Atatürkçü Düşünce Derneği Silivri Şube Başkanı Av. Nilgün Karataş, Küpe FM'de yayınlanan 17 Temmuz 2020 tarihli Sabah Haberleri programına konuk oldu.
2020 yılı Şubat ayında gerçekleştirilen genel kurul toplantısında ADD Şube Başkanlığı görevini devralan Karataş, pandemi süreci nedeniyle İç İşleri Bakanlığının kararı gereği toplantı ve faaliyetlerinin durdurulduğunu Haziran ayı itibariyle aktif hale geldiklerini paylaştı.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ NEDEN KURULDU?
Program sunucusu Turhan Alyakut ve Karataş arasındaki sohbet şöyle sürdü:
Turhan ALYAKUT: Atatürkçü Düşünce Derneği ne amaçla kuruldu?
Nilgün KARATAŞ: Biz bir düşünce derneğiyiz. 19 Mayıs 1989 yılı tarihinde kurulduk. Kurucular Kurulu tarafından kurulan, neden Atatürkçü Düşünce Derneği kurulduğuna dair bir yazı var. Bunu okumak istiyorum;
“Atatürk'ün bedensel varlığının artık aramızda bulunmamasından cesaret alan içteki ve dıştaki kimi olumsuz güçler, O'nun yeni Türk Devletini yaratma doğrultusunda ilk adımı attığı 19 Mayıs 1919'un üzerinden tam 70 yılın geçtiği bu günlerde, Atatürk devrim ve ilkelerine karşı, açık ya da kapalı saldırılarını doruğa ulaştırmış bulunmaktadır. Bundan daha kötüsü, plânlı ve sinsi bir çalışma ile, o devrim ve ilkeleri gelecekte yok etmek çabası içindeler.
Oysa Atatürk;
Sadece “bağımsızlığı tümüyle tehlikeye düşmüş Türk Ulusunu ve yurdunu emperyalist güçlerin işgalinden kurtaran bir büyük asker “değildir.
O, bunun çok daha ötesinde, örneğin siyasal, kültürel ve ekonomik alanlar başta olmak üzere, her alanda bağımsızlığımızı yok edici ya da kısıtlayıcı olumsuz bağları koparan;
Ulusal egemenliği gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran;
Kişisel inançlara dokunmayarak, toplumumuzu Ortaçağ zihniyetinden ve şeriattan kaynaklanan “nakil”e dayalı kurum ve kurallardan kurtarıp, sürekli biçimde çağdaş ve uygar bir ulus olmanın ve böyle kalmanın yollarını gösteren , “akıl”a dayalı lâik düşünce, lâik hukuk ve lâik öğretim sistemlerini toplum yaşamında egemen kılan;
Tüm özgürlüklerin ve insan haklarının sosyal Hukuk Devletinin ve çoğulcu demokrasinin yolunu açan;
Yüzyıllarca ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüş Türk kadınını gerçek yerine yükseltip, eşit haklara ve eşit onura sahip insan ve yurttaş yaparak, yapay eşitsizlikleri kaldıran;
İçten ve dıştan kaynaklanan her tür sömürüye karşı çıkarak, halkın yalnız siyasal değil, ekonomik ve sosyal alanda da gerçek efendi durumuna gelmesini ve tüm yurttaşların gönencini devletin varlık nedeni ve amacı sayan;
Ulusal ekonominin girişimcilerin keyfine, yalnız kâr ve rekabet mekanizmasına göre başıboş biçimde işlemesine değil, toplumun ve tüm yurttaşların gereksinimlerini karşılayacak biçimde devlet tarafından yönlendirilmesini ilke olarak benimsemiş ve benimsetmiş olan;
Yurdumuzun yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden, Türkiye halkının yararlanmasını benimseyen ve kabul ettiren;
Misak-ı Millî sınırları içinde “Türk'üm” diyen herkesin Türk olduğu ölçütünü getirerek, ırkçılığı reddedip; yapıcı, olumlu ve çağdaş Türk Ulusalcılığını yaratarak, onu devletimizin temel ilkelerinden biri yapan;
Her yurttaşın eğitimden, bilimden ve sanattan payını almasını, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür kuşaklar”ın yetiştirilmesini devletin başta gelen görevi yapan;
Kültür emperyalizminden kurtulabilmemiz ve eğitimin yaygınlaştırılabilmesi için yeni Türk harflerini kabul etmenin yanında Türk dilinin arındırılması ve zenginleştirilmesini büyük bir toplumsal görev sayan;
Türk Ulusunun tarihini, çağdaş insan kökenine bağlayan;
“Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesi ile devlet yaşamında ve uluslararası ilişkilerde kaba kuvveti, ırkçılığı, saldırı savaşını mahkûm eden;
Dış politikada “Dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olma” ölçütünü ve “karşılıklılık kuralını” vazgeçilmez ilke yapan;
Bütün ulusların insanlık ailesinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, insanlığın bütünleşmesi düşüncesinin tohumlarını atan Çağdaş Devlet Kurucusudur.
