Çok kararsız bir insanım genelde ama bazı anlar var kapıldığım yargıdan aklımı vazgeçirmek için kendimi parçalasam da olmuyor! Bir tartışma yaşamıştım, yakın bildiğim gördüğüm kişiyle. "Herkes senin böyle böyle yaptığını söylüyor!” diye isyan ettiğimde "Sen diyemedin mi yapmamıştır. O öyle bir insan değil ben tanıyorum” sözleri içime oturdu. Çok doğru bir karşı saldırı taktiği! İşte şimdi itiraf ediyorum. Karşı çıkamadığım suçlamaları, sessizce dinlemem, ihtimal vermem, olabilirliğine inancımdan dolayı halen vicdan azabı duyuyorum. Suçlu gördüğüm, suçladığım kişiye karşı olaylar geçip gitmesine rağmen halen daha mahcup hissediyorum. Ben mi haklıydım o mu halen çözebilmiş değilim, haklı olduğuna inanmayı tercih ederek kendime kızmayı eğiliyor da olabilirim. İçimi bir kurt kemirmeyi sürdürüyor…
Gelelim Metin Karakaş ile Yalçın Yönet'in durumuna… Kendisine en hassas olduğu noktadan en şiddetli şekilde ‘yerli aday' alternatifi gösterildiği dönemlerde Yönet'i korumaktan pişman oldu mu acaba? Karakaş'ın bu süreçte bir şahsi tutumu olacak bir de partiyi düşünerek vereceği karar. Ortasını nasıl bulacak Allah yardımcısı olsun! Bu son olayın ardından konuyu değerlendirirken bir arkadaşımız dedi, "Metin Karakaş bunu da gördü ya yaptığı tüm hayırlardan vazgeçer artık”…
Ak Parti ilçe başkanı hakkında biri bir şey söylediğinde meclis üyesinin görevi kamuoyu önünde onu savunmaktır. Çok da aklı karıştıysa gidip konuyu ilçe başkanına sorması gerekir. Bunun aksine Yönet, duyduğu veya bildiği iddiayı yaymayı sürdürüyorsa bu sıkıntının üstü örtülemeyen boyutudur…
"Karakaş, Yalçın Yönet'in adaylığını nasıl ekarte edecek” üzerine zaman zaman çıkan tartışmalar bir yana Yönet, Karakaş'ı ekarte edecek neredeyse… Seçimlere 1 yıl kala, kendi meclis üyesi tarafından rüşvet almakla itham edilen ilçe başkanı! Bu kadar siyasi yatırımın ardından Karakaş'ın, başından bu yana kanının ısınmadığı bir bağışçıdan para alması politik intihardan başka bir şey olmaz. Karakaş da önündeki süreci bu kadar saçma şekilde harcayacak kadar saf ve akılsız değil. Bunun için Mehmet Balcı ile arasında bir mali alışveriş olduğuna sanmıyorum. Işıklar ile de olamamıştır, görünen o ki Balcı'nın İBB ile iletişimi ilçeye göre çok daha güzel!
Özcan Işıklar ile Metin Karakaş'a kaderin garip cilvesi mi bu? Birbirleri üzerine kurdukları siyaset bugün gelinen noktada ortak kaderde buluşturdu ikisini… Ben ayrı ayrı yazmak istesem bile mümkün değil! Ki sahip olduğumuz koşullarda ayrı yazmak bu iki şahsiyeti hiç tat vermiyor!
İşadamlarının belediyeye bağış yaptığını, siyasi partilere yardımda bulunduğunu bilmeyenimiz yok sanıyorum. "Aaaa nasıl olur?” diye kimse boşuna yaygara çıkarmasın. Oluyor, herkes her şeyi siyasi partilerden isterken, belediyeden talep ederken düşünmüyor da paranın kaynağı ortaya çıkınca mı şaşırıyoruz hepimiz birden!
Bence Silivri Belediyesi hiçbir bağışçı ile bundan sonra protokol falan imzalamasın! En temiz iş yine de Hamoğlu'nunki oldu anlaşılan. Adam 50 dönüm arsayı
bir çırpıda bağışladı… Her şey resmi, arsalar belediyede…
Onu da beğenmeyenler oldu, günlerce eleştirenler…
CHP'de alışık olduğumuz kavgaları sollayan, Ak Parti çatlağını Karakaş nasıl toparlayacak çok merak ediyorum. Çok hassas bir konu, artı dönem… Allah yardımcısı olsun! Işıklar'ı neden düşünmüyorum diye aklıma takıldı son anda… Galiba o her tür zorluğun içinde sıyrılabilme rüştünü artık ispat etti!