'Kapalı Gişe'

'Kapalı Gişe'

13.04.2016 10:59:44

Kaan Müjdeci, 35 yaşında bir yönetmen. 2014 yapımı ilk filmi “Sivas”; Venedik Uluslarası Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'nü, Antalya Altın Portakal'da Jüri Özel Ödülü'nü ve Abu Dabi Film Festivali'nde En İyi Senaryo Ödülü'nü kazandı. Aynı zamanda Türkiye'nin Oscar Aday Adayı filmi olmuştu.
Film, 11 yaşında bir çocuğun yaşadığı Sivas'ta köpek dövüşlerinde kaybeden ve yaralı bir halde bırakılan Kangal köpeğiyle gelişen arkadaşlığını, bu arkadaşlık çerçevesinde de bölgedeki hayatı; çocuk gözüyle anlatmaktaydı.
Kaan Müjdeci, bu sıralar yeni bir belgeselin heyecanını taşıyor. Belgeselin kısa adı “Kapalı Gişe”. Ancak uzun adı, birilerini ciddi anlamda rahatsız edeceğe benziyor: Kapalı Gişe – Türkiye Sinemasında Dağıtım Krizi.
İsminden de anlaşılacağı üzere, sinema sektörünün en büyük paydaşı olan dağıtımcılara odaklı bir belgesel bu. Sivas'ta çocuğun gözüne inebilen Kaan Müjdeci, bu filmde de sinemacıların gözüne iniyor. O mercekten, tamamen yaşanmış olayları belgesel formatında; sektöre ciddi bir eleştiri getireceği su götürmez bir üslupla aktarıyor.
Basit bir örnek, doğrudan belgeselden:
“Star Wars'un son filmi, Amerika'daki tüm sinemalarının % 10'unda vizyona girerken Düğün Dernek 2 Türkiye sinemalarının % 60'ında gösterimdeydi”

Çarpıcı bir karşılaştırma değil mi?
Sinema, edebiyat, televizyon gibi sektörler sanatsal kaygılar güden eserlerin her zaman azınlıkta bırakıldığı alanlar olmaya başladı son dönemde. Bu bağlamda, sinemacıların sesine kulak vermekte fayda var.
Nasıl ki, bir dönem “Yerli dizi yersiz uzun” mottosuyla yürüyüşler yapan televizyon emekçileri ‘ekmek kaygısıyla' tehdit edilerek ciddi anlamda susturulduysa; Devlet Tiyatroları'nın emekçileri benzeri kaygılarla sindirilmeye çalışılıyorsa, bu yolun sonu daha çok su kaynatacağa benziyor.

Yılan henüz size dokunmadı diye, yaşamasını devam ettirmesinde sorun görmüyor olsanız bile; ses çıkaranların sesine yankı olmakta fayda görmelisiniz diye düşünüyorum. “Kapalı Gişe: Türkiye Sinemasında Dağıtım Krizi” belgeselini öksüz bırakmayalım…

YORUM YAP