“Kaçak” adı üstünde illegal, yasalara uygun olmayan şekilde bir uygulamayı betimler. Dolayısıyla da eninde sonunda toplumsal düzenin korunması adına bunun ya ortadan kaldırılması ya da yasal şekle sokulması gerekir.
Suçun da sorumluluğun da büyüğü devlette. Yasalardaki boşluklar, mücadele ile ilgili zafiyetler, imar afları, siyasetin belini büktüğü, oy kaygısıyla olması gereken ama yapılmayanlar vs.
Sözü nereye getireceğim!?
“Kaçak yapı yapmayın yıkarım. İmarı olan yere, yasalara uygun yaptıklarınızın başımızın üstünde yeri var” diye her yerde ve zamanda bas bas bağıran bir yetkilinin yaklaşımına karşı; yapılan bir kaçak yıkımının ardından telef olan kümes hayvanları tepkisi var gündemimizde.
Bugüne kadar Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın 2,5 yıllık iktidarında yüzlerce kaçak yapının yıkımı gerçekleştirildi, hiç biri de bu şekilde gündeme gelmedi. Toplumun önde gelen bir isminin geçtiği kaçak yapılaşma süreci mevzu bahis. Yıllardır var olan, kimsenin üzerine gitmediği, bütün yasal süreçler de tükenir tükenmez gerçekleştirilen yıkımın sonucunda ortaya çıkan bir 'küçük kıyamet' girişimi!
İYİ Parti İlçe Başkanı Refik Bek'in paylaşımından tek merak ettiğim şey kümes hayvanların neden o hale geldiği oldu. Çünkü kaçak yapı yapan kim olursa olsun yıkım süreci ile karşılaşacağı, “Yıkmadıklarım olursa yakama yapışın” diye mahalle mahalle, mecra mecra sesinin çıktığı kadar derdini anlatan bir yerel yönetim sorumlumuz olduğu gözden kaçacak gibi değil.
Refik Bek yaptığımız görüşmede tavukların, yıkım sonrasında, orman hayvanları tarafından telef edildiğini ifade ederken, konuya yönelik Belediye'nin başlattığı incelemede delici bir aletle canlarına kast edildiğinin de araştırıldığını ekleyelim! İlki tedbirsizlik sonucu ölüm, ikinci ihtimal doğru çıkarsa; adını koymaya bile elim gitmiyor!!
Kaçak yapıları yıkılan insanların eşyaları kadar canlı hayvanlarını da korumaya almış olması (yıkımı gerçekleştirenlerin değil), beklenir, gerekir kuşkusuz. Yani yıkım anında canlıların zarar görmemesini yıkımı gerçekleştirenler düşünür de sonrasında sorumluluk sahiplerinin. Kaldı ki barınma yerleri yerinde sahipleri hemen bitişiklerindeki evlerinde dururken bile köy yerinde kümes hayvanlarının yabani olanların saldırısına uğrama ihtimali her daim var ne yazık ki!
Gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikledikten sonra devamında bir düzen tutturmanın imkansızlığının ispatı bir yanı ile de bu olay.
Neden çoğunluk imarlı yerde, yasaların belirlediği çerçevede kendine barınma yeri inşa ederken kimileri kendine ait olmayan (toplumsal düzenin sağlanmasına yönelik tüm kaideleri yok sayıp), hatta hepimizin olan, yerleri sadece kendine hak görür!?
Ve böyle bir suiistimale yönelik nasıl anlayış bekleyebiliyorlar!?
Gerçi Refik Bek ile yaptığımız görüşmede kaçak yapılarının yıkılması ile ilgili bir karşıtlık arz etmedi. Sadece yıkım sürecinin şeklinde daha hassas bir yaklaşım beklentisini ifade etti ama gelin görün ki bekledikleri ile yaptıkları arasında da öyle bir uçurum ortaya koydular ki anlaşılma, haklı olma durumunun esamesi bile okunmuyor. Hatasız kul olmaz, ama kendi hatasını başkasına mal etmek sizi başka, yanlış bir insana dönüştürür. Toplum adına sorumluluk üstlenenlerin örnek teşkil eden yaklaşımlarına ihtiyacımız var.
Özetle…
Çayırdere'de aralarında İYİ Parti İlçe Başkanı Refik Bek'in adı ile anılan aslında eşine ait tarım arazisine ve Hazine yerindeki yapının yıkımının gündeme gelmesi Silivri'de kaçak yapı ile mücadele kararlılığının kanıtı sayılabilir.
Yıllardır göz yumulan çarpıklıkların idare edilmeyecek, ortadan kaldırılacağı yerel yönetim kararlılığına işaret olabilir.
Ve dahası, önemlisi var…
Tüm bunlar Hukuk Devleti yaklaşımı olarak da okunabilir ama bence tam manasıyla Milliyetçilik arz ve ifa ediyor!
Bu millete ait olanın kişilere, siyasi beklentilere, oy ve bilumum buradan sayamayacağım şahsi ikbal ile çıkar hesaplarına peşkeş çekilmemesi noktasındaki Milliyetçilik!
Tarım topraklarının korunması ile ilgili çabayı (TÜRAM'da bir yerli tohum tanıtım toplantısıydı yanlış hatırlamıyorsam) Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Tamer Dodurka, “Gerçek Milliyetçilik” olarak tanımlamıştı. Kaçak yapılaşma tarım arazilerimizin azalmasında en önemli sebep, en ciddi tehdit olarak görülürken buna yönelik kararlı mücadeleye sadece saygı göstermekle yetinmeyip her birimiz destek sunmalıyız.