İçten içe korkulan şey oldu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı Cumhurbaşkanlığı Adaylığına itirazını alenen dile getirdi. Bununla da yetinmedi CHP'nin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarına, Genel Başkanlarına karşı aday olma çağrısında bulundu.
Bunu şöyle de yorumlayabiliriz “Ben Millet İttifakını çökerttim siz de bir zahmet CHP'yi parçalayıp benim değirmenime su taşıyın”… Nihayi hedef neresi artık tartışılır.
Tüm bunları bir kenara bıraktım devirmek iddiasında olduğunuz Cumhur İttifakını haklı çıkartmaktan da mı hiç çekinmediniz!? Size bağlanan umutları bu denli hunlarca katletmek inanılır gibi değil.
Yaşanan bu son gelişmede hayır olduğunu söyleyenler de var. Ya inanmayı seçtiğimiz yalan ile dönüşü olmayan bir noktaya varsaydık!? Belki yolun başında uyandırılmak, gerçeklerle yüzleşmek daha iyi oldu.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ile ilgili mevzuları yazmak için daha çok vaktimiz olacak.
Silivri siyasetinin son gelişmeler ekseninde ortaya çıkardığı belirtiler üzerinde duralım ama…
İttifak konusu genelde olduğu kadar sorunsuz işlemiyor yerelde. Tepede alınan kararları burada benimsemek o kadar kolay olmuyor alan daralmasının da etkisinde muhtemelen.
İktidar sorumluluğundan ötürü mü, görev bilincinden mi tartışılır da Cumhur İttifakı kol kırılır yen içinde kalır anlayışına daha sıkı sıkıya bağlı. AK Parti'de de MHP'de de parti disiplinin oldukça katı kurullar çerçevesinde işlediğinden sebep de sayabiliriz aldıkları vaziyeti. Ancak her hâlükârda ve pek çok şeye rağmen iyi götürüyorlar ittifak ortaklığı sürecini.
Millet İttifakında birbirine üstünlük sağlama çabası hep vardı. Refik Bek döneminde İYİ Parti, CHP'yi oldukça dize de getirmiş sayılırdı. Gökhan Ceylan ile birlikte CHP, üstünlüğü geri kazandı. Ancak son gelişmeler ışığında İYİ Parti için genel gidişat bile tartışılırken, yerelde toparlanma şansları ziyadesiyle zayıfladı. Gizlenen tepki, tavır ve hoşnutsuzluklar Akşener'in açıklaması ile sosyal medyada dakikasında ortaya serildi. Siyasette küskünlüklerin güneşe tutulan ıslak tülbenttin kurumasına dek olduğu şeklinde tarif olunur. Ancak bu mesele artık o bilinen ‘kuyruk acısı' mevzusuna dönüştü.
Genel seçimler tartışılıyor da çok uzak bir gelecekte olmayan yerel seçimlerde ve Silivri'de siyasi kartların yeniden karıldığını söylemek için hiç de erken değil. İyi Parti'nin sıcak baktığı ismin CHP'den adaylığa artı getirdiği şartlardan eksi sayılacağı sürece evrildik gibi duruyor.
Akşener'in sanki böyle bir özelliği var. En yakınları ile en kötü olma siyaseten kendisini tarif edecek bir noktaya doğru kızgınlık çıkışları ile koşar adım ilerliyor.
Siyasette de tıpkı hayatta olduğu gibi sizin dışınızda ve boyunuzu aşan şartlara maruz kalınabiliyor.
Genel Merkezler yerel siyaseti sabır testine sokmayı sürdürüyor.
Kişisel fikrimi de ekleyeyim Meral Akşener'e haksızlık yapılmadı, o bildiğiniz haksız! 5 Genel Başkanının uzlaştığı noktada dayatma değil çoğunluğun orta fikri çıkmıştır. Masadan kalkmak da bir seçenek ve saygı duyulabilirdi belki ancak çoğunluğun adaylığı üzerinde uzlaşma sağladığı lideri kendi partisinin belediye başkanları ile ekarte ve refüze etmeye yeltenmek masayı yıkmaktır. Birlik ve beraberlik adına süreçleri bu denli sabote etmek bundan sonra her türlü anlaşmayı samimiyet zemininden kopartıp atmış olmak demek.
Ayrıca İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının seçmen tabanlarına verdikleri yerel yönetim sözü ile vadesine riayet etmesi gerektiğine inanıyorum. Seçildikleri görevleri sona ermeden bırakıp başka görevlere kanat çırpmalarına başka hiçbir alternatif olmadığı taktirde müsemma gösterilebilir belki. Kemal Kılıçdaroğlu'nun talep ettiği Cumhurbaşkanlığı adaylığını hak ettiği şahsi düşüncemdir. Seçilmesi ise Millet İttifakının ortak sorumluluğudur. 5 partinin yapamadığı şeyi Kılıçdaroğlu'nun tek başına yapmasını bekleyenler biraz daha mı az saçmalasa.
Akşener'in son hamlesini Cumhur İttifakının halay çekerek izlediği iddialarına Silivri'de halayı genişleterek düşünün. Silivri'deki CHP'liler İYİ Parti kamburundan kurtuldukları düşüncesi ile hafife alınmayacak bir oh çekti tahminimce. Bakalım daha neler göreceğiz...
