10 yıldır yapımı sürüncemede olan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü'nün restorasyonunun yapılan açıklamayla kısa bir süre içinde nihayete ereceği söylenmektedir. Silivri'de bulunan 32 gözlü köprü, Silivri Köprüsü yahut 2. Selim Köprüsü olarak da bilinen köprünün asıl ismi Tezkiretü'l Ebniye ve Tuhfetü'l Mimarin'de 1568'de inşa edilmiş Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü olarak geçmektedir. Farklı adlarla anılan köprünün asıl ismi bu olup diğer isimlerle anılması bir bilim olarak yapılan Sanat Tarihine uygun düşmemektedir. Bu köprünün de Büyükçekmece'deki Sultan Süleyman Köprüsü ile aynı adı taşımakta olduğu vakanüvislerce ortak bir kanıdır.
Silivri'de Silivri çayı üzerinde Osmanlı İmparatorluğunun iki eski başkenti olan İstanbul ve Edirne'yi birleştiren yol üzerindeki köprü, padişah ordularının Balkanlar'a geçiş güzergahı üzerinde bulunuyordu. Silivri yerleşimi o dönemde saray mensuplarınca sayfiye ve avcılık mekanı olarak da kullanılıyordu.
Silivri'nin yaklaşık 1 km. batısında Silivri çayı üzerinde Mimar Sinan'ın eseri olan köprünün kitabesi bulunmadığından inşa tarihi arşivde yer alan iki belgenin yardımıyla 1568 olarak tespit edilir. Bataklık araziyi geçen köprü 333 m. Uzunluğunda ve 32 gözlü inşa edilmiş, orta ayaklar fazla çıkıntı yapmadığından ince ve mükemmel bir perspektif sağlanmıştır. Böylelikle bütün gözleri bir arada görmek mümkündür. Mimar Sinan eserlerinde görülen abidevilik bu yapıda da görülmektedir. Köprünün çok uzun ve alçak olması sivri kemerin yerine burada basık kemerlerin tercih edilmesine yol açar. Kemer açıklıkları 7 m. ayak açıklıkları ise 3 m. civarındadır. Kemerlerin iç yüzeylerinde uzunca taşlara rastlanmaktadır. Malzeme olarak kısmen silislenmiş kaba bir kalker kullanılmıştır ve kaliteli taş işçiliği dikkati çekmektedir. Köprü inşaatında yerel malzemeden de yararlanılmıştır. Kalker taşları çevredeki ocaklardan temin edilmiştir.
Orta ayaklar bakımından diğerlerine hiç benzemeyen bir detay vardır bu köprüde. Bunun sebebi, köprünün diğer köprüler gibi yatağı belli bir su üzerinde kurulmayıp alçak bir vadide uzanması ve büyük su cereyanına maruz kalmamasıdır. Dolayısıyla burada orta ayağın ön ve arka kısımları hafif bir sivrilikle başlayıp hemen kısa bir mesafede köprü taşıyıcı duvarı yüzeyi ile kaynaşmaktadır. Köprüde uzun ölçüde korkuluk taşlarına rastlanmakta, bunların uzunluğu 2,6 metreyi bulmaktadır.
Köprünün 1606 yılında Mimar Dalgıç Ahmed Ağa tarafından tamir edildiği Topkapı sarayı müzesi arşivinde kayıtlıdır. Sahilde su baskınına uğrayan bataklık bölgesinde uzanan köprüden Evliya Çelebi'de söz etmiştir. Trakya'da tarihi ve topografik şartlara bağlı olarak çok sayıda köprü inşa edilmiş, XV. Yüzyılın ilk yarısından itibaren gittikçe geliştirilen köprü mimarisi Mimar Sinan'ın abidevi karakterdeki eserleriyle en parlak noktasına ulaşmıştır. Silivri'deki köprünün de bu gelişme içinde önemli bir yeri vardır. Buna rağmen şimdiye kadar esere gereken önem verilmiştir. Uzun yıllar harap durumda bırakılan köprü, Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından 1984'te korkulukları çimento ile yapılarak ve uçtaki gözleri tahrip edilerek onarılmıştır. Ayrıca deniz yönünde köprünün önü parsellenmiş ve evler yapılmıştır.