Karakaş: 16 Nisan milli bir uyanışın miladı olacak

Karakaş: 16 Nisan milli bir uyanışın miladı olacak

06.04.2017 13:31:09

AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi 3. Bölge Teşkilat Başkanı Metin Karakaş, Cumhurbaşkanlığı Sistemi Halk Oylaması çalışması kapsamında Eski Sanayi Sitesi esnafıyla bir araya geldi. Muhalefetin kafa karıştırıcı beyanlarından dolayı bazı maddelere tereddütle yaklaşıldığını ifade eden Karakaş, vatandaşın anayasa değişikliği referandumu hakkında merak ettiği sorularını yanıtladı.

16 Nisan referandum mesaisine dün sabah saat 10.00'da start veren AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi 3. Bölge Teşkilat Başkanı Metin Karakaş'a İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Şahabettin Hayta, Piri Mehmet Paşa Mahalle Başkanı Firdevs Sargın, önceki dönem İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Bilgehan Özkaya ve teşkilat mensupları eşlik etti. Tadında Unlu Mamulleri pastanesinde gerçekleştirilen toplantıda Eski Sanayi Sitesi esnafına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelini anlatan Karakaş, “ Ne olur 16 Nisan'ı yeniden diriliş, Mustafa Kemal Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi olarak düşünün” diyerek yaklaşan halk oylamasında esnaftan Evet oyu vermeleri için destek istedi.

“ATATÜRK'ÜN ANAYASASI OLARAK KALMADI”
Kararsız seçmeni ikna eden tarafın kazanacağının konuşulduğu bugünlerde gece gündüz halkı doğru bilinçlendirmek adına mesai harcayan Metin Karakaş, yeni anayasa teklifi hakkında şunları söyledi: “16 Nisan'da halk oylamamız var. Adı da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Halk oylaması önemli bir kavramdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeli Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş iradesinin bir yansımasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, dört tane anayasa yapmıştır. İkisi savaş, diğer ikisi de darbe ortamında yapılmıştır. Bugüne kadar normal bir ortamda anayasa yapılamamıştır. Lütfen araştırın, bunların içerisinde en sivil, halkın kendisini bulduğu ve gerçekten ciddi anlamda Türkiye Cumhuriyeti'nin milli ve manevi değerlerine hitap eden anayasa Atatürk'ün yapmış olduğu kurucu anayasadır. O anayasa üzerinde devam etseydi bugün Türkiye Cumhuriyeti çok farklı yerlerde olacaktı. 1937'de İsmet İnönü'yü Başbakanlıktan görevden aldığında küslerdi. Hatta İnönü, Atatürk'ün cenazesine dahi gitmemiştir. Arkasından ortaya koymuş olduğu uygulamalarla o değerler maalesef yok olmuş ve her darbe döneminde de Türkiye Cumhuriyeti ile millet arasına setler kurulmuştur.

“KOALİSYON HÜKÜMETLERİ TÜRKİYE'Yİ KAOSUN KUCAĞINA İTTİ”
Sivil anayasa yapmak isteyen insanları ya siyaseten bertaraf etmişler ya faili meçhul cinayetlere kurban etmişler yahut da Menderes örneğinde olduğu gibi düzmece mahkemelerle asmışlardır. Bugün Menderes'i asan mahkeme heyetini hiç kimse hatırlamıyor ama Menderes nesillerce anılacak bir insandır. Milletin hislerine tercüman olmuş, yönetim tarzına da milli iradeyi koymuştur. Aynı şekilde rahmetli Özal, Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, Bülent Ecevit de bu anlamda düzmece olaylara maruz kalmıştır. Yakın tarihte bunlara çokça şahit olduk. İşte sadece 18 maddeden oluşan ve Cumhurbaşkanını artık halk seçecek dediğimiz bir meseleyi 16 Nisan'da oylayacağız. Yakın tarihimize baktığımızda birbirleriyle uyum sağlamayan insanların Türkiye'yi kaosa götürdüklerine şahit oluyoruz. En bariz örnek, Bülent Ecevit ve Ahmet Necdet Sezer meselesidir. Birbirlerine anayasa kitapçığını fırlattılar ve muazzam derecede kaos oluştu. Aynı şekilde Süleyman Demirel ile Erbakan, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller olayları… Bunlar 1994 krizleri. Mesut Yılmaz ve Turgut Özal olayı. Az önce söyledim Atatürk ve İnönü olayı. Yakın tarihi incelediğimizde bu tür olayları çok net bir şekilde gördük. Hamdolsun AK Parti hükümeti dönemlerinde bu krizler çok fazla yaşanmadı.

