“Kadınlar sivri topuk sesleriyle geliyor”

“Kadınlar sivri topuk sesleriyle geliyor”

09.03.2018 09:23:25

Eğitim Sen Silivri tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen programda “Biz kadınlar buradayız, varız ve var olmaya devam edeceğiz” dendi. 

Eğitim Sen Silivri Temsilciliği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir program düzenledi. 6 Mart 2018 tarihinde Yaşar Kemal Sergi Salonu'nda gerçekleştirilen programa KESK 8. Dönem Eş Genel Başkanı Şaziye Köse ve Avukat Melike Yıldız konuşmacı olarak katılırken, Çorlu Kadın Platforma Ritim Grubu da sahne aldı. Eğitim Sen Silivri Temsilcisi Caner Erdoğan, yönetim kurulu, üyeler ve yakınlarının yanı sıra CHP Belediye Meclis Üyesi ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Süheyl Kırkıcı, ÇYDD Silivri Şube Başkanı Mübeccel Çeşmecioğlu, CHP eski dönem İlçe Kadın Kolları Başkanı Nazan Kaçar da programa katılanlar arasındaydı. Asuman Erarslan'ın sunumunda “Biz kadınlar buradayız, varız ve var olmaya devam edeceğiz” sloganı altında gerçekleştirilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü programı, katledilen tüm kadınlarımız için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. 8 Mart'ın tarihçesi kısa video ile anlatıldı.

KÖSE: KADIN HAREKETİ MÜCADELEYİ YUKARIYA TAŞIYOR
KESK 8. Dönem Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, kadının emek mücadelesindeki yeri, önemi ve 8 Mart ile ilgili bir konuşma yaptı. Köse, kadına yönelik şiddetin hep var olduğunu ancak son yıllarda direnişin yükseldiğini, özgürlükçü düzen için harekete geçildiğini dile getirdi. “Direndiğimiz için şiddet var. Dozu her geçen gün yükseliyor. Şimdi bir Kadın Hareketi var ve mücadeleyi yukarıya doğru çekiyor.” diyen

“KADINLAR SİVRİ TOPUK SESLERİYLE GELİYOR”
Şaziye Köse, bu hareketten korkulduğunu, kadınların ilk kez attıkları sloganlar dolayı yargılandıklarını, asıl amacın kadını tekrar eve kapatmak olduğunu ve bunun üzerine adım adım gidildiğini savundu. Buna rağmen kadın direnişinin erksiz bir yaşamı kurmak için ilerlediğini dile getiren Köse, “Kadınlar sivri topuk sesleriyle geliyor. Kutsal aile anlayışına dokunacağız, kapitalist aile anlayışına dokunacağız. Kapitalist beden politikalarına dokunacağız, bütün denklemler yeniden kurulacak.”

YILDIZ: TOPLUMSAL ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜNÜN SAĞLANMASI ZORUNLU
Köse'nin ardından Avukat Melike Yıldız, kadına şiddet, boşanma, toplumsal baskı, cinsel istismar, taciz, mobing ve bu gibi durumlardaki hukuki süreçler hakkında bilgi verdi. Yıldız, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün bayram değil, yas günü olduğunu hatırlatarak başladığı konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Kadına yönelik şiddetin kadının sosyal hayata katılımını engelleyen sosyal bir olgu olduğunun kabulüyle, mücadeleyi şiddet uygulandıktan sonraki mücadele yerine, şiddetin uygulanmasının önüne geçilmesi yönündeki mücadele yöntemlerine ağırlık vermemiz gerekmekte. Kadının birey olduğunun kabulünü sağlayacak toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanması zorunludur. İşte bu noktada her şeyin en temeline eğitime inanıyoruz. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve sürekli hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle ilgili sosyal farkındalık yaratmak, zihniyet değişikliği yaratarak bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını dönüştürmek zorunluluktur.

