Sİlİvrİ'ye geleli 20 yıl oldu. Saral İnşaatla olan mesaim de neredeyse 18 yılı doldurmak üzere, aile olarak yaşamımızı Silivri'de sürdürüyoruz.
Açıkçası bu coğrafyada bir kader yaşıyoruz. İşimizi ve aşımızı bu topraklarda kazanıyoruz.
Her ne kadar doğduğumuz yere olan bağlılığımız devam etse bile, yılda ancak bir kere büyüklerimizin mezarlarını ziyaret etme şansımız oluyor. Hepsi bu kadar.
Aidiyet duygumuz ise doğduğumuz yer için değil, ekmek yediğimiz bu topraklar için bakidir ve geçerlidir. Şahsi düşüncem budur.
***
Silivri'nin nüfusu neredeyse 200 binlerde... Burada doğan insan sayısı ise 25-30 bin civarında... Geriye kalan insanlarda aynı bizler gibi yurdun farklı bölgelerinden gelip burayı yurt edinmiş insanlar.
Yeni kültürler, komşular, sevinçler, mutluluklar, üzüntüler velhasıl kelam tüm beklentiler, acı-tatlı günler ve tabi bayramlar hep burada yaşanıyor.
Bayramlar gelip geçiyor, insanlar ise fani bir ömrü tamamlayıp ebedi aleme göçüyor. Baki kalan hafızalara nakşedilmiş genellikle bayram hatıralarıdır, çünkü aile, hısım-akraba hepsi bir aradadır ve unutulmaz.
Bayramları güzelleştiren ise aslında büyüklerin varlığıdır; dedeler, ananeler, babaanneler, amcalar, halalar, dayılar, teyzeler, yeğenler, kuzenlerdir. Bu toplulukla bayramlaşma aslında bizim dinimizde de tavsiye ve hatta emrolunan sıla-ı rahim dir.
Çocukluğumuzda aile büyüklerimiz ve hısım akrabalarla kalabalık bir topluluk bayramlaşılırdı. Bugünlerle kıyaslanmayacak derecede ki imkanlara rağmen kişisel muhataplık ve sevgi daha farklıydı.
Bugün ise herkesin elinde bir telefon sosyal medyaya laf yetiştirme derdinde... Nesiller git gide bencillik sarmalına yuvarlanıyor.
Samimiyet ise hak getire... Aile olma özelliği akşam yemekleri de olmasa neredeyse hiç kalmadı.
Okulda okuyan çocuklara anne ve babasının mesleği sorulduğunda telefoncu cevabını vermesi bugün ki toplumsal ve teknolojik garabetin örneği değil mi?
Velev ki bu konunun sosyolojik olması da mukadder bir konudur.
***
Devam... Nesiller gelip gidiyor ve ahiret yolculuğu başlıyor. Sonra onların yerine yeni nesiller geliyor. O zaman anlıyorsun ki artık yaşlanma sırası bizlere gelmiştir.
Evet, bu Dünya bir konaklama istasyonudur ve imtihanı biten de gitmektedir.
Geriye ise senden birkaç hatıra ile eğer bırakabilirsen belki bir eserin kalıyor!
O eser ise bizlerin unutulmamasını sağlayacak ve hep baki kalacaktır.
Ebedi bir yaşam için yaratılan insanoğlu Dünya'ya imtihanı için gönderilmiştir ve karnesini alacak ve yolculuğuna devam edecektir.
***
İnsanın eseri hayırlı evlatlarla da olur veya öğrenci okutmakla da olur. İmkan dairesinde arkandan hayır dua edilecek işler ve salih ameller yapmak istersen de okul, çeşme, kütüphane, köprü, cami, mescit, mezarlık vs. ismini baki kılarsın.
Tabi imkan dairesinde bunlar olur. Az veya çok meselesi değildir, niyete bakılır.
Niyet ile Nasip arasında dolanan insanoğlu için kısmet neyse o dur..!
***
Rahmetli babam hayırsever bir insandı. Demokratta bir kişiliği vardı.
İmkanı el verdikçe de ama kişi ayırmadan mütemadiyen öğrenci okuturdu.
Kendisi Rahmet-i Rahmana kavuştu, geride ise hem yetişmiş insanlar, hem de eserler bıraktı.
Bu işler için darb-ı mesel olan bir söz vardır; Hayırlı işlerin muzır manileri vardır.
Hiç unutmuyorum, rahmetli okul inşa ederken 1980 ihtilali olmuştu. O zaman dönemin baskıcı ve ceberrut zihniyeti ile çok uğraştı. Bu işlerde ki sıkıntıları ben de çocukluk dönemlerinde gördüğüm ve yaşadığım için ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu bilirim. Geçtiğimiz sonbaharda Yeni Sanayi cami inşaatının temeli atıldı. Bizler de katıldık. Saygıdeğer büyüğüm sayın Mesut Söylet öncülüğünde bir grup hayırsever insan güzel bir organizasyonla Yeni Sanayi Camii'nin inşaatına başladılar.
Selçuklu mimarisinde inşa edilen caminin kompleksi gerçekten çok güzel oldu. Silivri'mize ve bölgeye kazandırılması takdire şayandır. Bölgemizde olan bir eksiklikte tamamlanıyor.
Bu esere emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Allah CC hepsinden razı olsun.
Caminin zemin katını da bayramdan sonra ibadete açıyorlar.
Sizlerde inşaatı devam eden bu güzel eseri mutlaka görün. Sizin de çorbada bir tuzunuz olsun.
Böyle eserlere katkı sağlamak, omuz vermek ve manevi bir yatırım olarak bakmak tabi ki nasip işidir.
Şunu asla unutmayalım, kaçınılmaz olan herkesin bir gün musalla taşına misafir olacağıdır..!
Önemli olan ise iyi ve güzel şekilde gitmek, imanlı ölmektir.
***
Bu vesileyle Kurban Bayramınızı tebrik eder, Vatana, Millete ve Alem-i İslam Alemine hayırlar ve bereketler getirmesini diliyorum.
İyi haftalar..