Ak Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş, il kongresine sayılı
günler kala ve Gülay Dalyan'ın başını çektiği ‘protokol krizi'nin ardından dün
basın mensuplarının karşısına çıktı.
Hassas bir sürecin ardından ve daha hassasının öncesinde
Karakaş'ın yaptığı iş cesaret ister. Siyasi yelpazesinde bu duygunun eksik
olmadığını gösterdi. Haberin ses kaydını dinlemeden önce resimlerine bir göz
attım. Hüseyin Kapısız'ı Karakaş'ın yanında görmek dikkatimi çekti. Ekip
arkadaşlarını büyük bir nezaket içerisinde tanıtan Karakaş, dava arkadaşlarına
övgü dolu sözler sarf etmeyi ihmal etmiyor. Kapısız ile ilgili ‘belediye başkan
aday adayı' hatırlatmasına da ‘basının ….' sı demekle yetiniyor. İçinden
muhtemelen ‘uydurması' geçerken, ağzı ‘ yakıştırması' diyor. Dediği şeyin
Kapısız'ı kıracağını anında fark ederek, ‘ona her şey yakışır' diye de eklemeyi
ihmal etmiyor. Yakışır mı, yakışmaz mı onu şahsen çok iyi bilmiyorum ama
yakıştıranlar olduğu kesin.
Neyse gelelim Karakaş'ın değerlendirmelerine… Genel siyaset
değerlendirmelerinin Silivri'de değer görmeyeceği yönündeki fikri kabul edişini
yadırgadım. Genel siyaset ile ilgili değerlendirmeler ne CHP ne de MHP'nin
basın toplantılarında eksik olmazken, iktidar temsilcisi tarafından yapılması
ile ilgili eleştiri karşısında Karakaş'ın geri adım atışını doğru bulmadım.
İzlediği taktiğin arkasında daha kararlı bir şekilde durmalıydı. "Genel siyaset
ile ilgili değerlendirmelerinizi kimse okumaz” düşüncesine hemen hak vermesi
şaşırtıcı geldi. Böyle düşünüyorsa neden genel siyasi değerlendirmeleri basın
toplantılarının ilk başlığı yaptı?
İBB, Özel İdare ve Hükümet destekli yatırımlar her zamanki
gibi Karakaş'ın basın toplantılarında en rahat aktaracağı konular arasında
yerini aldı. Hükümet temsilcisi olarak bölgemize yapılan her çalışma ve
yatırımdan pay çıkartması hem haklı hem de gerçeği yansıtan bir durum adeta.
Karakaş, Işıklar'ın son basın toplantısında sarf ettiği
yorum ve ifade ettiği görüşlere de değinmeyi ihmal etmedi. Işıklar'ın, "Aşısını
kendi ellerimle yaptıracağım” ifadelerine oldukça içerlediği anlaşılıyor ses
tonundan, konuşma tarzından ve düşüncelerini toparlayamayışından. "Silivri ona
2014'te gerekli aşıyı yapacak. Onun seviyesine düşmem” diyen Karakaş, sitem ve
eleştirilerini oldukça ilerletip, "Tabutunu taşıyacak 4 dost bıraksın
kendisine. Karanlıkta herkese göz kırpıyor. Yörüngesini kaybetmiş rüzgar gülü
gibi adeta” dedi.
Yerel iktidarın prestijli yol çalışma ve meydan
düzenlemelerine ilişkin eleştirilerini muhalefetin yenilemesi artık bir klasik
haline geldi. Karakaş'ın Işıklar'a yönelik "pişkin”, "aymaz” ve "beceriksiz”
benzetmeleri yine eksik olmadı. Ve yeni bir durum tespiti geldi ana muhalefet
liderinden; "Işıklar, Silivri'yi uyutuyor” dedi. Ne yakın geçmiş ne de yakın
bir gelecekte ciddi ve somut bir projenin gündemde olmadığı iddiasıyla
eleştirilerini sürdürdü.
Karakaş, yine Ayhan Otlatıcı'nın kulaklarını isim
vermeksizin çınlatarak; KİPTAŞ 2 ve İSKİ'nin taşınacağı binanın iskanının bilinçli
olarak verilmediğini iddia etti.
Kale Park ve Murat Çeşme ile ilgili de eleştirileri var
Karakaş'ın. Nahoş olaylardan söz ediyor. Murat Çeşme ile ilgili bazı şeyler
duyuyordum da Kale Park Belediye Sosyal Tesisi olarak hizmet veriyor bu tarz
olaylara müsaade edilmemesi gerektiği konusunda herkes hemfikirdir. Herhangi
bir sıkıntı ben duymadım ama varsa da gerekli önlemler mutlaka alınmalı.
Gülay Dalyan mevzusuna değinmek istiyorum son olarak;
"Yürüyüşü Silivri Belediyesi düzenlemiyor. Milletvekiline çek git deme hakkı
yok” diyor Karakaş. Silivri Belediyesi bile düzenlese böyle bir hakkı yok
bence. Kimsenin kimseyi kovmak gibi bir lüksü yok aslına bakarsanız söz konusu
etkinlikten. Buna kimin hakkı olup olmadığını tartışacak kadar seviyemiz
düştüyse zaten konuşmaya gerek yok. Dalyan'ın iyi bir sporcu olduğunu söylerken
Karakaş, gerçek düşüncelerini ifade ediyor. Yani milletvekilinin tutum ve
tavrına destek veriyor. Duygusal tavrı bu, yani gerçekte hissettiği.
"Belediye başkanımıza kimseyi sövdürmeyiz de dövdürtmeyiz
de” derken ise olması gerekeni dile gelip mantığı söylüyor Karakaş'ın. Ve
ekliyor " O yeter ki kendi adamlarına kendine sövdürmesin” Yılmaz Kandemir
göndermesi yapması kaçınılmazdı zaten!
Işıklar'ın yurt dışı gezilerine imalı göndermeler, Kazakistan'da
ibadet ederken çekilen ve sosyal paylaşım sitesinde görülen resimleri üzerine
şaka ve abartıyla karışık değerlendirmeyi yazmaya değer bulmuyorum. Eminim
bunları Karakaş da okumak istemez tekrar tekrar her ne kadar kendisi söylemiş
olsa da. Ve Karakaş'ın Işıklar'a en sert vuruşu Atatürk çelenk koyma yasağı
üzerinden geliyor; "Korkusundan İstiklal Marşı'nı okutamayan kişiden
Atatürkçülük dersi almam” sözleriyle. Ak Parti ve özellikle ilçe başkanı çok
hırslanmış. "Silivri Belediyesi'ni bağırta bağırta alacağız, Ak Parti bayrağını
dikeceğiz” sözleri epey yorum götürür.