Bu durum karşısında Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunlarımızın çözümlenmesinde ışık tutucu niteliğe ve yaratıcı güce sahip olduğuna inananlar, “Atatürkçü Düşünce Derneği”ni kurarak, O'nun devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunma ve onlara bekçilik yapma zorunluluğunu duymuşlardır.”
“KAMU YARARINA ÇALIŞAN VE GELİRİNİ KAMUYA HARCAMAK ZORUNDA OLAN BİR DERNEĞİZ”
Biz Atatürkçü Düşünce Derneğiyiz. Derneğimiz kamu yararına kurulmuş. Kamu yararı sıfatını taşıyan ender derneklerden biriyiz. Gelirimizin yüzde 51'ini kamu yararına harcamak ve çalışmak zorundayız.
“GELİRİMİZİ ÜYELERİMİZ
VE ATATÜRKÇÜ DOSTLARIMIZIN BAĞIŞLARINDAN
ELDE EDİYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Geliri nereden elde ediyor ve nasıl harcıyorsunuz?
Nilgün KARATAŞ: Fon adı altında yerli ve yabancı hiçbir maddi destek almamakla övünen bir derneğiz. Gelirimiz; üyelik aidatlarımız, üyelerimiz ve Atatürkçü dostlarımızın yaptıkları bağışlar.
Turhan ALYAKUT:
Bağışlar nakdi mi yoksa gayrimenkul de bağışlanabiliyor mu?
Nilgün KARATAŞ: Birkaç tane bağış yapma şeklimiz var. Nakdi olarak makbuz karşılığında bağış yapılabilir. Üyelik aidatlarımız var. Taşınmaz da bağış yapılabilir. Şartsız bağış yapılabilir. Atatürkçü dostumuz kendisine ait bir taşınmazı şartsız bir şekilde Tapu Dairesinden derneğimize bağışlayabilir. İntifa hakkını kendinde bırakarak, mülkiyet hakkını ADD'ye bağış yapabilir. Sanatçı Atatürkçü dostlarımız telif hakları yönünde bağış yapılabilirler.
Turhan ALYAKUT: Bağış yapmak isteyenler zaten gelip sizden ayrıntılı bilgi alabilirler.
Nilgün KARATAŞ: Üye olmak için zaten gelecekler. Kendilerinden başvuru formu, iki tane fotoğraf ve bir nüfus cüzdanı fotokopisi istiyoruz. Kendilerinden 60 TL ücret istiyoruz. 50 Lirası aidat, 10 lirası da kart ücretidir.
Turhan ALYAKUT: Kamu yararına ne gibi faaliyetler yapabilirsiniz?
Nilgün KARATAŞ: Okullara, öğrencilere kırtasiye malzeme temini yapabiliriz. Huzurevlerine gidip oradaki ihtiyaçları karşılayabiliriz. Benim favorim eğitim alanında yapılacak kamu hizmetidir.
