Ferhan Tezcan

Kartal'ın yanlış tercihleri!

1974 yılıydı. Fenerbahçe başkanlığını merhum iş adamı Emin Cankurtaran yapıyordu. Takımın kadrosunda çok değerli oyuncular vardı. Bir tanesi de Cemil Turan'dı.

Cemil müthiş kuvvetli ve süratli bir oyuncuydu. Milli takımda da oynuyordu. Hem Fenerbahçe'de hem de milli takımda sayısız goller atıyordu. Onu takımdan 'kesmek' imkânsızdı. Yani Cemil'siz bir Fenerbahçe düşünülemezdi.
O zamanlar takımın başında Brezilya futbolunun efsane ismi Didi vardı. Didi, Pele'nin 'Benim idolüm. Ben onu örnek aldım' dediği futbolcuydu.

O da Cemil'i takımdan çıkarmaz ve onun gözünün içine bakardı.
Yani kıymetli oyunculuk budur. Didi bile olsanız oyuncu oyuncudur. Aradan zaman geçti. Fenerbahçe'ye ne kıymetli oyuncular geldi. Ne kıymetli hocalar.

Yaklaşık uzun süredir Fenerbahçe'de bitmeyen bir 'senfoni' var.
Fenerbahçe'de hocamı yetersiz yoksa futbolcular mı çok üst düzey?
İsmail Kartal hocayı 1985'lı yıllardan beri tanırım. O zamanlar MILLIYET gazetesi yazarıydım. İsmail Fenerbahçe'nin sağbekiydi. Ama çok düzgün ve özverili bir futbolcuydu. Fenerbahçe kaptanı Müjdat ile çok iyi defans bloğu olmuşlardı. Yıllarca birlikte oynadılar.
İsmail sonra hocalığa soyundu. Fenerbahçe'ye de iki kere gidip geldi. Sarı-Lacivertli taraftar üzerinde de bir etkisi var. Yani taraftar onu seviyor.

Meslek hayatımdan örnek vermek isterim. Bu başka mesleklerde de vardır. Bazı yöneticiler kuvvetli yardımcılarla çalışmak istemezler. İstikbalden korkarlar. Ben ömrümde hiç bu tip insanlarla çalışmadım. Uzun yıllar birlikte çalıştığım Şansal Büyüka bana 1987'de yardımcısı olduktan sonra hep önümü açmıştır. Yetki ve etki vermiştir. Çok zaman beni servisle bırakıp yurt dışı seyahatlere gitmiştir. O inisiyatif beni mesleğimde ileri götürmüştür. Ta ki meslekten ayrıldığım 2008 yılına kadar.

Ancak başka mesleklerde de vardır. Hep ikinci adam korkusu. Acaba yerime geçer mi paranoyası.
İsmail Kartal'ın yardımcılarını tanımıyorum. Ama onu uyarmadıkları kesin. Ya da yanlış yönlendirdikleri kesin.
Senin orta sahanda İsmail -Szymanski- Fred üçlüsü var. Bunların uyumu süper. Ama sen o orta sahayı Olympıakos maçına çıktıktan bir süre sonra bozuyorsun. Bir türlü işine yaramayan Kruniç- Zajc ikilisini sokuyorsun. Sonra bırak santrforu orta sahada oyun kurucu görevi de üstlenen Dzeko'nun yerine Batshuayı'yı alıyorsun. Dzeko'yu çıkarmadan Belçika'yı sokamıyor musun? Ahh hocam ahh.
Avrupa Konferans Ligine yarı finalin kapısına kadar gelen Fenerbahçe'yi de pek çalıştırmadığın penaltılar sonrası Yunanlılara teslim ediyorsun.
Bu fatura direk sana kesilir İsmail hocam.
Çünkü 'risk' almayı sevmiyorsun. Beceremiyorsun.
Şu Fenerbahçe'yi bir toparla. Çünkü toparlayamazsan bu öyle bir patlar ki, enkazın altında kalırsın.
Allah yardımcın olsun.
Unutma bir hafta da iki kupa verdin.
Hoşça kalın…

YORUM YAP