Spora siyaseti karıştırmayın, sporda siyaset olmaz diye hep söylenir ama spor ve siyaset birbirinden beslenen ayrılmaz ikilidir… Spor siyasetin etki alanında yol almaya çalışırken siyaset sporu arka bahçesi olarak görüyor. Bu arada kaybeden, zarar gören genellikle spor tarafı oluyor. Spor da ilçemin lokomotifi Silivrispor’daki gelişmeler son derece olumlu olup beklentileri karşılarken, birlikteki havuzun deliği de gün geçtikçe artmakta.
Yıllarca ilçemin sporuna bunca destek veren Karakaş’lar yeni sezonda Kavaklıspor’a el atacağının duyumunu aldım. Hayırlısı olsun. Tabii ki Kavaklıspor’a bu el atma işi haziran seçimlerinden alınacak sonuçlarla da yakinen alakalıymış…
Unutmadan benim derdim TFF başkanlığına oynamak değil, asıl derdim ilçemin sporunun İstanbul Kulüplerine ezdirilmemesinden yanadır. Birilerinin İstanbul’u yönettiğini sanmasının aksine kendilerinden daha çok hem Silivri’yi hem de İstanbul’u iyi şekilde yönettiğimin bilinmesini isterim. Derdim Ankara olsaydı ona göre çalışmalarım olurdu. Derdim Silivri ve İstanbul’dur. Elimdeki maddi güçle değil de adamlığımla işimi kendim çözebilirim. Anlayana…
Tercihlerin ayrışmaları tetiklediği siyasi hesaplaşmaların etkili olduğu kararların yansımaları şunun şurasında bir ay sonra net olarak ortaya çıkacaktır. Spor camiasına atılan veya atılacak olan kazık ve kazıkların ebatları o zaman öğrenilecek. Herkesin en iyi dileklerle kutladığı yeni umutlar beslediği 2011’in beş ayını baz alarak keşkeleriniz var mı? Varsa nelerdir? diye bir sorulsa, filmi geri sarma mümkün olsa telafi etme şansı verilse kimler neler yapardı, kim nerde olurdu acaba???
Silivri’de spor çok etkili bir yolda ilerliyor. Gücü elinde bulunduranlar tavşana kaç tazıya tut diyor, basına ayar verince susturunca her şeyin düzeleceğini sanıyor ama oyun daha yeni başlıyor. Herkes kendi sahasına geçsin bakalım!!! Oyun daha yeni başlıyor…
Devamı 18 Mayıs 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde
