TEMA Vakfı Lüleburgaz Temsilcisi Dedeoğlu, 1/100 binlik ve 1/25 binlik planlarda yapılan değişikliklerle “enerji alanları” yaratmanın ve Trakya'da “Kömürlü Termik Santral” kararını bölgemiz açısından en kritik süreçlerden biri olarak değerlendirdi.
Dedeoğlu, konu hakkında yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Orta ve Doğu Anadolu'da sanayileşme için bir sürü verimsiz arazi varken cennet düzeyinde verimli topraklarımızın kirletilmesi yok edilmesini anlamak mümkün değildir. Sanayileşme illa kirli yapılmak zorunda da değildir. Bölge gerçeklerine uygun sanayileşme hamleleri rahatlıkla planlanabilir. Yeter ki buna dair bir irade ortaya çıksın. Doğru kontrollerle doğru sonuç alınabilir.
Sonuç olarak, alınan bu kararlara Trakya halkı 30 gün içerisinde itiraz etmez ise gelecekte bir Trakya beklenmesin. (Trakya'dan toplamda 12 vekil var ve ortak imza koymaları gerekir. Tabii ki belediye başkanları…) Trakya halkı yapacağı ya da yapmayacağı itirazlar ile Trakya'nın yani kendi kaderini belirleyecektir” dedi.
DEDEOĞLU: YAŞAM ZİNCİRİMİZ KOPARILMAK İSTENİYOR
Trakya'da kurulmak istenen Kömürlü Termik Santral hakkında Dedeoğlu görüşlerini şöyle aktarmayı sürdürdü: “Sağlıklı vücut, ancak temiz bir çevreyle mümkün. Maalesef, yıllardır bize varlık içinde yokluk çektirenler, bu defa da plan değişikliği üzerinden olumsuzluklarına devam etmek istemekteler. Sanki bölgemizdeki ekosistem sorunları azmış gibi bir de kömür santrali kurulumunun önü açılmak isteniyor. Tüm gelişmiş ülkeler bu santrallerden kurtulurken bizdeki yöneticiler büyük bir iddia ile Trakya'mızı zehirlemeye çalışıyor. İnsanın aklına ister istemez geliyor: “Bu iddia, kömür santrallerinden kurtulmak isteyen gelişmiş ülkeleri fonlamanın önünü açmaya yönelik bir iddia mı?”
“TRAKYA'MIZIN DAHA FAZLA KİRLETİLMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Bir taraftan, insanıyla, hayvanıyla ve tüm canlı hayatıyla; diğer taraftan toprağıyla, suyuyla ve havasıyla cennet olan Trakya'mızın bundan böyle daha fazla kirletilmesini istemiyoruz.
1/100 binlik ve 1/25 binlik planlarda yapılan değişikliklerle “enerji alanları” yaratmanın önü açılmıştır. Bu konuda bölgenin seçilmiş insanları demokratik ülkelerde olduğu biçimiyle aldıkları ortak kararlar sonucunda yapılan planlarda olmasını istemedikleri kirleticilerin emrivaki şekilde değişiklik yaratılarak “oldubitti”ye getirilmesi çabası kesinlikle özgürlükleri kısıtlayan bir davranıştır. Bu da Trakyalıların karakterine uymayan bir durumdur.
Ancak yıllardır aldatılan halkımız çaresizlik içinde bırakılmıştır. Bu konuda geçen parti toplantısında da belirtildiği şekliyle geçmiş dönemde İl genel meclis üyemiz Aydın Karakoç; Trakya halkının tarihi bir karar vermek üzere olduğunu ifade etmiştir. Trakya toprakları için şakası olmayan bir durumla karşı karşıya olduklarını söyleyen Karakoç, Trakya'nın gelecek bin yılının kararını vereceğini belirtti.
Karakoç konuşmasında şunları dile getirdi: “Bu tehlike Trakya'da hiç önemsenmiyor. 1994 yılından bu güne kadar Trakya'da 1/100 bin ile 1/25 binlik planlar yapılıyor. Ben 1/25 binlik planların yapıldığı dönemde İl Genel Meclisi üyesiydim. O dönemde partimiz olumlu sınav veremedi. Bunu ilk kez açıklıyorum. Seçim atmosferinde o dönemki vekillerimiz ve yetkililerimiz o kadar acil bir karar verdiler ki tartışmaları hemen bitirip seçim korkusu ile bu durumu es geçtiler.”
Dolayısıyla, oynanan oyun genelin, yani halkın menfaatleri yönünde gelişmez, gelişemez! Bu biçimiyle sürdürülen siyasi çalışmaların aslında partisi de yoktur. Asıl olan kişisel çıkarlar olmuştur, olmaktadır. Halkımız dolayısıyla devlet, kendi çıkarlarını hukuksal temelde koruyamazsa gelecekte haksız rant ve çıkarlar hepimizi teslim alacaktır.
Bahse konu plan değişikliği olup bu noktada siyasi farklılıklarımızı bırakarak birlikte hareket etme zamanıdır, geçmek üzere olan bu fırsatın kaçırılmaması gerekmektedir. Trakya toprakları onun bunun babasının çiftliği değildir. Devlet, gelişmelerin gerisinde kalmadan haklarına yani haklarımıza sahip çıkmak zorundadır. Bunun için yetkilileri uyarmak halkın görevidir.
“Kömürlü Termik Santral” kararı bölgemiz açısından en kritik kararlardan biridir. Biz, sonrasında bayramı kutlamak yerine acıları paylaşmak zorunda olmayalım. Seçilmişler başta olmak üzere yöneticiler, temsil ettikleri bölgenin, halkının haklarını korumak adına meseleye sahip çıkmaları gerekir.
“BÖLGEMİZ TALAN EDİLMEYE DEVAM EDİLİYOR”
Mevcut iktidar ve öncesi dönemlerde Trakya'mızın doğal yapısı ve kimliği itibarıyla tarım, hayvancılık ve bağlı sektörlerdeki sanayilerin yapılması gerekirken tam da aksi yönde ortaya konan çarpık sanayileşmeyle olaylar bu noktaya kadar gelmiştir. Bilgi sahibi olmadıkça doğru kararın verilemeyeceği gerçeği ile bölgemiz talan edilmeye devam ediliyor.
“YILLARDIR TOPRAKLARIMIZI, SULARIMIZI KİRLETENLER BU DEFA HAVAMIZA GÖZ DİKTİLER”
Yıllardır topraklarımızı, sularımızı kirletenler bu defa havamıza göz diktiler. Bunu da başardıklarında Trakya'da yaşam daha da kötü olacak. Kanser vakalarının yaş sınırı giderek 20-40 yaş aralıklarına indi, inmeye de devam edeceğe benziyor. Sadece son 10 gün içinde yakın çevremde ölen dostlarımın neredeyse hepsini kanserden kaybettik. Biri 17, diğeri 28, bir diğeri 58, bir diğeri 42 yaşındaydı…
Herkesi geleceğine sahip çıkmaya davet ediyorum.”
Haber Merkezi