Kayseri ve Baldöktüler...

İnsan ara ara kabuğunun dışına çıkmayı göze alabilmeli… Alabilmeli ki; başkalarının dünyasında kendi yaşadıklarını tartma cesareti toplasın… Ne bekliyordum Kayseri'ye giderken? İnanın çok üzerinde düşünmedim ama gördüklerim karşısında şaşırdığımı itiraf etmeliyim… Düzen, tertip, otoban gibi cadde yolları, tertemiz bir kent... Şehrin içine girer girmez tarihi eserlere gösteren özen dikkatinizi çekiyor… En ufak bir tarihi yapının dahi etrafı ama küçük ama devasa meydanlarla çevrelenip; kendi zaman ve dünyasında var olması için imkân tanınmış… Şehrin içinden tarihi yapıları söküp alsanız geriye Kayseri olarak ne kalır kimse merak etmemiş; iyi ki… Tarihi yapılar ve şehirler bağlamında; insan ve yaşamsal organlarını kıyasta hata etmiş olmazsınız…
Niye Kayseri'deyiz ona açıklık getireyim; Şerife ve Nurullah Baldöktü hayırseverliklerini bir kez daha ortaya koyarak şehrin yeni sayılabilecek eğitim kurumlarından Nuh Naci Yazgan Üniversitesine iki öğrenci yurdu, bir kapalı spor salonu ve bir de açık spor kompleksi yaptırdı. Onlar gibi başka Kayserili hayırseverlerin de doğdukları topraklara borcunu kurumun diğer yapısal ihtiyaçlarını karşılayarak ödemekte, adeta birbiriyle yarıştığı katıldığımız programda ortaya çıkıyor… Kayserililerin yardımseverlikte yarışmasının neticesinde muhteşem bir üniversite kampüsü kazanmış geçlerimiz… Bir hayırsever dişçilik fakültesinin binasını, bir başkası eğitim görevlilerinin lojmanını, farklı bir isim toplantı salonunu üstlenmiş vs liste uzayıp gidiyor… Ortaya çıkan yüzlerce gencimize eğitim fırsatı… Biz Kayserilileri tutumlu, hatta cimri bilirdik… Gidip gördüklerim ve işittiklerimden sonra niye paralarının bu kadar kıymetli olduğunu anladım; hayır işine ayıracak kadar biriktirmeye çalışıyorlar anlaşılan : )
Şehrin 21 yıllık belediye başkanının şu anki Şehir ve Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki'ye hayran kaldım… Kayseri'de yaptıklarının yarısını Türkiye'de yapabilse adı ülke tarihine de Kayseri'deki gibi altın harflerle yazılır… İnsani yaklaşımı, alçakgönüllülüğü, tatlı dili etkileyici… 21 yıl belediye başkanlığı yapıp da güç zehirlenmesi yaşamayan insanlar da var, olabiliyormuş öğrenmiş ve görmüş oldum! Güç herkesi zehirlemiyor anlayacağınız…
Kayseri'yi ister istemez Silivri ile kıyasladım, kıyaslamadım dersem yalan olur… Ama sanıyorum birkaç bakan, daha çok hayırsever, bir Cumhurbaşkanı çıkartmamız ve İl olmamız aradaki farkı kapatmak için acil veya olmazsa olmaz eksiğimiz, telafi etmemiz lazım olanlar, tamamlamamız gerekenler…
Allah'tan doğdukları topraklara borcunu hayırseverlikle ödeme alışkanlığını doydukları yerlere de taşıma eğiliminde bulunan Kayserili hayırseverlerden Silivri'ye de Allah kısmet etmiş… Hayırseverlik konusunda Baldöktü Ailesinin Silivri'de tarih yazdığını düşünüyordum ama bu destanın aslı ve Silivri'den daha fazlası Kayseri'de var… Kentin birçok yerinde, bir yerden başka yere giderken bile adı değişen ama soyadı değişmeyen yeni bir hayırseverlik örneğine şahitlik etmeniz muhtemel…
Adı yazılanlar ve bilinenler dışında okul, cami, hastanelere, emniyet, askeriye ve kamu derneklerine yapılan birçok katkı… Tamamlanan eserlerin zaman içinde doğan ihtiyaçlarına Nurullah Baldöktü'nün hiçbir zaman kayıtsız kalmadığı da bilinen bir özelliğidir.
Kayserililer, “Erciyes'in karı, Kayseri'nin kârı” sözünü sıkça vurgulayıp “Denizimiz yok”, “Toprağımız çok verimli değil biraz fazla kazsanız kil çıkar” dese de kendi zenginliklerini yaratmayı, tarihi miraslarına sahip çıkmayı muhteşem bir şekilde başarmışlar. Ahi Evran, Seyyd Burhaneddin, Mimar Sinan… Erciyes yeni yeni yatırımlarla tercih edilen bir kayak merkezi olma konumunu yoğun bir şekilde hızlandırıyor… Dörtten üçe düşen üniversite sayısı… Pastırma ve mantıdan söz etmeme bile gerek yok : ) Sarma da muhteşem…
Uzun lafın kısası Kayseri seyahati çok keyifliydi… Şerife ve Nurullah Baldöktü'nün evsahipliği ise muhteşemdi… Emek, yürek ve maddi imkânlarını ortaya koyarak, azimle ülkemizin geleceğine bulundukları katkılara yakinen şahitlik etme imkânı için binlerce kez teşekkür ediyorum…
Bir kez daha insanda alçakgönüllülüğün ne denli eşsiz bir meziyet olduğunu tecrübe etmenin bende yarattığı hissiyatı ifade etmekte kelime darağacım yetersiz kalıyor… Hayırseverlikleri, nezaketleri inceliklerini ortaya koyuyor zaten de dünyaları görmüş, hayatta istediği her şeye sahip insanların eriştiği mertebeden herkesi görüp, anlayabilmesi, değer vererek yaklaşması takdirden öteye hayran bırakıyor…
Benim anlayabildiklerim benim kadardır, anlatabildiğim ise bunun da ötesinde az, yetersiz… Şerife ve Nurullah Baldöktü'nün el ele vererek bu hayatta başardıklarını Allah görüyor ve biliyor… Sağlık, güç ve uzun ömür diliyorum…
Kayseri, Silivri ve Türkiye sizin gibi insanların çabalarıyla geliştikçe, güzelleşmeye devam edecek… İyi ki varsınız... Herkese iyi haftalar...