişimin kolaylaşması, işbirliklerinin güçlenmesi, ortak amaçlar hedefler oluşturabilecek, ortak duyguları düşünceleri paylaşabilecek insanların bir araya gelmesi açısından mükemmel bir imkândan öte nedir sizce? Son derece önemli olan bu iletişim muhabbetinin hızlılığı ve tarafsızlığı birilerinin canını sıktıkça birilerini de rahatlatıyor. Bu iletişimin tarafsızlığının önemini vurgularken bilginin kirlenmesini de önlemek zorundayız. Yeniçağın sunduğu bu nimet işin özü istismara açıktır. Toplumun hedefinden, gerçeğin mizanından kolaylıkla saptırılabilmesine imkan veren bu durum, kirli propagandanın ve dezenformasyon bombardımanının herkesin elinde bir silah haline dönüşmesini sağlıyor.
Bir cemiyet adına söz söylemeye kalkışmak için, o cemiyetin hiç olmazsa belirli bir kesiminin onayını ve desteğini almış olmak gerekir. Bu alınan destek ile birlikte yıpranmamış ve desteği de kötüye kullanmamış olmak lazım gelir. Habercilikte ise haber ve köşe yazarı diye iki kategori vardır. Haberi ve köşe yazısını ayırt etmek çok önemlidir. Bu ikisini ayırt edemedikten sonra aslına bakarsanız sayfalar dolusu yazmanın da bir anlamı yoktur ki yazsanız bile kendine göre beğendiğini ya da beğenmediğini alır ve size karşı kullanır. Bu kadar basittir. Bu Engin Akın’ın ne kadar umurunda?
İstanbul’da futbol adını bir araya gelen her üç atanmış kafadar bütün bir toplum adına hareket etmeye kalkışırsa, bunun sonuçları ve bizi nereye götüreceği konusunda ciddi şekilde düşünmek gerekir. Son dönemde İstanbul’un Amatör Futbolu için hayati önemde pek çok konu, birilerinin elinde istismar aracı haline gelmiş durumda ne yazık ki. Bizim tüm gençliğimizin geleceğini etkileyecek meseleler üzerinde tepiniyorlar adeta. Bu yetkiyi kimden aldıkları, bu yeterliliği nasıl kendilerinde gördükleri de ayrı bir soru tabii.
Haberin devamı 11.08.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…