Handan Demirkıran

İyimserlik ve Kötümserlik

Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalarda olumlu bakış açısına sahip olan kişilerin, yüksek başarı ve olumlu duygu durumlarıyla bir ilişkilisi olduğu düşünülmüştür. Bir olayda başarılı olacağını düşünen bir kişi, aynı durumda kötü bir sonuç alacağını düşünen bir kişiye göre, daha iyi bir performans gösterir ve kendisini daha iyi hisseder. Benzer şekilde bir sorunla karşılaştığında zorlukları aşacağını düşünen kişiler, zorlukların gözünü korkuttuğu kişilerden daha iyi bir sonuç elde ederler. Çok sayıda yapılan araştırma bu görüşü desteklemektedir.

Ancak bu araştırmalar sonucunda iyimserlik ve kötümserliğin sadece belirli bir olay ve olgularla bağlantılı olmadığı da bulmuşlardır. Bazen hepimiz bir olay karşısında iyimser veya kötümser olabiliriz; ama psikologlar, yaşamın zorluklarına nasıl yaklaştığımızı belirleyen tutarlı bir iyimserlik derecesine sahip olduğumuzu söylerler. İnsanları, yaşama çok iyimser gözlerle bakanlar ve çok kötümser gözlerle bakanlar arasında bir sürekliliğin içine yerleştirebiliriz. İnsanlar bu bakış açılarından birini benimsemek konusunda tutarlı bir yaklaşım içinde oldukları için, araştırmacılar bu kişilik değişkenine iyimserlik eğilimi derler.

Araştırmacılar iyimserlik eğilimi yüksek ve düşük insanları karşılaştırdığında, iyimserliğin birçok yararını görmüşlerdir. Yaşama iyimser bakanlar, bakmayanlara göre daha çok şey başarırlar. İyimserler kendilerine yüksek hedef belirler ve bu hedeflere ulaşabileceklerini düşünürler. Araştırmacılar kişinin kendi yeteneklerine güvenmesinin, başarının anahtarı olduğunu belirtir. İyimserler engellerin ve geçici başarısızlıkların morallerini bozmasına izin vermezler.

Tersliklerle Başa Çıkmak

Araştırmalarda iyimserlerin ve kötümserlerin beklenmedik, stresli olaylarla başa çıkmada oldukça farklı yaklaşımlarının olduğu bulunmuştur. Bir araştırmaya göre iyimser eğilimi gösteren kişilerin, kötümserlerden daha az kaygı ve depresyon yaşadığını ortaya koymuştur. İyimserlerin, başa çıkmada ve şartlara uyum sağlamada daha becerikli olduğu görülmektedir. İyimser eğilimi olan kişiler, stresli olaylarla kötümserlere göre çok daha iyi başa çıkarlar. Peki, neden böyle olur? İyimser eğilime sahip olmak olaylarla başa çıkmada nasıl bir rol oynar? Bir yanıta göre iyimserler ve kötümserler sorunlarla başa çıkmada farklı yöntemler kullanırlar. İyimserler sorunlarıyla daha doğrudan yöntemler kullanarak başa çıkmaya çalışırlar, yani aktif başa çıkma stratejisi kullanırlar. Öte yandan, kötümserler bir sorunla karşılaştığında dikkatlerini başka bir yöne çevirirler ya da sorunu inkâr ederler.

İyimserlik ve Sağlık

Araştırmacılar iyimserliğin sağlık için iyi olabileceğini belirtmektedir. İyimserlerin genel fiziksel sağlığı, kötümserlerden genel olarak daha iyidir. İyimserlerin sağlık durumu kötümserlerden neden daha iyidir? İyimserlerin daha geniş bir arkadaş çevresi oluşturduğu ve kriz anında arkadaşlarına başvurduğu bilinmektedir. Çeşitli araştırmalar yakın çevre desteğinin, kişilerin sağlığına iyi geldiğine dönük kanıtlar bulmuştur. Bazı çalışmalarda da iyimserlik ve fiziksel ölçümler arasında doğrudan bağlantılar yakalanmıştır. Örneğin; iyimserlerin bağışıklık sistemi oldukça güçlüdür. Öte yandan daha fazla olumsuz duygu yaşadıkları için kötümserlerin tansiyonu daha yüksektir ve bu da sağlık sorunlarını olumsuz etkiler.

Savunmacı Kötümserlik

Savunmacı kötümserler, yaklaşan bir olayla başa çıkmak için belirledikleri stratejinin bir parçası olarak umutsuz beklentiler oluştururlar. Kötü bir sonuç almaktan çok korkarlar, kendi kendilerine başarılı olamayacaklarını söylerler. Bu insanlara yaklaşan bir görevde nasıl bir sonuç almayı bekledikleri sorulduğunda, pek çok kişiden daha kötü sonuç elde etmeyi beklediklerini söylerler. Bir insan neden kasıtlı bir şekilde kötümser yaklaşımı benimser? Bunun nedeni savunmacı kötümserlerin başarısız olmayı istemeleri değildir. Tam tersi, bu insanları güdüleyen şey başarısız olma korkusudur. Savunmacı kötümserler iki nedenden dolayı kasvetli bakış açısına sahiptirler. Birincisi, bu insanların kendilerini başarısızlığa hazırlaması için beklentilerini düşük tutmalarıdır. Böylece yenilginin acısını hafifletmiş olurlar. İkinci neden, başarısız olma olasılığının savunmacı kötümserleri daha fazla çalışmaya itmesidir. Başarılı olma zevki, bu insanları daha fazla güdülemeye yetmez. Bunun yerine kötü bir sonuç almaktan korkmaları, bu kişiler için gerçek teşvik olur.

Göreceğiniz üzere, iyimserlik ve kötümserlik tersliklerle başa çıkmada, iyilik hali ve sağlık gibi kavramlarla da ilgilidir. İyimserlik ve kötümserliği bu kavramlar üzerinden değerlendirirken kültürel farklılıkları da göz önüne almak gerekir.

 

YORUM YAP