“CUMHURİYET KIYAMETE KADAR YAŞAYACAK”
Bakın 16 Nisan'da oylanacak sistem modelinin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. Bazıları başka şeyler söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetim biçimi Cumhuriyettir. Bunda zerre kadar kimsenin şüphesi yok. 1923'te alınan karar bugüne kadar uygulanmıştır, kıyamete kadar da uygulanmaya devam edecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeli 2023 hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaşabilmemiz ve az önce söylediğim kaosların oluşmaması içindir.

“BUNDAN SONRA CUMHURBAŞKANINI HALKIMIZ SEÇECEK”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeli içinde çok önemli erkler ayrılığı var. Nedir erkler ayrılığı? Meclis yasamadadır, Cumhurbaşkanı ve hükümeti ile birlikte de yürütmededir. Yasama yani milletvekili hiçbir şekilde yürütmenin içerisinde yer alamaz. Bu, milletvekili seçilen kişi Bakan ya da Cumhurbaşkanı olamaz demektir. 1963 yılına kadar belediye başkanları bugünkü sistemdeki gibi seçilmiyordu. Halk meclis üyesi seçiyordu. İlk meclis toplantısında içlerinden birini seçerek Başkan olarak öneriyorlardı sonra Kaymakam ve Valiye onaylatarak bu bizim Belediye Başkanımız diyorlardı. 1963 yılına kadar Belediye Başkanlarını millet seçmemiştir. 1963 yılında bu işte bir terslik olduğunu düşünerek Belediye Başkanını ayrı Meclisi ayrı seçmeye karar veriyorlar. Aynı tartışmalar o süreçte de yaşanıyor. “Bir adamı Belediye Başkanı yapacaksınız, birçok yetkiyi vereceksiniz, ya bu adam ilçesini satarsa, ya bu adam hizmet etmezse?” diyorlar. Aynı bugünkü gibi gücü bir kişiye veriyoruz diye serzenişlerde bulunuyorlar. Bakın biz bugün aslanlar gibi Belediye Başkanlarını seçiyoruz ama şuraya seçim olsa da bir Belediye Başkanı gelse kimse, “Başkan Yardımcısı, Fen İşleri Müdürü, İmar Müdürü olarak kimi atayacaksın?” diye sormaz. Vatandaş, “Kardeşim bana ne hizmet edeceksin, projelerini söyle ona göre oy vereceğim, ekibini güçlü kur, 5 yıl sonra huzuruma hakem olarak geldiğinde ben seni ona göre değerlendireceğim” diyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeli de aynı. Tayyip Erdoğan veya bir başka arkadaş, kim seçilecekse seçilsin, bana ne yardımcısını kim yapacaksa yapsın, kimi Bakan yapacaksa yapsın, ben millet olarak Cumhurbaşkanını tanırım. Niye? Ben ona oy vereceğim. Eğer yapamıyorsa 5 yıl içerisinde yine karşıma gelecek, oyumu vermem, başka birini seçerim.

“FESİH YETKİSİ, YENİ SİSTEMDE SEÇİMLERİN KARŞILIKLI OLARAK YENİLENMESİ YOLUYLA GERÇEKLEŞEBİLECEKTİR”
Kafaları karıştıran fesih yetkisinden söz etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimi yenileme kararı verirse, iki seçim aynı anda gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı seçim kararı alabiliyor. Aynı şekilde meclis de beşte üç çoğunlukla seçim kararı alabiliyor. İki seçim birlikte yapılıyor. Bu düzenleme esasen uzlaşma ve uyum getiriyor. Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa kendi süresini de kısaltmış oluyor. Birlikte erken seçim, sistem krizini önlüyor ve uzlaşma arayışının güvencesi oluyor. Hakem olarak bu anlamda milleti adres gösteriyorlar.

“GEÇMİŞTE ÖYLE ŞİMDİ BÖYLE”
Milletvekili seçilme yaşını 18'e indiren düzenlemeye karşı çıkanlar oldu. Sanki bütün meclis 18 yaşındaki gençlerden oluşacakmış gibi. Şu anda ne meclis üyesi ne de milletvekili olarak 25 yaşından küçük kimseyi seçemiyoruz. Çok ilginç yeni anayasada 18 yaşındaki gençlere seçilme hakkı tanınmasına tepki gösteren CHP'nin seçilme yaşının 18'e düşürülmesi için teklif verdiği ortaya çıktı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, seçilme yaşının 18'e indirilmesi konusunda TBMM'ye kanun teklifi vermiş. CHP Grubu Başkanlığı'nın onayladığı teklifte seçilme yaşının 18'e indirilmesi şöyle gerekçelendiriliyor: “Gençlerin milletvekili seçilmesinden endişe duymak veya gençleri bunun için yeterli görmemek yanlış bir kanıdır. Bu girişimle gençlerin siyasi katılımını güçlendirmek ve onları erken yaşlarda demokratik karar sürecine dahil etmek amaçlanmaktadır. Gençlerimizin seçmen yaşının düşürülmesine sıcak baktığı ve seçimlerle beklenenin aksine yakından ilgilendiği aşikardır. Seçme yaşının düşürülmesinin aynı zamanda gençlerde sorumluluk duygusunun gelişimine olumlu katkılarının olacağı da özellikle göz önünde bulundurulmalıdır. Geleceğin siyasetçilerinin kendileri içinden çıkmasını da sağlayacağı için siyasetle daha erken tanışmaları gençlerimiz açısından yararlı olacaktır. Gençlerin ve toplumun tüm kesimlerinin siyasal hayata katılımına da katkı sağlayacaktır.” İşte sırf bunu Tayyip Erdoğan ve kararı Evet olan insanlar söylüyor diye bugün karşı çıkıyorlar.

