“Anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır…” sözünü haklı gösteren bir örneğe imza atmak üzere konuya giriş yapayım.
Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın bir seçim vaadi daha Hayvan Pazarı şekliyle hayat bulurken, sadece sözünü tutan siyasetçi değil, İl Tarım Müdürü'nü de Silivri'de görmek nasip oldu. Ama ne onun İstanbul'da tarım ve hayvancılık üzerine değerli tespit ile istatistiki verileri ne de Kaymakamımız Tolga Toğan'ın ünlü Amerikan ve Çin şirketlerinin binlerce dönüm satın almakla gösterdiği toprak aşkı örneğinden gitmeyeceğim.
Hemşerilik damarım tuttu, Arnavut inadı gibi bir şey bu da galiba… Ama biz Deliormanlıyız...
Beyciler Muhtarı Yaşar Köse'nin kısa bir süre önce yaptığı son derece basit tespitle açıklamaya çalışayım; “Bir entariyi sırtınızda 5 yıl giyiyorsunuz ama yemek yedikten 5 saat sonra tekrar acıkıyorsunuz.”
Aslına bakarsanız o sırtımızdaki entari için de tarım ve hayvan üretimine muhtacız. Yani insanoğlu tarım ve hayvancılık olmaksızın hayatta kalamaz. Dünyada hiçbir teknolojik gelişme yokken ilk insanları günümüze kadar getiren temel şey, maya tam olarak da bu.
Ne buyurmuş Kızılderililerin ataları: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
“Silivri'de kurulacak olan hayvan pazarından yola çıkıp dünya ya da insanlığın kurtuluş reçetesini yazmaya meraklı olmayanlar için üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden” deyip hepimiz için kötü bir son yerine yeniden, yerinden yönetim ile karnımızın tok, sırtımızın pek olması için çok çalışmak ve mutlaka üretmek zorundayız.
Teknolojik gelişmelere direnç gösteren eski bir kafaya sahip olarak ninesinin ördüğü yün çorapları veya hırkası ile artık pek yaşayamadığınız, sert kışlara direnç geliştirme şansı olanlar beni anlayacaktır.
Salgının uzayla aşık atan çağımızda bizi döndürdüğü ilkel şartlara bakıp da görmediğimiz ne varsa hepsi bizden birilerini götürdü bilinsin. Bilmekle de yetinemeyiz, gereğini daha fazla geç kalmadan yerine getirmeliyiz.
Bunun için tohum, saman dağıtmanın, hayvan pazarı kurmak ve mezbaha gibi girişimlerde ısrar edenlerin temelde üretimi elde olan imkanların ötesinde desteklemesine şükredelim. Siyaseti de eleştiriyi de başka yerlerden ziyadesiyle yaparız!
Başkan Yılmaz'ın tarım ve hayvancılığa dair “kağıtla, kürekle değil emek ve yürekle yapılır” sözlerini duyar duymaz, hayvancılık ile uğraşan bir büyüğümüzün alkışlamak için elindeki çay bardağını yere fırlatma (daha sonra alıp uygun yere bıraktı gözüm üzerindeydi…) tepkisi de içten eylemlerin, aynı nitelikte ifadelerle yarattığı güçlü tesirin ispatıydı.
GEÇMİŞ OLSUN
Tedbirlerden hepimiz bunaldık farkındayım ama salgın tüm bulaşıcılığı ile hala aramızda.
AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu son olarak testinin pozitif çıktığını belirterek evinde tedavisinin devam ettiğini paylaştı.
Bu vesile ile aşı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatarak, tüm hastalarımıza acil şifalar, her birimiz için de sağlıklı günler dileyelim.
