“Kadın için ‘onurlu yaşam şartlarının’ oluştuğunu söyleyemeyiz”

“Kadın için ‘onurlu yaşam şartlarının’ oluştuğunu söyleyemeyiz”

10.03.2018 09:18:14

Saadet Partisi Kadın Kolları, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde yaşananlara dikkat çekti ve çözüm önerilerini kamuoyuna sundu.

Saadet Partisi Silivri Kadın Kolları Başkanı Perihan Ersoy, İstanbul Kadın Kolları Başkanı Nagehan Gül Asiltürk'ün 8 Mart açıklamasını Silivri kamuoyuna aktardı.

“KADIN İÇİN “ONURLU YAŞAM ŞARTLARININ” OLUŞTUĞUNU SÖYLEYEMEYİZ”
Açıklama aynen şu şekilde: “Bu memleketin kadınları olarak, anneleri olarak, kızları olarak bir araya geldik… Bu gün kadınların sorunları yerine, hayata dair güzel şeylerden bahsetmeyi çok isterdik… Fakat yapamıyoruz… İmzalanan uluslararası sözleşmelere, yapılan yasal düzenlemelere rağmen ülkemizde ve dünyada, kadın için “onurlu yaşam şartlarının” oluştuğunu söyleyemeyiz. Tam aksine kadın, vahşi kapitalist ekonominin, adaletsiz çalışma şartlarına mahkûm olmaktadır. Sigortasız, sosyal hakları olmadan, düşük ücretlere çalıştırılmaktadır. En doğal hakkı olan “annelik” hakkını ertelemekte, varsa, evladına hasret kalmaktadır. Medya ve reklam dünyasında “cinsel bir meta” olarak kullanılarak “istismarın” en acımasızını yaşamaktadır.
Çeşitli ailesel ve çevresel nedenlerle, eğitim ve sağlık hizmetlerinden, hak ettiği gibi yararlanamamaktadır. Töre cinayetleri, çocuk yaşta, zorla yapılan evlilikler, ülkemizin en derin yaralarıdır. Siyasal, hukuksal, sosyal düzenlemelere rağmen, şiddet her geçen gün artarak binlerce can almıştır.
Bu gün kadınlar olarak, anneler olarak bir araya geldik… “Evlatlarımız” için, “Memleketimiz” için, “Umutları tekrar yeşertebilmek”,
“İnsanca onurlu yasabilmek” için bir araya geldik…
Kocaeli'nde daha 17 yaşındayken öldürülen Ecem Balcı için bir araya geldik… Çünkü anneyiz.
Sakarya'da karnındaki bebeği, elindeki çocuğuyla katledilen, bu millete Suriye'den emanet gelen, ama emanete sahip çıkamadığımız Emani için bir araya geldik…. Çünkü kardeşiz.
Bu gün Helin Palandöken için, 3 yaşındaki yavrunun hakkını sormak için, ismini sayamadığımız öldürülen kardeşimiz için bir araya geldik.
Çünkü insanız! Biz insanın ölümünü âlemin ölümü olarak biliriz. Görüşleri, düşünceleri, hayat tarzları, farklı olsa da… Hepimiz insanız... Onlar bizim kardeşimiz, ablamız, evladımız, annemiz… Ve bizler Onların hakkını aramak, adalet istemek için buradayız. Biz, küçük yaşta, zorla evlendirilen çocuklarımız için buradayız. Biz, bir evladı askerde, bir evladı dağda olan annemizin, çaresizliği için buradayız. Biz, ağır ekonomik şartlar altında ezilen kadınlarımız için buradayız…
Batının bize dayattığı, çözümsüzlük getiren uygulamalar yerine, sorunların çözümünü;
1-Kadının, aile ve toplumsal hayattaki yerine ait zihniyetin,
Kadına yönelik bakış açısının, inancımızın ve medeniyetimizin bildirdiği referanslar çerçevesinde değişmesinde görüyoruz…
2-Eşitlik kavramının uygulaması kadının mağduriyetini giderememiş, adalet tesis edilememiştir. Toplumsal huzur ve mutluluk ancak, adalet ile gerçekleşir.
Bu yüzden; hak ve adalete dayalı “yeni bir dünya''nın kurulumunu keyfiyet değil, zaruret görüyoruz…
Bu gün, bizlere düşen görev, bu hassasiyeti gösteren bütün kardeşlerimizle bir araya gelmektir. Biz bunu yapabiliriz… Bu ülkenin, özlediği gibi kucaklaşabiliriz. Tüm farklılıklarımıza rağmen ellerimizi tutabiliriz. Yarınlarımız için önyargılarımızı bir kenara bırakabiliriz. Kadınlar olarak önce biz, huzur ve barışı mayalayabiliriz… Hak ve adalet içinde, hep birlikte, mutlu yarınlara…”
Haber Merkezi

YORUM YAP