“TERÖR ÖRGÜTLERİ HAYIR İÇİN ÇALIŞIYOR”
Birçok seçim yaşadık ancak ilk defa Avrupa, Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre, ne kadar terör örgütü varsa hepsi bu işin içine dahil oldu. Arkadaş sana ne ya? Bu referandum senin ülkende mi oluyor? Sen orada terör örgütlerine miting yaptırıyorsun! Bizim bakanı sokmuyorsun, Türkler bir araya gelip sohbet yapacağı zaman esnafın dükkanını kilitlemeye çalışıyorsun. Kendince farklı şekillerle bu işi bertaraf etmeye çalışıyorsun. Hani demokrasi? Hani özgürlük? Arkadaşlar bunu siyasi parti seçimi olarak algılamayın. Bu bir bilek güreşi. Bu bilek güreşinde bir tarafta Evet, diğer tarafta Hayır eli var. Birbirlerini yenmeye çalışıyorlar. Evet'in elini devirtmemek için millet her şeyiyle arkasında duruyor, diğer tarafta Hayır oyunu savunan milli ve manevi değerlerine sahip çıkan bir millet var ama devrilmesin diye elinden tutan Avrupa, Hollanda, Belçika, bir öteye daha götürüyorum; PYD, PKK, FETÖ bir sürü terör örgütleri var. Bu el devrilmesin diye bunlar niye destek oluyor? Sen hakikaten düzgün bir adamsın, milli ve manevi değerlerinden, şu bayrağın altında, bu toprakların üzerinde yaşamandan zerre kadar şüphem yok ama şu Hayır oyunun kimleri beslediğine, kimlerin değirmenine su taşıdığına bir kez daha dikkat eder misin? Rahmetli Erbakan'ın sevdiğim bir sözü var; “Aynı milletin çocukları arasında görüş farklılıkları, fikir farklılıkları olabilir, fakat bu hiçbir zaman ithamcılığın, bölücülüğün sebebi olmamalıdır” demiştir. Karşımızda terör örgütü varsa en sert şekilde tepkimizi gösteririz ama farkında olmadan bunlara Hayır oyu ile alet olacak arkadaşları da uyarmak bizim asli görevimizdir.

“2023 HEDEFLERİ İÇİN TARİHİ BİR EŞİKTEYİZ”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeli ile Türkiye Cumhuriyeti 2023 hedeflerine hızla gidecektir. Sayın Erdoğan, Suriye'ye yönelik başlatılan, “Fırat Kalkanı harekatının birinci etabını bitirdik, bundan sonra da olacak tabi. Yeni harekatların hazırlıklarını yapıyoruz, yeni isimler vereceğiz" dedi. Eskiden dağa taşa bomba atardık, şimdi terörü bataklığında kurutuyoruz. Kendi savunma sanayi sistemimizle muazzam işler yapmaya başladık. Bunun için 16 Nisan'ı aynı zamanda milli seferlik zaman dilimi olarak bilin. Ne olur 16 Nisan'ı yeniden diriliş, Mustafa Kemal Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi olarak düşünün. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözü 16 Nisan'da tecelli edecek çünkü 16 Nisan'dan sonra kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve Milletvekilleri ile egemenliğin tek meşru kaynağı güçlenecek.”

BÖLGE ESNAFINI DOLAŞTI
Esnafın görüşlerini dinlemeye ve sorularını cevaplamaya uzun bir süre ayıran Karakaş, programını Piri Paşa Mahallesi, Eski Sanayi bölgesinde hizmet veren esnafları işyerlerinde ziyaret ederek devam ettirdi. Daha güçlü bir Türkiye için Evet kampanyası yürüten Karakaş, hayırlı işler dileğinde bulunduğu esnaflarla referanduma dair sohbetler de yaptı.

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP