1970 yılıydı Meksika'da düzenlenen Dünya Kupası belki de bugüne kadar yapılan kupa finallerinin içinde en çok yıldızı olan kupaydı. Pele'nin son dünya kupasıydı. Başta Franz Beckenbauer olmak üzere Gerd Müller (1970'ın gol kralı), Schnellinger, Overath, Uwe Seeler Almanya'da yer alıyordu. İngiltere'de Bobby Charlton gibi bir efsane ile Bobby Moore, Peters, Francis Lee vardı. İtalya ise o dönemin en 'şaaşalı' kadrosuna sahipti. Başta kaptan Facchetti, Mazzola, Rıvera, Bonınsegna ve 'Beyaz Pele' denilen Caglıarı oyuncusu Gigi Rıva, Mazurkıewıcz'ın kalesini koruduğu iki kupalı Uruguay, Peru'yu çalıştıran Brezilya futbolunun efsanesi Didi. O zamanların futbolun en iyi hocalarından biri kabul edilen Sovyetler Birliği teknik direktörü Yurı Kaçalın.
Tabii bir de hakemler. Ne de olsa maçlarda son sözü onlar söylerdi. Fransa'dan, İngiltere'den, Almanya'dan, Hollanda'dan daha doğrusu biz hariç bir sürü hakem.
Sovyetler Birliği ile Uruguay çok önemli bir maça çıkmışlardı. Ruslar iyi futbol oynuyorlardı. Uruguay iki kez dünya kupasını kazanmış bir ülkeydi. Yani o da boş değildi. Maçı Hollandalı hakem Ravens yönetiyordu. Ülkesinin en iyi hakemlerinden biri olarak biliniyordu. Maç golsüz giderken Uruguaylı bir forvet oyuncusu topu dışarı çıkarken korner bayrağının yanında yakaladı. Top dışardaydı. Ama hakem Ravens görmedi. Sesi çıkmadı. Yan hakemden de işaret yoktu. Uruguaylı gitti golü attı. Hakem Ravens golü verdi. O Sovyet oyuncuların 'gıkı' çıkmadı. Uruguay yarı finalde Brezilya ile karşılaştı. Sovyetler Birliği ise elendi gitti. Peki, Ravens ne oldu?
FİFA'da UEFA'da da sonu oldu ve bir daha maç yönetemedi.
BİZ DE BÖYLESI YOK MU?
1970'lerden çıkıp bugünlere gelelim. Sezon başında MHK (Serdar Tatlı) döneminde Özgüç Türkalp, Serkan Tokat, Mustafa Öğretmenoğlu, Emre Malok, Hakan Ceylan Koray Gençerler ve Erkan Engin sezon başında bir alt lige düşürülmüş ve süper ligde yer almayacak hakemlerdi.
Sonradan Mustafa Öğretmenoğlu gibi birkaç kişi VAR hakemi oldu. Ancak nereden çıktıysa Öğretmenoğlu bir Galatasaray maçında görev aldı. Ortalığı 'toz-duman'a çevirince ortadan kayboldu.
Hakemlerin içinde başarılı olanları da yok değil. Mesela Fırat Aydınus üst üste 9 hafta düdük çalarak en uzun serinin sahibi oldu. 2021 --2022 sezonunda Hollandalı Ravens örneği bir daha haber alınamayanlar da var.
Halis Özkahya, Gaziantep- Kasımpaşa maçı uzatmasında yaptığı hatalar sonrası kariyerini noktaladı. Rize-Galatasaray maçının hakemi Ali Palabıyık ile Hatay-Fenerbahçe maçının hakemi Abdülkadir Bitigen'den daha ses yok.
Hakemlerin içinde Zorbay Küçük, Atilla Karaoğlan, Ali Şansalan, Erkan Özdamar Süper ligde ilk yarıyı sağlam tamamlayan hakemler olarak göze batıyor.
Süper ligde ikinci yarı başladı. Ancak transfer 12 Ocak'ta start alacak ve 8 Şubat'ta bitecek. Kulüplerin transfere çok ihtiyacı var ancak parası yok.
Süper ligin ikinci yarısı herkese hayırlı olsun.
HUKUK NE SAĞLIYOR?
Futboldan kopalım olmazsa olmazımız hukuka gidelim.
Hukuk zora dayanan ilişkilerdeki belirsizliğin yerine kuralın egemenliğini geçirir. Nasıl yaşayabilir bir toplum. O toplumda rollerin ve yerlerin, yararlılıkların ve yükümlülüklerin, yetkilerin ve ödevlerin dağılımının hiç kimseyi tehlikeye düşürmeyeceğine insanlar inanıyor, inanabiliyorsa tabii. Peki, hukuk bu düzen anlayışına hangi araçlarla yanıt verebilir?
Hoşça kalın…