Rumeli Üniversitesinde düzenlenen, “Türkiye'de Kadın Girişimciliği” panelinin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof.Dr. Mustafa Kara, “Kalkınmış veya kalkınma yolunda ilerlemiş toplumlara baktığımız zaman kadının fonksiyonunun çok fazla olduğunu görürüz. Kalkınmışlıkla o toplumdaki kadının yeri doğru orantılı. Gerçekten iyi ki varlar” dedi.
İstanbul Rumeli Üniversitesinde ülkemizde kadın girişimciliği ele alındı.
KARA: KADININ OLMADIĞI YERDE BEREKET DE OLMAZ
İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kara, “Türkiye'de Kadın Girişimciliği” paneli selamlama konuşmasında şu sözlerine yer verdi: “Panelimize hoş geldiniz. Bugün söz kadınlarımızın. “Kadının olmadığı yerde, bereket de olmaz” derdi büyüklerimiz. Tarihimize baktığımız zaman askerin, oğlunun, eşinin arkasında ve savaşta, iyi günde, kötü günde her zaman yanımızda yer alan kadınlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyorum. İyi ki varlar.
“KALKINMIŞLIKLA TOPLUMDAKİ KADININ YERİ DOĞRU ORANTILI”
Konumuz; Türkiye'de kadın girişimciliği. Kalkınmış veya kalkınma yolunda ilerlemiş toplumlara baktığımız zaman kadının fonksiyonunun çok fazla olduğunu görürüz. Kalkınmışlıkla o toplumdaki kadının yeri doğru orantılı. Gerçekten iyi ki varlar.
“EĞER BİR TOPLUMDA KADININ YERİ YOKSA, O TOPLUM GERİ KALMIŞTIR”
Eğer bir toplumda kadının yeri yoksa, kadın ikinci plana atılmışsa göreceksiniz o toplum geri kalmıştır.
“KADIN ÖZEL SEKTÖRDE DE, KAMUDA DA, SİYASETTE DE BAŞARILI”
Son zamanlarda özel sektörde, kamuda, siyasette kadınlarımızın ne kadar başarılı olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Önemli bir ivme kazandılar.
“ONUR VE GURUR VERİYOR”
Kaldı ki geçmişimizde de çok önemli bir yere sahip. Kalkınmış olarak nitelendirdiğimiz Avrupa toplumundan önce kadına seçme ve seçilme hakkı, kimlik ve değer verilmiş. Öyle bir toplumda ve bu ülkede yaşamış olmak bana her zaman onur ve gurur veriyor.
GİRİŞİMCİLİK NEDİR?
Girişimcilik çok farklı ve ayrıcalıklı bir olay. Girişimci herkes olamaz ama dünyaya baktığımız zaman Türk girişimcilerimiz çok büyük ivme kazandı. Çok önemli bir yere sahip olduğunu görürsünüz. Peki girişimci nedir? Konuyu kadınları ön planda değerlendireceğim. Girişimci, yaratıcıdır. Yoktan var eden değil, aktif olmayanı görüp işleten kişidir. İnsan çalıştıran kişidir. İnsanlara emek verilip, satın alınıp yaşama hakkı veren kişidir. İstihdam yaratan kişidir. Girişimci, yaratıcı, maceracı, belki buna katılmazsınız ama öğrenme hastasıdır. Her şeyi öğrenmek ister ve fırsatçıdır. Bu cümleyi yanlış olarak düşünüyor olabilirsiniz çünkü bizde fırsatçılık çok farklı olarak değerlendiriliyor. Girişimci, fırsatları gören, değerlendiren, ticarileştiren, topluma kazandırandır.
Çok kısa bir anekdottan bahsedeyim. Bolu otoyolu üzerinde Akyarlar diye bir yer var. Bir gün Abant Üniversitesi'ne bir misafir geldi. Rektörümüz bizleri de davet etti. Fransa'dan gelen misafiri beraber ağırladık. O misafir Bolu'dan İzmir'e, İzmir'den Yunanistan'a, Yunanistan'dan Fransa'ya geçmiş. Bolu'ya geliyor. Babası Akyarlar'dan bahsetmiş. Orada suyun boşuna aktığını görüyor ve Belediyeye diyor ki, “Bu suyu boşa akıtmayın, bana verin ben işleyeyim.” Bir günlük getirisiyle bir yıllık kirasını ödeyecek şekilde orayı kiraladı. Akmina adını veriyor. Fazla maliyeti olmayan bir tesis kuruyor. O tesiste müdür ve çalışanlar Türk. Adam senede bir kez ya geliyor, ya gelmiyor. Orada bir akar, katma değer var. O katma değer o kişinin cebine giriyor. Mudurnu'ya gidiyor Mudurnu Süt Kooperatifi var, dünyanın en kaliteli yerli ırk hayvanlarından elde edilen sütten peynir, yoğurt yapılıyor. Onu da satın alıyor. Akmina yoğurtlarını yapıyor. Bu insan İzmir'den Yunanistan'a gittiği zaman orada I. Dünya Savaşı zamanında çok fazla ölümler var. Türkiye'de öğrenmiş olduğu yoğurdu, küçük küçük kaselere yapıyor ve bunu ilaç gibi orada satıyor. Yoğurt böylece Avrupa'ya da geçmiş oluyor. Fransa'nın bugün en büyük süt ürünlerinden bir tanesi. Fırsattan kast ettiğimiz herkesin göremediğini gören, yapamadığını yapan vizyon sahibi ve özgüveni olan kişilerdir.” Sevginar Sali