Murat Demirci

İstanbul kültür ve sanat şehri olacak mı?

SeçİmİN ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi İmamoğlu başkanlığında ilk toplantısını yaptı. İmamoğlu, söz verdiği üzere meclis toplantısını sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlattı. İstanbullular mesai saatleri içerisinde olmasına rağmen aslında sıkıcı sayılabilecek bir toplantı türünü pür dikkat takip ettiler. Yayına olan ilgi halkın şeffaf ve katılımcı yönetime duyduğu hasretin tezahüründen başka bir şey değildi. Meclis toplantısının akılda kalan başlıkları hesapsız giderler, finansal yapının bozulması, planlanan bütçeye göre gelir gider arasındaki fark ve meclis toplantı günü sayısı oldu.
23 Haziran öncesinde kaleme aldığım yazımda İmamoğlu'nun İstanbul'u kimlerle yöneteceği sorusuna cevap aramıştım. Başkan yola kimlerle devam edeceğini, yeni çalışma arkadaşlarının kim olacağını ivedilikle belirlemek zorunda. Çünkü İstanbul gibi eşsiz ve bir o kadar da sorunlarla dolu bir şehir için bırakın saatleri dakikalar bile çok önemli. İmamoğlu, seçim gecesi tüm İstanbul'a “Artık partizanlık bitti, artık liyakat, hak, hukuk ve adalet var. Çalışan kimliği yerine performans öne çıkacak” diye seslenerek nasıl bir yol izleyeceğinin sinyalini verdi.
İstanbul'un öncelikli sorunları arasında yer alan ulaşım, çevre, alt yapı ve kentsel dönüşüm kadar bir önemli sorunun da kültür ve sanat olduğuna inanıyorum. Ulu önder, “Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.” “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir” di-yerek kültür ve sanatın önemini işaret etmiş olmasına rağmen kültür mirası açısından dünyanın en zengin şehirleri arasında gelen İstanbul, maalesef ki kültür ve sanat hayatına canlılık kazandırmayı başaramadı. Seçim döneminde İmamoğlu, İstanbul'un kültür ve sanat yoksulu olduğunu kültür ve sanatın herkes için ve her yerde olacağını “Kültür ve sanat dolu bir İstanbul” sloganıyla çözüm önerilerinden bahsetmişti.
İstanbul'un kültür ve sanat hayatına yön verecek Kültür Daire Başkanlığına Silivri'nin çok yakından tanıdığı bir isim olan Taner Çetin'in gelmesi bekleniyordu. Öyle de oldu. Taner Çetin, seçim çalışmalarında aktif olarak yer almış, seçimin kazanılmasında katkısı bulunan, İmamoğlu ile bir araya gelerek başlangıç yapan, bir arada durarak ilerleyen ve birlikte çalışarak başaran birisi.
İmamoğlu'nun çok yakınında yer alan Taner Çetin'in bu göreve getirilmesine özellikle eski belediye yönetimine yakın bir kesim tarafından “kendi adamını getirme” eleştirisi yapılacaktır. Fakat Taner Çetin, Kültür Daire Başkanlığı görevine gelecekse İmamoğlu'nun yakınında olmasından ziyade kültür ve sanat insanı olarak Silivri, Avcılar ve ardından Beylikdüzü'nde başarılı işlere imza atmış olmasından dolayı gelecektir. Sonuç olarak bu atama iş verilmeye uygunluk, yaraşır olma durumu yani son dönemde sıkça kullanmaya başladığımız liyakatin sonucu olacaktır.

YORUM YAP