Jesus, Jesus olur mu?

1970'lı yılların başıydı. Fenerbahçe Brezilya futbolunun ''efsane'' ismi Didi'yi İstanbul'a getirmişti. Didi dünya futbolunda ismi unutulmayacak bir futbol ustasıydı. 1958 dünya kupasında Brezilya İsveç'te mücadele etmişti. Yani Pele'nin ilk dünya kupası. Pele o günleri şöyle anlatmıştı: “''Daha 17 yaşındaydım. Yani korumasız ve ürkek. Eski bir Didi hayranıydım. O dünya kupasında ona teslim oldum. Bir baba gibi, bir ağabey gibi davrandı bana. O ürkekliğimi onunla attım. Sonra da benim için öyle kaldı. Bence dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu Didi'dir.”
İşte Pele onun için bunları söylüyordu.
Didi Türkiye'de iki şampiyonluk yaşadı. Ne yazık ki Lizbon'da oynanan ve 7-0 biten Benfica maçından sonra ülkeden ayrıldı. Ve ismi Fenerbahçe'de de ''efsane'' olarak kaldı.
Yıllar yılları kovaladı. Fenerbahçe'nin başına bu kez Jesus Jorge geldi. Jesus Portekiz futbolunun önemli ismiydi. Başkan Ali Koç ne yapıp edip onu ikna etmiş ve Türkiye kapısını açmıştı.
Burada bir nokta koyup başka konulara geçelim
Felsefede insanın hayvanlardan ayıran bir özellik vardır.
O da akıldır.
İnsan aklı ile büyür.
Hayvan içgüdüsü ile. Akıl içgüdüye, duygulara, tutkulara sırt çevirip bireyin kendisi kadar başkası içinde doğru olanı araştırmasıdır.
Ne var ki burada ''doğru'' nitelemesini ‘gerçekle' ilgisi kadar ahlak ve hukukla bir tutmak olarak anlamalıdır.
İnsan bilinci her zaman akli olmaktan uzaktır. Hayal eder, o bilinç düşler sanır ve aldanır. Heyecanlanır, kızar, öfkelenir isteklerine gerçek diye bakar.
Yunan felsefesini ilk çağlardaki akıl tutuculuğuna Ortaçağ başka bir şekle bürünmüştür.
Ortaçağ'da aklın inanca göre bir değeri vardır. Descartes, Leibnıtz, Kant hep akla göre fikirler savunmuşlar ve bunu irdelemişlerdir.
Gelelim kendi konumuza.
Jesus akıllı biri. Bu aklını da yıllarca olumlu bir şekilde kullanmış ve bir yerlere gelmiş. Ancak Fenerbahçe'deki gidişine bakılırsa sezon sonu bir yıllık sözleşmesi bitecek ve gidecek. Ancak kafa olarak pek İstanbul'da zaten değil. Kafasında akıl ne zaman yerini kaybetti. Kasım ayından sonra. Yani dünya kupası sonrası.
Neden?
Çünkü Brezilya hocası görevinden ayrıldı. Brezilya bir boşluğa düştü. Rivaldo gibi eski efsane oyuncular Jesus'u anons etmeye başladılar. Buna Zico ve ekibi karşı çıktı. Ancak Brezilya henüz hocasını bulamadı. Bir yandan Flamengo bir yandan Brezilya Jesus'u futboldan kopardı ve aklı başka yerlere gitti.
Son Beşiktaş maçında soyunma odasında Ali Koç ile girdiği tartışma da buna tuz-biber ekti.
Şimdi Jesus ne zaman gidecek diye bakılıyor.
Yüzyıllar öncesine gidelim.
Hz. İsa (gerçek Jesus) yüzyıllar önce İsmailoğluları tarafından çarmıha gerilmişti. Üç gün işkence çekti. Ama Allah onu kendi safhına aldı ve kurtardı. Hz. İsa hala yaşıyor ve bir gün dünyaya dönecek.
Ama bizim Jesus'un ne yapacağını hala kimse bilmiyor.
Hoşça kalın…

YORUM YAP