Cemil Kenar

Jesus’a Flanör olduğunuzu söylemeyin, ‘O bizi kaldırım mühendisi sanıyor’!!!

Flanör, kısaca aylak kent gezgini, modern hayatın gözlemcisi seyyahı olarak bilinir. Hayatın akışını ağır ağır gözler.

Acelesi yoktur.

Yaşanan anın peşindedir.

Sürekli hareket halindedir.

Çoğunlukla yürüyerek gezdiği yerleri gözlemler değişimlerle ilgili tespitlerde bulunur.

Şuna kısa yoldan Kaldırım Mühendisi desene diyenler olabilir ama o kadar basit değil. Flanörlük, Ekonomik, Sosyal, Kültürel, Eğitim seviyesiyle ilgili bir bakış, görüş duruş meselesidir.

Flanör kendine has değerlerin sahibi olmak için günümüzün tek tipleştiren, baskılayan, duyarsızlaştıran, duygusuzlaştıran dayatmalarına karşı koyan bir kişiliktir…

Kuaför Hasan tanıştırmış sohbet etmiştik. Sağ olsun teveccüh gösteriyor bazı yazılarında paylaşımlarında bize de yer veriyor. Erkan Çipa bu konuda öncelikli bir örnektir. Gerçek bir flanör olarak dolaşır. Yürürken gördüğü farkını algıladığı bir şeyi fotoğraflama tarzından dolayı onu hemen tanıyabilirsiniz. Hayatın akışına kattığı yorumlar keşke biraz da Silivri'de dolaşsa dedirtiyor…

Böcekhane, Tavanlıçeşme, Soğuksu, Kırkkale, Külhan, Zükürmektep, Taşmektep, Kızkapan bunların hikayelerini değil Kale Mahallesinin sokak isimleri olduğunu bilen kaç kişi kaldık?

Bastığın yerleri toprak deyip geçme tanı diyen şair haksız olamaz. Flanörlük biraz da bu bilinçle hareket etmektir.

Şehirlerin simgeleri olur.

Okuldur, camidir, köprüdür, çeşmedir, stattır vs…

Silivri'nin 40-50 yılına damga vuran mevzularıyla özellikle folklor ve futbolda yurt çapında tanınan bilinen Silivri Lisesi vardı.

Artık Yok!!!...

Günlük hayatımızda en çok kullandığımız vasıta Silivri Birlik'ti.

Artık değil!!!..

40-50 yıllık mazisiyle tüm sporseverlerin hayatını spor ahlakını futbol kültürünü şekillendiren Silivri Stadı vardı.

Artık o da yok!!!...

Peki, hayatımızdan eksilen sadece tabelalar mı?

Örneğin, o stadın yapım aşamasında Akgün Silivrili'nin, Ahmet Dağlı'nın katkıları, Belediye Operatörü Gencay abinin gece gündüz çalışmaları, Fen İşlerinden Nihat abinin çabaları, Rahmetli Nihat abinin emekleri unutulur mu?

Soyunma odası yoktu, spor salonunda soyunup maçlara çıkılıyordu.

Tribün yoktu, tel örgüler vardı ve hep tıklım tıklım doluyordu.

Bugün 40-50 yaş grubunda olan herkesin orayla ilgili hayalleri anıları hafızamızda yer etmiştir. Gitmesek de görmesek de mekanların ruhu vardır olayları hatırlatır.

Çevresine boş boş bakmayanlardan biri olan Tamer Kundura Kamer abinin hobi olarak kaleme aldığı Kalepark şiiriyle noktalayalım.

Kaleparktan seyre dalarım Marmara Ereğlisini

Hafif bir rüzgâr eser dinlerim dalgaların sesini

Bu gece mehtap raksediyor şu güzel müzik nağmeleriyle

Dostlarla sohbet bir hoş oluyor Kaleparkın büyülü atmosferinde…

YORUM YAP