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN GETİRDİKLERİ
Kadına karşı şiddet, cinsel saldırı, istismar vakaları! Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik anlamda zarar gördüğünüz ya da zarar görme tehlikesi ile karşılaştığınız, bu yönde tehdit ya da baskı gördüğünüz her türlü davranış şiddettir. Uzun uğraşlar sonucu 6284 s. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun 2012'de kabul edilerek yürürlüğe girdi. Savcılığa, Aile Mahkemesine, Karakol, Jandarma ya da Mülki Amirlere ya da Valiliğe başvurarak bu durumu ihbar edebilir, koruma talep edebilirsiniz. Harç ya da başvuru ücreti ödemeniz gerekmiyor. Keza yine tüm illerdeki baroların adli yardım kuruluşlarına müracaat ederek avukat aracılığı ile de ücretsiz olarak koruma tedbirleri almanız mümkün. Barınacak yer talebi, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik destek, hayati tehlike riski altında iseniz, koruma altına alınmanız-bu riskin büyüklüğüne bağlı olarak çağrı yolu ile kolluk görevlisinin görevlendirilmesi ya da koruma süresi boyunca daimi surette gittiğiniz her yerde size bir kolluk görevlisinin eşlik etmesi şeklinde olabilir. Şiddet uygulayan kişinin evden/iş yerinden/eğitim kurumundan uzaklaştırılması, yine riskin büyüklüğüne bağlı olarak kimlik ve diğer bilgi ve belgelerinizin değiştirilmesi dahi söz konusu olabilir. Kişisel eşyalarınızı kolluk marifetiyle evden almanıza karar verilebilir. Keza çocuğa karşı bir şiddet söz konusu ile hakim kararı ile çocukla şiddet uygulananın kişisel ilişkisi kısmen ya da tamamen kaldırılabilir. İletişim araçları ya da başka suretle rahatsız edilmemenize karar verilebilir. Keza yine silah taşıyorsa kamu görevlisi dahi olsa silahını teslim etmeye bağımlı ise hastaneye yatırılması ve tedavisinin sağlanması, nafaka ödenmesi gibi koruma ve önleme tedbirlerine hükmolunabilir. Tedbir kararları en fazla 6 ay için verilir ve devamında halen tehdit ve risk vara yeniden uzatılması için başvuru yapılmalıdır. Sağlık güvencesi olmayan bir mağdur söz konusu ise sağlık giderleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca karşılanır. Keza bu hususlar aynı zamanda TCK kapsamında suç da olduğundan savcılıkça ayrıca bir soruşturma da yürütülür. Aleyhine tedbir kararı veren şahıs bunu ihlal ettiği anda bu husus tedbir kararı verme merci ve savcılığa bildirilmelidir. İlk ihlalde 3 günden 10 güne tekrar eden her ihlalde ise 15 günden 30 güne kadar tazyik hapsi ile cezalandırılır. Bu yönden şiddet uygulayan şahsın 6 aya kadar hapsi mümkündür. Keza bu kanun kapsamında ŞÖNİM-şiddet önleme ve izleme merkezleri-kurulmuş olup bu şiddet görenin ŞÖNİM'e başvurması halinde koruma ve önleme tedbirlerine ilişkin her türlü idari ve adli yardım hizmetleri koordine edilebilir.

“KAFALARI DEĞİŞTİRİRSEK YASALARI DEĞİŞTİRMEMİZE GEREK KALMAZ”
Tabi yasanın varlığı kadın ölümlerini şiddet ve saldırı vakalarını bitirmiyor. Bunun en somut örneği şubat ayı içerisinde ailelerinden gördükleri şiddet neticesinde öldürülen 47 kadın. Bu rakam sadece 2018 şubat ayına ait. Yasalar sonuçlara odaklanarak hazırlanıyor. Asıl mesele bu hususların meydana gelmesini önlemek. Bu da toplumsal bakış açımızı düzeltmekle mümkün. Önce kafaları değiştirirsek yasaları değiştirmemize hacet bile kalmaz.

“TOPLUM 1960 AFGANİSTAN'I OLDUĞU İÇİN, İSVİÇRE'NİN 2018 CEZA YASASINI GETİRSENİZ DE DÜZELTEMEZSİNİZ”
Cezalandırma konusunda modern usulleri benimseyememiş, hala ilkel çağ adaleti bireysel cezalandırma sistemi kullanan bir toplum. Gidin İsviçre'den 2018 model ceza yasası getirin isterseniz bazı şeyleri düzeltemiyorsunuz, çünkü toplam 1960 Afganistan'ı ne yazık ki. Hala trafikte ihlal yapan sürücüye arkadan kesin kadın şoför kesin diye cıkcıklayıp erkekse de levyeyle dalan bir topluluk.”
Adalet sisteminin önleyici olamama, uzun ve bıktırıcı yargılama süreçleri, koruyucu olamama v.s. insanların adil bir yargılanma yapılacağı yönünde inançları haklı olarak o kadar zayıf ki başvurmak istemiyor. Kadına karşı şiddet bireysel bir mevzu değil. Toplumsal bir reaksiyon şart.”

“ÜMİTLİ VE MÜCADELECİ OLACAĞIZ”
Avukat Melike Yıldız, kadına karşı her türlü ayrımcılığın da bir başka şiddet varyasyonu olduğunu dile getirerek, iş yerlerinde, işe alınırken, soyadı gibi birçok örneği paylaştı. Çok pozitif bir tablo çizemediğinin farkında olduğunu ancak bu ümitsiz olacağımızın manasına gelmediğini, aksine ümitli ve mücadeleci olacağız. Olmak zorundayız, Hak verilmiyor, alınıyor dedi.
Konuşmaların ardından Çorlu Kadın Platformu Ritim Grubu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili açıklamada bulundu, ardından sahne aldı.
Renginar SALİ

YORUM YAP