Çarşamba akşamı Kale Park'ta bir toplantı; Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar uzun zamandır içinde biriktirdiği, aklına yüklediği ağırlıkları ortaya döktü… Gömleği terden sırılsıklam sırtına yapışmış…
Perşembe sabahı Silivrispor Kulübü'nde başka bir toplantı… Kürsüde bu defa Ümit Kalko var… Ceketi konuşmaya başlayınca sırtında fazla duramadı. İçini dökmesi sona erdiğinde ki bence söylemek istediği daha bazı konular içinde kaldı; gömleği terden sırılsıklam sırtına yapışmıştı…
‘Hamama giren terler' sözü nasıl bir lüzum üzerine çıkmıştır diye hep düşünmüşümdür… Siyasete girenleri, politika ile temas edenleri görünce ayan beyan idrak ediyorum…
Işıklar'ın söylemi şaşırtıcı şekilde makul düzeyde kaldı… Ama Kalko, Silivrispor ile sadece gemileri yakmadı limanı ateşe verdi… Yapılanlar ve yaşananları hesaba katarsak, yargılamak, eleştirmek, yorumlamak kat be kat güçleşiyor…
Yaş ile birlikte sabır katsayım artıyor sanıyorum ama kızınca ben bile kendimi tanıyamıyorum. Sizi kızdıran insan çok sevdiğiniz biri bile olsa canını yakmaktan aldığınız hazz sonrasında duyacağınızdan adınız gibi emin olduğunuz pişmanlık bile mani olamıyor… “Çıldırttığınız bir kimseden normal davranış beklemeyin” sözünü özel hayatımda savunma aracı olarak kullanıyorum; yazın bir kenara lazım olur : )
Kalko ve Işıklar'a bir şey olmaz (olanları sonuna kadar hak ediyorlar çünkü : ) onlar gönüllü ‘dövüştü' de diliyorum şans ve Allah bundan sonraki süreçte; Akgün Duru'nun yanında olur…
Kalko'nun onardığı, iyileştirdiği ‘liman'ı yakışını da insani tepki olarak anlamlandırıyorum da (tasvip etmek güç tabi) “Bu takımı yine kötü yönetir, ayağa düşer duruma getirirlerse ki inşallah getirmezler, korkmasınlar Ümit Kalko yine gelir yine bu takımı sırtlanır ve başarılı kılar. Umarım o zaman da siz başarılı insanlardan kıskançlıkla uzak durmazsınız” açıklamaları benim için sürpriz oldu…
Allah bazı insanlara öyle bir azim vermiş ki; benim gibilere kalmamış ve onları anlamakta böyle yetersizlik içinde çabalıyoruz…
Işıklar'ın Silivrispor sürecine neden bu kadar müdahil olduğuna ilişkin açıklamalarını önyargı ile dinlememe rağmen (haklı olduğu konuların haksızlıklarını aştığı kanısından pek uzaklaşamıyorum çünkü) kendince doğru olanı yaptığına katılabilirim. Liderlik-güç-iktidar üçgeninin hakkını vermeden belediye başkanlığı koltuğunda adamı oturtmazlar.
Silivri'deki iktidar pastasından pay almanın ne kadar zor olduğunu Kalko'nun yaşadıkları hatırlattı.
“Konu Silivri'nin huzuru ise gerisi teferruattır” sözü Işıklar'ın süreçteki konumunu gayet net özetledi aslında… Silivri ile kendisini özdeşleştirdiğini ayrıca belirtmeye gerek yok sanıyorum…
Bu tartışma uzadıkça kulüpten, spordan ne kadar da uzaklaşıyor farkındasınız değil mi?
Ümit Kalko'nun sinirini kulüp başkanlığının sona ermesine değil şekli ile koşullarına yönelik yorumluyorum. Yoksa soyunduğu kulüp başkanlığını, başka alanlarda yapacaklarının yelpazesi daha genişken, zirvede bıraktığı için sevinmeli, hatta önümüzdeki süreç ile ilgili kurban bile kesebilir…
Işıklar özlediği huzura inşallah kavuşur… Zira Silivri'nin buna ziyadesiyle ihtiyacı var. Hani dua ederken istediğimizi söyler ama hayırlısıysa diye ekleriz ya… İstediği nereye kadar oldu tartışılır da hayırlısı çıksın inşallah…
Ve bundan sonraki süreçte Akgün Duru'nu soyunduğu görev ile ilgili Silivri adına hepimiz elimizden gelenin daha fazlasını yapmalıyız…