Geçtiğimiz gün ilçemizdeki yerel medya mensupları ile Emniyet Müdürümüz Taner Ertürk'ün misafiri olduk. Jandarma Komutanı Ersan Dikili de buluşmanın önemli bir bölümünde hazır bulundu.
Genç, pırıl pırıl, işini önemseyen, çare, çözüm üretmeye gayret sarf eden, iyi niyetle yaklaşan iki isim…
Asayiş olayları istatistiğine bakıldığında hala ilçe olarak şükretmek için pek çok neden bulabilirsiniz…
Ama gündemimiz suç ve suçluyla mücadele değil, bu iki kavramın gündemimizde yer alması, çoğalmasını önlemek olmalı… Gayretimiz bu yönde yol almalı ve Dikili'nin de altını çizdiği gibi bu süreçte Emniyet ve Jandarmanın yapacakları nicelik olarak çok, nitelik olarak herkesten az ne yazık ki. Aile ve eğitim sisteminin yapamadığını güvenlik güçlerinden yapmasını beklemek, baştan pek çok kayıpları göze almanın açık işaretidir. Dünya getirdiğimiz çocukların toplum bilinci ve kuralları dışına çıkmaması, içinde yaşadığımız yapının kural ve kaideleri ile kurduğumuz ilişki, eğitimin sağlayacakları ne denli daha önemli düşünün… Ve bu ne kadar önemsiyoruz hesap edin!
Hala daha cezalarda artış ile suç işleme konusunda caydırıcı olmaya çalışıyoruz… Doğru, yasalar çerçevesinde isteyerek, tercih ederek bir yaşam yerine korku ve baskıyla düzeni sağlama eğiliminin şiddetini arttırmakta kurtuluş arıyoruz… Bulamıyoruz tabi! Çünkü şiddete daha çok şiddetle cevap vermekten huzurun ‘h'si çıkmaz…
İş Emniyete, Jandarmaya intikal ettikten sonra bu işin kazananı olmaz, giden maddi bir şeyi yerine koyarsınız belki ama hiçbir şey de eskisi gibi, olmaz, suç hanesine giren her artı toplumsal barış ve huzurdan üç, beş eksiye bedeldir… Maddi kayıplar geçici, yarattıkları manevi hasar kalıcıdır!
Ve güvenlik güçlerinin elini bağlayan, yetki sınırlarını aşan, toplumsal huzur ve barışımızda derin yaralar açan daha nice neden…
Suç ve suçluyla mücadele güvenlik güçlerinin işi ve onlar ‘ellerinden geleni yapacaktır'a inanıyorum, inanmak istiyorum; başka türlüsü çok zor olur.
Ama iş onlara dayanmadan, her gün bıkıp usanmadan biz yetiştirdiğimiz çocuklara doğrusunu sabırla anlatmalı ve en önemlisi de onlara bu hususta rol model olma anlayışını sonuna kadar terk etmemeliyiz. Çocuklar sizi duymaktan çok aklıyla izler, taklit ederek kendilerine el yordamıyla karakter, anlayışlar inşa eder… Çünkü her kişinin varlığı eşsiz ve benzersizdir… Çocuklarınızı dünyaya getirirsiniz ama onların mimarı olmanız çok zor, bunun yerine kendi mimarları olmalarına izin verebilirsiniz; bunun için gerekli bilgi ve becerileri örnekleyerek, girdikleri karanlık yollara ışık tutarak:)
İş yerelindeki hırsızlıkları saymazsak ve uyuşturucu ile mücadele konusunda düşünülen ek tedbirleri hesaba katarsak paniğe gerek yok hepimiz kurtulacağız : ))
Teşekkürler Müdürüm…
GÜNÜN SÖZÜ
“Kaybettiğin bir şeyin ummadığın anda karşına çıkması gibidir hayat.
Hiçbir istek istenildiği anda gerçekleşmez. O noktaya varacağını bilsen bile, gerekeni yapsan bile o zamanı belirleyemezsin. Ne zaman ki kendini zamanın kollarına bırakır ve sabrını ehlileştirirsin, işte o zaman isteğin sana doğru koşmaya başlayacaktır. Çünkü onun önüne koyduğun zaman engelleri ortadan kalkmıştır artık.
Çünkü o, en münasip ânı bilendir; zamanı kafanda ne kadar kısıtlarsan o senden o kadar uzaklaşır.
Belki zengin olmak istiyorsundur, belki aradığın aşkı bulmak... Ne olursa olsun, bu beklediğin zamanda olmayacaktır.
Çünkü belirlenen bir zaman aralığı, yaşanılacak birçok şeye engel olacaktır.
Ondan dolayı, zaman beklentilerinden sıyrılıp kendini hayatın akışına bırakman gerek.
Gözlerin kaybettiğini aramasın; aksine, hiç yokmuş gibi davransın. Yeter ki, ona ulaşacak olan yolda ilerle ve inan..."
*Serkan Sai Önder - Bulutsu Düşünceler