“ATATÜRK'ÜN SÖZÜNÜ KENDİME DÜSTUR YAPIYORUM”
Turhan ALYAKUT: Bu tarz derneklerde görev alanlar emekliliğini almış, bu zamanı geçirirken işe yarar bir şeyler yapabilmek isteyen insanlar sanki daha çok faaliyet gösteriyor. Gençleri bu tür faaliyetlerin içinde olması daha doğru geliyor.
Nilgün KARATAŞ: Kesinlikle daha doğru. Buna değinden önce Atatürk'ün gençlerle ilgili çok sevdiğim “Bütün umudum gençliktir” cümlesini hatırlatarak ve altını çizmek istiyorum.
Yönetim Kurulumumda Başkan Yardımcım 25 yaşında genç bir arkadaş, ona keza Disiplin ve Denetleme Kurulu'nda yer verdiğimiz genç arkadaşlarımız var. Bu düstur benim için çok önemli; gençlik, gençlik, gençlik…
Şu da önemli, biliyorsunuz bir Z kuşağımız var. Bu Z kuşağı her şeyin farkında ve bilincinde. Bizim için çok önemliler.
Atatürk'ün, “Bütün umudum gençliktedir” sözünü ben kendime Silivri Şube Başkanı olarak düstur yapıyorum. Bu benim için çok önemli. Bu nedenle gençlerimizi Atatürkçü Düşünce Derneğine mücadeleye davet ediyorum.
“ADD GENÇLİK KOLLARINI
KURUYORUZ”
Şube olarak yönetime geldiğimizde bir Gençlik Kollarımız yoktu. Faaliyetlerimize başladığımızda Gençlik Kolları'nı kuralım dedik ve şu anda bunun çalışması içerisindeyiz. Gençlik Kollarımız olsun, onların o enerjisi bizlere de yansısın.
“ATATÜRKÇÜ DOSTLARIMIZI GENÇLERİMİZE BURS VERMEYE DAVET EDİYORUM”
Şu anda gençlerimizin eğitim sorunu var, geleceğe dair kaygıları var. Bunların arasında ADD'nin bir aktivitesine katılmak gençler arasında çok rağbet görmeyen bir eylem olarak görülüyor. Atatürkçü Düşünceye sahip dostlarımızdan şunu istiyorum; bizim misyonumuz arasında gençlerimize burs vermek var. Bağış şekillerimizden bir tanesi de bu. Gençlerimizin en azından bir takım kaygılarının giderilmesinde ve ADD aracılığıyla bu bursun verilmiş olması kendilerini derneğimize de kazandıracak anlamına gelmekte. Atatürkçü dostlarımızı gençlerimize burs vermeye davet ediyorum.
“Atatürk gibi düşünmek” diye bir deyim var. İçinde neyi barındırıyor? Bence akılcılığı barındırıyor. Sorunu çözmek için akılcı yöntemlerle düşünmek gerektiğini vurgulayan bir deyim. Ona keza yine Atatürk'ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü yani akılcı düşüneceksin, pozitif ilimden faydalanacaksın. Bunlar gençlerde var. Onun için biz gençlerimizi davet ediyoruz. Bu konuda ailelerin de gençleri teşvik etmelerini bekliyoruz.
Turhan ALYAKUT: Son olarak ne ilave etmek istersiniz?
Nilgün KARATAŞ: Derneğimizin gençleşmesini ve Atatürkçü Düşünce mücadelesinin bayrağını gençlerimize devretmek istiyoruz. Gençlik, gençlik, gençlik… Ailelerin de gençlerini teşvik etmelerini bekliyoruz.
Neler yapabiliriz'e gelince gelirimiz sadece aidatlar ve bağışlar olduğunu düşündüğümüzde Atatürkçü Düşünen dostlarımızı bu mücadeleye ortak olmalarını ve onlardan güç alarak hayallerimizi gerçekleştirmek istiyoruz.