Kalp çarpıntısı, Ablasyon yöntemi ile tedavi ediliyor

Kalp çarpıntısı, Ablasyon yöntemi ile tedavi ediliyor

06.05.2017 13:18:01

Kalp atışlarının hızlanması, düzeninin bozulması veya nadiren yavaşlaması durumlarında hissedilen çarpıntı (ritim bozukluğu) şikayeti artık sadece yaşlılarda değil, çocuklarda ve hatta bebeklerde dahi görülüyor. Kalp çarpıntısının yakılarak veya dondurularak tedavi edilme yöntemi olan “ablasyon”, her yaştaki hastaya rahatlıkla uygulanabiliyor.

Stres, sağlıksız beslenme, hareketsizlik, fazla miktarda kafein içerikli içecekler tüketmek gibi sebeplerle ortaya çıkan kalp çarpıntısı, kalp hızının yüksek, düşük ya da düzensiz olduğu durumlarda kendisini gösteriyor. Genellikle kalp ritmiyle ilgili bir hastalığın ilk sinyalini veren çarpıntı, kimi zaman da ritim sorunları dışındaki yapısal kalp hastalıklarına işaret edebiliyor.
Özellikle yapısal kalp hastalığı olan hastalarda ortaya çıkan ritim problemlerinin hastanın hayatını tehdit ettiğini belirten İstanbul İli Silivri Medicalpark Hastanesinde görevli Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, “Kalp çarpıntısı, kişide şuur kaybına neden olur. Bazen de çarpıntıyla birlikte tansiyonda düşme, ciddi solunum sıkıntısı meydana geliyorsa, altta yatan başka bir kalp hastalığı olabilir ve bu durumun muhakkak araştırılması gerekir” dedi. Akçakoyun'un verdiği bilgilere göre, kalp ritminin yüksek hızda devam etmesi, kalbin kasılma fonksiyonunda ciddi sorunlara ve hatta kalp yetersizliğine dahi neden olabiliyor. Ayrıca kalbin kulakçık kısımlarından kaynaklanan, “atrial fibrilasyon” denilen ritim problemi, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi başka risk faktörlerinin de etkisiyle kalp içinde pıhtı oluşturarak felç geçirme dahil birçok soruna yol açabiliyor.
Kalp çarpıntısının tedavisinin, çarpıntıya sebep olan duruma göre değişebileceğini sözlerine ekleyen Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, “Kalp çarpıntısının tedavisinde, eğer hastanın altta yatan başka bir rahatsızlığı varsa bazen bu rahatsızlığı tedavi etmek, çarpıntı sorununu da ortan kaldırır. Ancak bazı hastalarda ilaçla veya elektrofizyolojik tedavi gibi daha ileri işlemler gerekmektedir” dedi. Akçakoyun, özellikle son yıllarda büyük gelişmeler gösteren ve çarpıntının türüne göre sorunu yüzde 70'den yüzde 95'e yakın bir başarıyla tedavi eden ablasyon yöntemiyle ilgili ise şunları söyledi: “Kalp çarpıntısı tedavisinde kullanılan yöntem olan ablasyon, temel olarak kalbin içerisinde ritim probleminin kaynaklandığı bölgenin ucu ısınan kateterler aracılığıyla uygulanır. Bazı hastalarda bu amaç için ucu eksi 70 dereceye kadar soğuyan kateterler de kullanılmaktadır. Tedavi için öncelikle kasıktan toplardamarlar veya çarpıntıya neden olan sorun eğer kalbin solundaysa, o zaman atardamar yoluyla kalbe çeşitli kateterler yardımıyla girilip çarpıntının tetiklenmesi sağlanır. Bu esnada alınan ölçümler ve manevralarla çarpıntının çıktığı bölgenin tespiti yapılır. Daha sonra bu bölge ısıtılarak veya dondurularak çarpıntının oluşma mekanizması ortadan kaldırılmaya çalışılır.”
Özellikle çarpıntısı sık ve hayati tehdit oluşturan, ilaç kullanmak istemeyen veya ilaçtan dolayı yan etki meydana gelen hastalarda, ablasyonun en etkili tedavi yöntemi olduğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, ablasyon işlemi sonrasında kişilerin kısa sürede sosyal hayatlarına döndüklerini de sözlerine ekledi.
Kalp çarpıntısı, son yıllarda çocuklarda ve hatta bebeklerde bile sıkça ortaya çıkabiliyor. Öyle ki, bebekler doğuştan kalp hastalıklarıyla dünyaya gelebiliyorlar. Özellikle hamilelik döneminde kullanılan zararlı maddelerin, bebeğin doğuştan kalp hastalığıyla dünyaya gelmesine sebep olabileceğini açıklayan Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, “Kalp çarpıntısı olan bebeklerde, solunum güçlüğü, emerken çabuk yorulma, ayak bileklerinde şişlik gibi belirtiler gözlemlenebilir.
Eğer çarpıntıya ritim bozukluğu neden oluyorsa, 5-6 yaşına kadar bebeklere ve çocuklara ilaç tedavisi, 6 yaşından sonra ise elektrofizyolojik çalışma ve ablasyon tedavisi uygulanabilmektedir. Çocuklarda bu işlem esnasında radyasyonun etkilerini azaltmak için elektroanatomik haritalama gibi radyasyonsuz tedavi yöntemleri kullanılmaktadır” diye konuştu.

Doç . Dr. Mustafa Akçakoyun

YORUM YAP